Uzun bir aradan sonra herkese merhaba. Diğer hikayemi de okursanız sevinirim.
İnstagram : xtumblrstoryx
İyi okumalar ♡
Kardeşimin doğum gününü unutan ben, seni ilk gördüğüm tarihi unutmadım. 2 Ekim 2007. Sakarlığınla tüm ilgiyi üzerine çekmiştin. Senin yapmacık diğer kızlardan olduğunu düşünmüştüm. Birbirimizle sürekli kavga ederdik hatta.
Bir gün arkadaşım oluverdin. Koca bir yaz tatilini birlikte geçirdik. Denize girdik -Hatta boğulma taklidi bile yaptın- ,lunaparka gittik, çocuk gibi parklara gidip oynadık, sinemalara girdik...
Bir gün itiraf ettim kendime sana aşık olduğumu. Ama sana söylemek için çok geçti. Yanıma geldin ve heyecanla konuştun:
"Sevdiğim çocuk ile çıkıyoruz" diye üstüme atladın. O gün iyice çektim güzel kokunu...Çok zaman geçmedi. Yanıma geldin ayrıldı benden diye ağlamaya başladın. Dayanamadım sana,dövdüm o çocuğu sana geri dönsün diye. Tekrar çıktınız. Ona her sarılışın beni paramparça etse de,benim yüzüme güldüğün her dakika tekrar birleşiyordum sanki.
Biz senle her zamanki gibi tenefüste şakalaşırken o çocuk geldi yanımıza. Onu zorla dövüp çıkmaya zorladığımı söyledi sana. Gözlerin doldu.
"Doğru mu?" dedin titrek sesinle.Gözlerinin içine bakamadım. Hiç bakamadım o bal rengi güzel gözlerine.
Rüyalarıma girdin, bir tek orda bakabildim gözlerinin içine.
Bir şekilde affettin beni. Ama çocukla çıkmıyordun artık. Koşarak evine gittim. Söyleyecektim her şeyi. Dökecektim içimi.
Kapıyı açtın. Panikledin. Arkadan o çocuk çıktı işte. Seni kullanan çocuk.
"Git buradan" diye kükredi yeni sevgilin. İlk defa gözlerim dolmuştu benim.
3 ay geçti. Bir Allah'ın günü mesaj atmadın bana. Dayanamadım. Upuzun bir mesaj yazdım. Ama hislerimi açıklamadım.
Engelledin beni.
Birgün karşımda gördüm seni. "Özür dilerim" dedin tam vazgeçerken.
Ama ben dayanabilir miydim sana? Hayır."Biliyorum yakın arkadaşlığımızı o çocuk yüzünden bozdum. Özür dilerim tekrar" dedin sessizce.
Okul başladı,birlikte oturduk. Sınıfta keskin bir sessizlik varken kalp atışlarını dinledim. Müzik gibiydi bana.
Bir hafta okula gelmedin sonra. Her gün mesaj attım,aradım seni. Açmadın. Evine gittim. Saçların dağılmış,göz makyajın akmış bir şekilde açtın kapıyı.
"Ne oldu?" dedim tombul,al al yanaklarını avcumun içine alarak. "Seni haketmedim ben" dedin. Yanaklarından iri yaşlar süzülmeye devam etti "Ben hep sana aşıktım,Emre'ye değil. Sana sarılabilmek,bahaneyle kalbinin atışını dinlemek için ağladım omzunda. Başka bahanem ne olabilirdi ki? O gün benim için Emre'yi dövdün ya. O yüzden gözlerim doldu benim" dedin.
Belkide hayatımın en mutlu günüydü. Sarıldım sana. Anlattım duygularımı. O anki gözlerindeki sevinç varya, dünyalara bedeldi.
Hiç ayrılmadık,ufak tatlı tartışmalarımız oldu ama hiç kopmadık birbirimizden.
Neyse muhteşem bir düğün yaptık. Dünyanın en güzel kızıydın sen. Yanaklarına minik öpücükler kondururken kıkırdardın hep. 8 ay önce hamile olduğunu söyledin bana.
Hayatımda ikinci kez gözlerim doldu. Sana güzel bir kahvaltı hazırlarken sancılanmaya başladın. Erken doğum olduğu için şaşırdık ikimizde heyecanlıydık. İkinci prensesim gelicekti. Baba olacaktım ben.
Zaman geçti kızımız 6 yaşına geldi çattı. Bugün okulunun ilk günü. Ve bu mektubu,okumayı öğrendiği gün vereceğim ona. Hep merak ederdi tanışma hikayemizi.
Minik tatlı kızımızın yanağına öpücük kondurdum. Seni kollarımın arasına aldım ve kızımız okula koşarken keyifle izledik. Ben dünyanın en mutlu insanıyım...
