-Serin'den
Ayol, daha yeni girdik tatile bu ne acele derken Allah belamızı verdi arkadaşlar. Yani tatil bitti... Ben ise mütüş beyaz tenim yandığı için okula kırmızı bir şekilde gitmek zorundayım. Sarışınlara ne kadar yazık ya, bir rüzgar essin kırmızı ol, biri yanağını sıksın yine kırmızı ol, 5 saniye güneşte kal yine kırmızı ol. Hayatımın çoğu kırmızı geçiyor zaten beni niye beyaz tenli yarattın ki Allah'ım? Neyse ben böyle de güzelim. Zaten okulda tek real sarışın benim. Tamam saç muhabbetini bırakalım da okula sivil mi gidicez. Açıkçası ben gideceğim. Şimdi okul zamanı.
Alışkanlıkla 3. Kata çıktım ve geçen seneki 10'ların sınıfların oraya gittim. Hayatım boyunca hiç okul değiştirmedim ve doğal olarak burayı ezberledim. 1. Sınıfın yanından geçerken "A" diye mırıldandım. 2. Önünde "B" ve son durak "C". Sınıfa girdim ve doğruca eski sıramın olduğu yere ilerledim. Sınıfta öğretmen yok bu yüzden bu kadar rahattım. Sınıfa bakındığımda tanıdığım 1 kişi bile yoktu. Kesin sınıfların yerini değiştirdiler he. Her sene inadına yapıyorlar ya. Ama bunlar 9. Sınıf , hadi şaka yapalım.
"Ben buraların ağasıyım" adlı ifademi takındım ve en yakınımda ki öğrenci topluluğunun yanına gidip "selamün aleyküm. Evet köleler ben artık patronunuzum, taşıyın beni"diyip en yakınımda ki kişiye yaslandım. Çocuk korkuyla tuttu beni ve diğerleri de deli olduğumu düşünmüş olacaklar ki etrafıma toplandılar. Bir anda kalkıp " siz yokken, ben vardım". Diye bağırdım. Bu sırada sınıfa hoca girdi. Bende çantamı alıp hocaya en masum bakışımla, sanki az önce çığrınan ben değilmişim gibi sordum "hocam 10. Sınıfların sınıfları nerde" kulağa pek mantıklı gelmiyor ama mantıklı işte. Hoca " bir üst katta" dedi bende çantamı alıp çıkmaya başladım. Hayır anlamıyorum, kaç senedir bu kattalar bizim senemize gelince mi yukarı kata taşıdırlar. Neyse sakinim. Bu sefer doğru sınıfa girip " selamün aleyküm" dedim. Her zaman ki gibi kimse cevap vermedi. Bende ortaya " Allahın selamını alın allahın cezaları" diye bağırdım, 10 senedir benden bıkmış bir oksijen israfı "aleyküm seeeelaaam" diye bağırdı selam'ı uzatarak. Ona gerizekalıymış gibi baktım oda bana aynı bakışlarla karşılık verdi.Yaklaşık beş dakikadır tahtayla bakışıyordum. Ben tahtayla evlemeye karar vermişken Dolunay hayvan gibi bağırdı. Vakit intikam vakti diye düşündüm ve kızın koluna yumruh attım. Eski sivilcelerimle ilgili kına yakmak isteyen Dolunay'ı dinlerken hayatım boyunca bilmem kaçıncı kez neden onunla arkadaş olduğumu düşündüm. Ama olsundu.
İntihar etme isteğin alttan alttan gelirken, ilk günden derslere başlayan matematikçinin mantığını sorguluyordum. Şu dersler olmasa kadınla aramız iyiydi aslında. Yeni kamu spotu çıkarmayı düşünüyorum "dersler insanlarla ilişkinizi azaltır"
Diye bağıran bir adam. Sonra bir dede gelip "3 yılda dersler yüzünden asosyal oldum, ben aslında 12 yaşındayım" diyecek sonra şu kadın gelecek ve "sahip çıkalım dedeye" diyecek filan. Süper he, aynı benim gibi.