~6~

978 54 32
                                    

Annabeth

Ölecek olan 4 melez fikri gerçekten karamsar bir şeydi. Aramızdan bir kişinin ölmesi düşüncesi bile beni sarsarken, 4 melezin ölmesi gerçekten iğrenç bir şeydi.

"Aslında babam görevle ilgili başka bir şey daha söyledi. Tanrıların bize bir çok görev verdiğini, ilk görevin de Poseidon'un yabasını bulmakla ilgili olduğunu anlattı." Bunu duyunca ilk kez rahatladım çünkü bu görev Percy için vız gelecek bir şey.

"Güzel o zaman. Su ve sudan oluşan şeyler benim uzmanlık alanım. O yabayı bulacağım." Sözü Luke alıyor.

"O zaman görev dağılımı değişmeli. Ben, Kayla'yla kılıç antremanı yapıyorum, Nico da Katie'yi çalıştıracak. Jason da Pollux'u alır. Percy, yabayı bulmak için çalışmalar yapsın. Annabeth, sen kütüphanede yolumuza çıkabilecek canavarlar üzerine çalışırsın. Koç Hedge, sen de geminin kontrolü konusunda Leo'ya yardım edersin. Piper, sen hançer görüntülerini yorumlamaya, Kayla, sen de kehanet için görüntü falan almaya, Frank, sen de biçim değiştirmeye çalış."

"Sana neden güvenecek mişim? Daha önce bize ihanet etmedin mi? Castor senin yüzünden öldü! O benim kardeşimdi! Hem de öz kardeşim. Senden nefret ediyorum ve sana güvenmiyorum!" Pollux koşarak odadan çıkıyor. Onun ardından da Katie ağlayarak gidiyor. Leo'nun sesini duyuyorum.

"Evet, bir toplantının daha içine ettik. Dağılabiliriz arkadaşlar." diyor. Adam bununla bile eğleniyor. Herkes dışarı çıkınca ben de çıkıyorum. Evet, birlik içinde olmamız gerekirken 2 melez çoktan olay çıkardı.

"Biliyor musun Luke, aslında bu odada seni seven ya da sana güvenen kimse yok. O yüzden bu kokuşmuş liderlik havalarından vazgeç." diyor Jason. Luke sırayla bize bakıyor. Göz göze geldiğimizde başımı eğiyorum. Ne yazık ki Jason haklı. Luke sinirleniyor ve kapıyı çarpıp dışarı çıkıyor. O'nun arkasından Thlia gidiyor. Ben de kütüphaneye ilerliyorum.

Leo

Sadece , olaylar nasıl buraya geldi anlamıyorum. Tek amacım doğru düzgün bir toplantı yapmaktı. Neyse artık önümüzdeki maçlara bakacağız.

Herkes dağılınca, odanın kapısını kapatıp yukarı çıkıyorum. Festus, son bilgileri bana aktarıyor. Sandalyeme oturup bir süre denizin üzerinde ilerlememizi izliyorum. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyor. Dümeni Koç Hedge'ye bırakıp Jason'la birlikte kaldığımız odama gidiyorum.

Elim istemsizce annemin resmine uzanıyor. Yüzüme buruk bir gülümse yerleşirken aptal Gia'yı yeniden hatırlıyorum. Annemi öldüren manyak. İçimden alevler yükselmeye başlıyor. Gerçekten şu an öfkeliyim.

"Dostum yanıyorsun!" Jason telaşla sürahiyi kapıyor ve üzerime atıyor. Yine de sönmüyorum ve odada "Ağğğ, Yanıyorum ve sönmüyorum!" diye koşmaya başlıyorum.

Tabii, geçtiğim yerleri yaktığımı da hesaba katarsak, bu riskli bir şey oluyor. Ben ellerimi "Sön. Sön!" diye üzerimde dolaşıtırırken Jason da beni söndürmesi için Percy'i çağırıyor. GErçekten komik çünkü Percy geldiğinde sönmüş oluyorum. Çünkü Kalipso, İris mesajı için çağrı atmış oluyor.

"Sanırım artık lazım değilsin Percy, neyse sen şu yabayı aramaya devam et. Umarım görev bir an önce biter." Jason ve Percy dışarı çıkıyorlar. Kalipso'ya bakıyorum.

"Leo, ahh, seni yeniden görmek müthiş! Gittikçe İris Mesajı yollamak daha zor oluyor. Ama ne yazık ki seni ancak bu yolla görebiliyorum." Kalipso, sanki bana değebilirmiş gibi elini uzatıyor.

"Oraya ne olursa olsun geleceğim Kalipso. Hayatımın üzerine yemin ettim. Styx nehrinin üzerine. Görev bittiği gibi, tanrılardan isteyeceğim ilk şey seni serbest bırakmaları olacak." Gözlerimle savaşmaya başlıyorum. Kalipso'nun önünde ağlamayacağım.

"Seni özlüyorum Leo. Aklıma sürekli, seni sandalla yollamasydım da burada kalsaydın diye saçma fikirler geliyor. Orada, benden uzakta olmana katlanamıyormum." Bu an, gözyaşlarımı tutamadığım an oluyor.

"Benim sensiz mutlu olduğumu mu sanıyorsun? Sürekkli o adayı ve oraya gelen melezleri düşünüyorum. Ya bende vazgeçersen? Sonuçta o adaya gelen bir melezin geri dönmesi için ona aşık olman gerekiyor. Ve sana hep aşık olmanın mümkün olduğu melezleri yolluyorlar. Hem senden uzağım, hem de önünde bir çok seçenek var. Beni niye seçesin ki?" Bu sözleri söylediğim an pişman oluyorum.

"Leo, lütfen böyle düşünme. Ben seni hepsinden çok seviyorum ve bu hep böyle olacak. Yine de bu benim lanetim. Yapabileceğim bir şey yok. Üzgünüm, İris Mesajı'nı bitiriyorum."

"Hayır, Kalipso dur! Özür dilerim. Bunları söylemek istemedim. Lütfen bekle! Seninle konuşmam gerek!" Komuşma bitiyor ve ben hiçbir şey söyleyemiyorum. Kalipso'ya söylemek istediğim şeyi mırıldanıyyorum. Görevde 4 melez ölecek ve bunlardan biri olabilirim.

Piper

Toplantı odasında olanlar gerçekten garipti. Luke'a ben de güvenmiyorum. Bütün Olimpos neredeyse onun yüzünden yok oluyordu. Bir çok kez Percy ve Annabeth'i öldürmeye çalışmıştı. Dost bildiğin sana ihanet edecek demişlerdi Percy'e. O dost bildiiği Luke'tu.

"Çok dalgınsın Piper." Kayla elini omzuma koyuyor ve gülümseyerek bakıyor.

"Sadece Luke'u düşünüyorum. Percy ve Annabeth'in hiçbir şey olmamış gibi davranması sence de garip değil mi?" Kayla gülümsüyor ama hiçbir şey söylemiyor.

"Özür dilerim. Sanırım sana kardeşini hatırlattım."

"Yok ya. Boşver. İstersen sen odaya git. Ben Katie'nin yanına gideceğim." Başımı evet anlamında sallıyorum. Kayla, hıçkırık seslerinin yükseldiği pembe renkli kapıyı açıyor ve içeri giriyor. El sallıyorum ve bizim odamıza gidiyorum.

Akşamcı olduğum için yatağıma uzanıyorum. Gözümü kapattığım gibi aklıma göreceğim aptalca kabuslar geliyor. Yine de uyumaya çalışıyorum.

Gözümün önüne bir ada görüntüsü geliyor. Bir kız var. Yüzünü tam olarak göremiyorum ama bal renginde saçları var. Bir masada oturuyor ve masaya kendi kendine yemekler geliyor. Bir süre hiçbir şey olmuyor. Ardından, havada 4 kişi görüyorum. Sanırım biri satir.

Havada döne döne yere düşen bu kişiler, sonunda yere yapışıyorlar. Yüzlerini gördüğümde bunların Luke, Percy, Nico ve Kıvırcık olduğunu görüyorum. Hepsi baygın.

Ardından görüntü değişiyor. Bu sefer de kendimi ve Kayla'yı görüyorum. Bir masada oturuyoruz. Karşımda duran Afrodit bize kadehlerle ilgili bir şeyler anlatıyor.

Görüntü yeniden değişiyor. Bu sefer de, Percy'i denizde görüyorum. Elinde yabayla geliyor. Uyanıyorum. Görüntüleri not alıyorum. Percy ve üç dişli yaba. Görev tamamlanmış.

"Kayla, uyan. Görüntüler gördüm ve gece olmuş. Artık sıra bizde."

Tanrıların Sınavı -PJO FFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin