Bugun nişanım vardı . Erken saatte kalkmış penceremin önündeki koltuktan dışarıyı izliyordum.
Evlenmeyi istiyormuyum?
Hayır
Alazı seviyormuyum ?
Hayır
Alaz beni seviyormu?
Hayır
Tüm soruların cevabı hayır. Ben nasıl evlenicem. Aynı evde bi yabancıyla, nolucak? Sonkez dolabımdaki elbiseme baktım ve yere oturup ağlamaya başladım. Ağlamam hıçkırıklara dönüşünce. Dişlerimi sıkıp yastığı ağzıma bastırdım. Yapamıycaktım. Aileme mutlu gibi gözükmeye daha doğrusu güçlü gözükmeye çalışıyordum ama içimde kopan fırtınaları kimse bilmiyordu. Ölen sevgilim, onur...
Ona ihanetmiydi bu? Zoruma gidiyo onurla evlilik hayali kurardık önceden. Nişanımızı düğünümüzü, balayımızı hep hayal ederdik. Söz vermiştim ondan başkasını hayatıma almamaya
Özür dilerim onurum
Tutamadım sözümü...
hızla yerden kalkıp göz yaşlarımı sildim ve banyoya yöneldim. Kısa bi duş iyi gelicekti.Duştan çıkınca üzerime şort ve tişört geçirdim hızla.ve yatağıma oturdum. Telefonumu elime aldım kulaklıkları takıp rast gele şarkı açtım. Saat henüz 03.00. Saat 05.00 da hazırlanmaya başlardım. Annem kapıyı açıp girince bakışlarımı ona çevirdim. Ne dediğini anlamayınca kulaklıklarımı çıkardım ve anneme baktım
- kızım alaz aşağıda seni bekliyo
- niye gelmiş anne?
- bilmiyorum kızım. Başımı salladım ve aşağı indim. Arabasına yaslanmış bni bekliyodu ben çıkınca kaşlarını çattı ve
- hazırlanmadan neden geldin? Diye sordu delimi bu adam nereye gidicektik
- niye geldin? Nereye gidicez? Diye sordum bana baktı ve
- şu şortla nasıl aşağı indin git üstünü değiştir ve gel dedi. dişlerinin arasından konuşunca korkmuştum umrumdada değildi hayret bişey dengesiz herif ya. Sinirle yukarı çıktım ve üzerime ne giyebileceğime baktım. Beyaz diz üstü bol güzel bi elbise ve kot ceket giyindim. Beyaz ve koyu mavi renklerde olan sandaletlerimide giyindim. Fazla zamanım olmadığından parlatıcı göz kalemi kullandım. Saçımı açarak örgü taç yaptım. Güzel olmuştum telefon kılıfıma her zamanki gibi para koyarak. Anneme haber verip çıktım. Hâlâ aynı pozisyonda bekliyodu beni görünce memnun olmuşcasına başını salladı. Ben ise boş bakışlarımla ona baktım. Aklıma Onur gelince gözlerim yine dolmuştu. Sinirle yerime oturdum . Arabayı sürmeye başlayınca bakışlarımı ona döndürdüm. Onur'un parfüm kokusu vardı burda. Nasıl özlemişim bu kokuyu. Gözlerim dolunca tırnaklarımı avuç içlerime geçirdim. Güçlü olmalıydım Hemde çok güçlü olmalıydım. Dayanamayarak alaza hızlıca
- parfümün yanındamı ?
Diye sordum. Şaşkınlıkla bana baktı ve başını salladı
- torpido gözünde dedi ve arabayı sürerken aynı zamanda hateketlerimi kontrol ediyodu eğilip torpido gözünden parfümü aldım kapağını açarak bileğime sıktım kokuyu içime çektim. Fısıltıyla 'onur' dedim ama kendim bile zor duyuyordum . Alaza dönerek duyup duymadığını kontrol ettim. Duymamıştı sanırım oh be. Parfümü yerine koydum ve alaza dönerek
- nereye gidiyoruz?
- kardeşlerimle tanışmaya
-hımm dedim ve yola bakmaya devam ettim. Sonrada ona dönerek
- kafede mi buluşcaz.
- evet dediğinde başımı sallamıştım. Araba durunca geldiğimizi anlamıştım arabadan indiğimizde yanıma doğru gelip elini belime attı. Bende tepkisiz şekilde durdum belimdeki eliyle beni yönlendirdi. Kafeye girdiğimizde 4 kişinin olduğu masaya doğru yürüdük. 2 kız 2 erkek vardı. En küçük kız gülümseyerek bana elini uzattı ve
- merhaba ben dilan alaz abimin en küçük kArdeşiyim. Dilana zoraki itici bir gülüş yolladım. Çok yorgundum ve gülümseyecek halim bile yoktu. Dilanın elini sıktım ve
- elisa dedim diğer kızda elini uzattı ve
- elanur bende .
Elini sıktım ve gülümsedim. Dilanın yanındaki erkekte elini uzattı ve
- azat ben yenge dedi
Elini sıktım ve
- elisa dedim. Son tanışmadığım erkek de elini uzattı ve
- ekrem dedi ve gülümsedi elini sıktım ve zorlamalarım sonucu bi gülümseme yolladım. Alaz bana ne içersin diye sorunca ona dönmeden cevap vermiştim
- sıcak çikolata.
Başını salladı ve gelen garsona siparişleri verdi. Dilan bana bakarak
- çok güzel kızmışsın dedi hayran dolu bakışları beni utandırmıştı. Hafif bi tebessümle
- sende öylesin dedim. Azat bana bakarak
- kaç yaşındasın sen?
- 18 dedim boş bakışlarla.
Elanur hemen lafa atlayarak
- berdel sonucu evleniyosunuz mutsuzmusun? dediğinde ben cevap vermeden alaz cevap verdi
- elanur tepemi attırma olan oldu. Dedi. Doğrusu bu soruya cevap veremezdim iyi oldu cevap vermesi. Alaza dönerek minnet doluve bakışlarımı ona yolladım. Samimi dolu minik bi gülümse gönderdi bana. Garson siparişleri getirdiğinde. Sohbet eşliğinde sıcak çikolatamı yudumlamaya başladım. Telefonum çalınca kim olduğuna baktım ve telefonu açtım
- efendim
- elisa güzelim nerdesin?
- bişeymi oldu?
- Harun amca aradı senin tasarımlarına ihtiyacı varmış.
- tamam ben halledicem nisa.
- tamam canım görüşürüz.
- görüşürüz.
Harun amca moda işleriyle ilgileniyordu bana iş teklifi etmişti ama okuduğum için kabul etmemiştim. Şimdi saat 04.00 ve ben 05.00 da kuaförde olmam gerek nasıl çizim yapardım şimdi. Aklıma gelenle alaza dönerek
- benim eve gitmem lazım
- neden?
- 5 de kuaför gelicek dedim. Başını salladı ve ayağa kalktı ben telefonumu aldım ve kalkmaya yeltenirken. Elimden tuttu birlikte arabaya doğru yürümeye başladık. Arabaya binince bana bakmadan
- onur kim? Diye sorduğunda gözlerimi kocaman açmıştım. Ne diyordu bu? Nerden biliyo onur u? Sinirle
- sanane dedim. Sinirlenmişti. Direksiyonu sıkan elleri herşeyi kanıtlıyodu. Telefonum tekrar çalınca arayan kişiye baktım Harun amcaydı
- efendim Harun amca
- elisa acil çizimlerine ihtiyacım var. 2 saat içinde çizebilirmisin?
- Harun amca benim bugun nişanım var. Ama benim evde önceki çizimlerim var. Onları getirebilirim.
- çok iyi okur kızım. Ama 20 dk içinde gelmezse büyük bi iş kaybedicem
- yetiştirmeye çalışıcam Harun amca.
- bekliyorum kızım .
- tamam diyerek telefonu kapattım. Alaz bana bakıp
- sorunmu var dedi hâlâ gergindi
- evet beni biyere götürebilirmisin? Diye sordum
- götürürüm dediğinde bizim evin önüne gelmiştik.
- bekle beni diyerek arabadan indim koşarak eve girdim ve odama yöneldim. Dolabımdaki tüm dosyaları aldım saate baktığımda 10 dakikam kalmıştı. Tüm dosyaları alarak aşağı indim. Hızla arabaya bindim ve alaza adresi verdim o hızla sürerken ben dosyalardan çizim seçiyordum en güzel çizimleri seçerek bi dosyaya koydum elimde kalan diğer dosyaları arka koltuğa bıraktım. Umarım yetişirdik. Alaza bakarak
- daha hızlıı sür arabayı alaz lütfen dediğimde arabayı son sürat ile sürmeye başladı. Araba durunca oda benimle indi. Şirkete girerek hızla sekreter kıza
- Harun amca nerde? Diye sordum.
- iş için geldiler toplantı odasında dediğinde hızla toplantı odasına geldim ve kapıyı çalarak içeri girdim alazda peşimdeydi. Harun amca beni görünce yüzünde bi rahatlama vardı.
- içeri girebilirmiyim? Diye sordum. Harun amca başını sallayınca içeri girdim ve
- Harun bey çizimleri unutmuşsunuz dedim. Harun amca gülümseyerek elimden aldı ve
- teşekkür ederim Elisa dedi minnet dolu bakışlarını bana yolluyordu. Başımı salladım ve dışarı çıktım alaz bana soru sorar gibi baktı. Saate baktığımda 5.30 olduğunu gördüm ona açıklama yapamazdım ona dönerek
- kuaför eve gelmiştir geç kaldık koş dediğimde.
- yürü yürü diyerek hızlanmıştı.Eve girer girmez annemden iyi bi fırça yedim. Kuaför saçımı makyajımı yaptıktan sonra tırnak bakımı yaptırmıştım. Saçımı güzel örgülü bi topuz yaptırmıştım anlımda güzel taşlı bi takı taktırmıştım burnumada gümüş renkte hızma mı takmıştım dudaklarıma kırmızı ruj sürmüştüm çünkü saçım ve göz makyajım fazla abartılı değildi ruj la daha iyi toparlamıştı. Saate baktığımda 7.30 olduğunu gördüm ve hızla elbisemi ve ayakkabımı annemin yardımıyla giyindim. Odamın kapısı çalınca gel dedim ve içeriye bizimkiler girdi kızların gözü dolu doluydu. Onlara sıkıca sarıldım nisa ya sarılırken kulağına sessizce ' onur beni affedermi'
Diye sordum Nisa bu sözüm üzerine göz yaşlarını serbest bıraktı benimde gözlerim dolmuştu sonra onlara bakarak
- ne ağlıyosunuz düğünde ağlarsınız hadi dedim. Cümlem bitince alaz içeri girdi. Ve elini uzattı elini tuttum ve aşağı indik. Arabaya binmeme yardımcı oldu. Ve kendiside binip sürmeye başladı.
Salona alazla kol kola değilde el ele girmiştik. Kalbim çok hızlı atıyordu. Hemen dans müziği çaldı biz girerken. Biz dans ederken. Fotoğramızı da çekiyodular. Zılgıt çalan bi kaç kişide vardı ama sonra susmuştular. Ellerimi alazın ensesinde birleştirdim. Onunda belimi tutan elleri sıkılaşmıştı. Dans müziği bitince alkışlamaya başladılar tekrar elimi tuttu ve çift masasına ilerledik oturduk bi kaç eğlenceli müzikle gelenler oynamaya başladı. Bizde onları sessizce izliyorduk.
Amcam kısa bi konuşma yaptı ve kurdele yi kesti elimdeki yüzüğe bakıyodum. Onurla hayalimdi bu benim. Alaz bana doğru dönüp ben ne olduğunu anlamadım iki eliyle başımı tuttu ve anlımdan öptü. Sonra tekrar gelenler oynadı ve nişan böylece bitti.Eve gelince kendimi hemen odama attım. Yatağa oturup boş boş duvarı izledim. Kapım çalınca
- gel dedim içeriye abim girdi.
- abi dedim.
- konuşalımmı elisa? Diye çekingence sordu
- konuşalım abim gel dedim. Yanıma oturdu ve ellerimi tuttu. Elimi öptü ve sıkıca tuttu gözleri sanki ağlamış gibiydi.
- eğer istemiyosan gel kaçalım elisa ben saklarım seni gülüm. Yeterki yüzün gülsün dediğinde göz yaşlarımı serbest bıraktım ve abime sarıldım hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Ondan ayrıldım ve
- olmaz abi.
- olur Elisa sen yeterki üzülme herşeyi yaparız.
- biliyorum abim . Ama kaderimde varmış. Boşver dediğimde abim anlımdan öptü ve her zaman yanındayım güzelim. Dedi bende
- biliyorum yakışıklı abim dedim ve abimi güldürmeyi başardım. Sonra abim bana
-iyi geceler diyerek çıktı.
Bende üstümü çıkarıp makyajımı sildim ve kısa bir duşa girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Minik KARIM
Genç Kurguİstanbulun göbeğinde oturan 18 yaşındaki bi kızın berdel edilmesi ne kadar inanılır bi konu olabilirki ?