-6-

757 29 2
                                    

Bu baya hüzünlü bir bölüm oldu. Umarım güzel yazmışımdır. Oy atmayı ve yorum atmayı unutmayın.

Teşekkürler 😍😍

Yaşıtımdaki insanların derdi vardır birçok. Anlarım.

Peki ya saç telleriniz günler geçtikçe yerini boşluğa bırakıyorsa ve siz yaşamayı seviyorsanız?

Ya da hala yıllardır canınızdan çok sevdiğiniz insanı artık göremeyeceğinizi biliyorsanız?

Benim hayatım zordu.

Ailem okula gitmemem için ısrar etse de kırmak istemiyorlardı beni. Son aylarımdı çünkü. Bu dünyadaki son zamanlarım.

Saçlarım,zamanım yoktu belki; ama sevgim ve umudum vardı. Omzumdaki çantamı sıraya bıraktım. Arkadaşlarım vardı benim. Öyle sandığım. Evet öleceğim diye beni bırakmışlardı. Bana 'gelmeni istemiyoruz' demişlerdi.

Karanlık bir odada ağlama isteği uyandırmıştı bu sözler bende. Ama zamanımı harcayamazdım. Öleceğimi bile bile ders çalışıyordum hatta. Ders çalışmaktan nefret ederdim.

Peki ya bir daha ders çalışacak kadar ömrün yok deselerdi?

Yapamadığım her şeyi yapmak istiyordum. Bu yolda yalnız ilerleyecektim ama benim umudum tükenmezdi.

Hayatın acımasızlığında sürünmektir yalnızlık. Buzdan duvarlarınızın içinde hapsolursunuz tek başınıza. O karanlık yerde umut aranır mıydı? Umut sonsuza dek süren uzay gibidir. Siz var olduğunuz sürece oda olacaktır yanınızda. Bazen yalnızlığınızı kapatan arkadaş, bazende sizi güçlü gösteren maske.

Yüz ifademe umursamaz bir maske taktım. Sırama oturdum. Enes tam önümde duruyordu. Gülüp eğleniyordu işte.

O an bana gelen cesaretle onunla konuşmaya başladım. Seni seviyorum diyemezdim tabii. Bağlanmak istemesem de cesaretimi topladım.

"Bakar mısın?" dedim ela gözlerini üzerimde hissetmeye başlarken. Sorarcasına baktığında bir şeyler geveledim. Güldü ve merakla baktı. Onun duygularını gizleyebileceği bir maskesi yoktu demek.

"Neden hep bere takıyorsun?"

Maskelerim parçalara ayrılırken yüzümün bembeyaz olduğunu üşümemden anlıyordum.

"B...ben" dedim ne diyeceğimi bilemeden. Öğretmen kurtarıcım olmuştu aslında. Önüne döndü ve çaktırmadan gülmeye başladı. Sanırım bu çaresiz halim komik görünüyordu. Ama altında yatan sebepleri kimse bilmiyordu.

Bikaç gün geçinceye kadar konuşmamız devam etti. Saç tellerim gün geçtikçe azalırken onu bir kez öpmek beni dünyanın en mutlu insanı yapacaktı.

Bir peruk takıp aynada kendime baktım. Gerçek saçlarıma çok benzediği için sorun olmayacaktı. Okula gittiğimde Enes'in şaşkın bakışlarımı üzerimde hissettim. Kıkırdadım.

"Çok güzelsin" dedi bana bakmaya devam ederken. Kalbimin deli gibi attığını duyabiliyordum. "Utangaç" diye devam ettirdi güzel sözlerini. Kafamı eğdim ve kızaran yanaklarımı sakladım.

Zaman geçtikçe bağlanmıştım ona. Yaptığım aptallıktı aslında. Şimdi ölüm bana daha korkutucu geliyordu. Durumum ciddileştiği için hastaneye kaldırıldım. Ela gözleri son kez göremeden ölmek? Hiç sanmıyorum.

Zorla yutkunup olanları aileme anlatmaya çalıştım. Anlayışla karşılayıp Enes'i getirttiler. Şaşkınlık, üzgünlük karışımı bir duyguyla içeri girdi.

"Yağmur?" dedi gözlerini kırpıştırıp. Sanırım gerçek olmasını istemiyordu bu anın. Ya da ben öyle sanıyordum. "Enes" dedim gülümseyerek. Yanıma gelip elini elimin üzerine koyarken elimi bileğine koydum.    ~multimedia~

"Umut yok mu?" deyince gülümsemem dahada arttı.
"Umut her zaman vardır" dedim. Bana yaklaşmasını söyleyip yanağına ufak bir öpücük kondurdum. Elini sıktım ağrılarım artarken. Belki de son günümdü bilinmez. Ama mutluydum. İnsan son gününde mutlu olamazdı belki.

Yıllardır beklediğim andı bugün. Enes yanımdaydı. Hayalim hep onunla yaşlanıp, onunla ömrümü geçirip onunla ölmek vardı.

Belki çoğunu gerçekleştiremedim ama. Onun ela gözlerine bakarak yumacaktım gözlerimi hayata. Hayalim olan ellerini tutarak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 27, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

-Tumblr Hikayeleri-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin