İKLİM

126 13 4
                                    

Ne güneş doğar benim dünyama ne de yağmur sonrası gökkuşağı çıkar ne maviyi bilirim ne kırmızıyı güzel kavramı koca bir soru işareti aslında soru işareti de soru işareti benim için

Karanlığa gözlerini açmış bir kızım aslında gözlerini hiç açamamış bir kız  görme engelli on sekiz yaşında en çok sevdiği renk olan siyha tutunan bir kız ..

Bana engel olan gözlerim annemi çok ağlattı aslında ben ağlattım annemi ilk yedi yaşımda annemi ağlattım ilk yedi yaşımda kendimden ve gözlerimden  nefret ettim

"Anne neden seni göremiyorum ?"

Annemi yaşlarına benide karanlığa boğan bu soru hayat denen sınava giriş kağıdım oldu çoktan seçmeli sorular neden bilmediğim yerden çıktınız ?

Cevapsız kalan sorularımla on iki yaşıma kadar geldim bikmadim ve anneme başka sorular sordum

"Annem gökkuşağı nasıl ?"

"Gökkuşağı sen kızım, senin gülüşün ."

"Anne benim gülüşlerim nasıl ."

"Cennet gibi kızım " titrek sesi ile cevap verdi bana susmadım sordum

"Anne cennet nasıl bir yer ?"

"Cennet hayallerin kızım cennet duaların "

"Anne cennetim sen misin ? Dualarimdaki hayallerimde ki sen benim cennetim misin anne ?"

Sustu annem kelimeler yerine hıçkırıkları bıraktı , annem yine ağladı

Annelerin gözyaşları nasıldı , ağlayan anneler daha mı güzeldi ?

Sorguladığım hayatımıdan dört yıl daha devirdim ve on altı oldum ben gibilerle arkadaş olamadım  mahalleden bir arkadaşım vardı bizim eve annesi ile güne gelirlerken tanıştık tek dostum tek sırdaşım o benim

Adı İklim olan ama nasıl göründüğünü bilemeyen benim hikayem penceresiz bir evde başlıyor ...

Annem hep göreceğime inandı beni iki türlü yetiştirdi görme engellilerin gittiği okula gidiyorum bize özel alfabe ile öğrenmem kolay oluyor ama evde normal eğitim veriyor annem

Babam ve annem avukat işlerinde oldukça başarılılar bunu safiye abla demişti bana, safiye abla benim bakıcım aslında o ailemizin bir parçası bana sabreden yüce gönüllü kadın

Okuma yazma bilmiyordu bana bakmaya başlayana kadar sırf bana kitap okuyabilmek için öğrenmiş işte o zaman dedim ki koca gönüllü safiye ablam ailemizin vazgeçilmez parçası ...

Güne her sabah yedide başlarım safiye abla beni yıkar ve yedirir sonra giyinmemem yardımcı olur babamada okula bırakıp alır annemele her akşam sekizde mutfakta oturur konuşuruz ve çalışırız annem işi ile ılgili tavsiyeler alır ve bana öğütler verir

Gördüğünüz gibi toz siyah bir hayatım var

Şu an on dokuz yaşındayım ve hayatımı ve annemin hayatını değiştirecek birşey öğrendik , işinde çok iyi olan bir doktor gormemi sağlayabilirmiş

Ama önce birkaç test ve kontröl gerekmiş olsun annemin hayali gerçek olacak ve ben  annemi göreceğim

Hayalimi ,cennetimi ve dualarımı göreceğim kokusunu bildiğim hayalim annemi ilk aşkım babamı göreceğim

En çok kendimi merak ediyorum nasıl biriyim acaba kavramlar ile dolu dünyada hangi kavramın karşılığıyım  hangi sınıfın insanıyım acaba

Bu yaşıma kadar dalga geçilen ezilen taraf oldum kör kelimesi damgam oldu bu zamana kadar  yetersiz ve meteliksiz bir kişilik olarak algılandım

Bana annemin kamburu lakabını taktılar en çok bu yaktı canımı kanburun anlamı yükmüş Aslı dedi bana  en yakın arkadaşım gözyaşlarımı silen yakınım

"Annesinin kanburu kör bir kızın hikâyesi kaç sayfa sürer ?

Kör bir kız sevebilir mi ?

Asıl o kör kız görebilir mi ?

Hikayem daha yeni başlıyor sayfayı çevirmeye korkma gir hayatıma birde ben gibi bak asla korkma"

Ben bunlardan ibaretim aslı annesinin kamburu kör bir kızın arkadaşısın...

ZÜLFÜ SİYAHIM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin