YENİ HEYECANLAR

857 9 3
                                    

"Ne kadar da yumuşak elleri varmış. Allahım gözümü alamıyorım gözlerinden. Dudaklarına baktığımı gördü mü acaba?" okuduğum kitaplardan öğrenmiştim bunu. Karşısındakini beğenen birisinin gözleri karşısındakinin dudaklarına doğru kayarmış.
- Elimi alsaydım...
-Aaa çok pardon. Aklıma bir şey geldi de öylece dalmışım.
-Anladım Küçük Hanım. Elleriniz de güçlüymüş bayağı.
-Evet öyle diyorlar. Voleyboldan sanırım.
- İlk ortak yönümüz çıktı hadi hayırlısı.
-Pardon ortak bir yön aradığını farketmemişim.
-Ters misindir hep böyle? Muhabbet başlasın diye söyledim.
- Ne bileyim Küçük Hanım biraz itici geldi en baştan. Sadece biraz açık sözlüyümdür.
-Açıkçası ilk hitap konusunda biraz yersiz olduğunu kabul ediyorum. Ama yaş da küçük zaten öyle değil mi?
-Kaç gösteriyorum?
-16-17 civarı olmalı.
-Gerçekten mi? "Allahım acaba burada ne yapmalıyım. Gerçeği söylersem çocuk muhabbeti yapacak benimle. Yalan söylesem sonunda yakalanacam."
-Küçük mü söyledim? Daha büyük durmuyorsun ama.
"Ne büyüğü salak ben daha 12 yaşındayım."
-Kızların yaşı sorulmaz boşver.."Bu klasik cümle demekki bu işe yarıyormuş"
-Peki dediğin gibi olsun ama biz erkeklerde öyle bir sınır yok. Ben 19 yaşındayım.
- Sen de daha büyük duruyorsun. Bana sorsaydın 25 derdim.
-Buna teşekkür mü etmem gerek bilemedim. Buralı mısın?
-Hayır ailem her yaz burayı mesken tuttu. Beni de esir ediyorlar. Ne yapalım takılıyoruz geliyoruz peşlerinden.
- Ne güzel işte bu sayede bir arkadaşım oldu.
- Tabi oradan bakılırsa biraz öyle oldu.
-O zaman bu artık arkadaşız demek oluyor.
"Yelkenleri çabuk indirdim galiba. Aman ne yapayım, naz yaparsam bu zamanda kim çeker nazı. Bana göre değil o işler."
-Tabi neden olmasın.
-Ben akşamları sahilde Fiyonk Cafe de oluyorum. Gelirsen görüşürüz. Hem ortamda diğer arkadaşlarla da tanışırsınız.
"Babam göndermez ki beni. Ne diyeyim bilemedim. Kaçacaz artık."
-Olabilir neden olmasın. Ben şimdi bizimkilerin yanına gideyim. Görüşürüz yine.
-Oldu Küçük Han.....Pardon Filiz.
   Bir küçük manalı buse ile yanından ayrıldım. Şimdi akşama bu kaçma işini nasıl becereceğimi düşünüyordum. Şezlonga tam yatacakken annemin toparlanmaya başladığını gördüm, yüzü de asılmıştı. Büyük ihtimal yine babamla sorun çıkmıştı.
     Babam yurt dışında çalıştığı dönemlerde annemle araları zamanla eski sıcaklığını kaybetmişti. Abimden öğrendiğim kadarıyla ben daha küçükken babam evi terk etmiş ve ayrılma seviyesine gelmişlerdi. Daha sonra aile büyüklerinin araya girmesiyle tekrar barışmışlar. Ama halen etkisinin devam ettiğini görmek çok da zor değildi. Babam yaşına göre genç görünmesine rağmen bana göre çirkin bir adamdı. Ama parasal ve kariyer mevkisine bakıldığında kadınların ilgi odağı olabilecek bir konumu vardı. Aklıma getirmek istemediğim şeyler yapıyormudur bilemiyorum. Bildiğim tek şey anneme fazla tahammülü olmadığı ve abimle ve benimle kontrol manyaklığı dışında sevgi özürlü olmasıydı. Bir daha evi terkedip gitse çok da umursamazdım herhalde. Arkadaşlarımın babalarına olan aşklarını gördüğümde yaşadığım kıskançlık bir süre sonra ezikliğe bu da babama karşı hafif bir nefrete dönmüştü.
     Annem bizimle daha da ilgili olmuştu hep. Geceleri uyuduğumda telefonu alıp karıştıracak kadar paronaya olsa da anneme olan sevgim çok fazlaydı. Her şeyimi anlatamasam da yaşadığım çokca şeyi onunla paylaşmadan duramazdım ve onun verdiği tavsiyelere hep uymaya çalışırdım.
     Bu akşam da annemden destek almadan çıkamazdım ve bir şekilde onu ikna etmem gerekiyordu.
     Eve babam gelmemişti. O plajdaki kafede oyunun oynarken biz annemle eve dönmüştük. Annem sinirli olduğundan hiç konuşmadan eve girdik. Ama bir şekilde konuyu açmam gerekiyordu. Duşumu alıp çıktım ve yanına gittim.
-Annelerin en güzeliiiiii " hep işe yaramıştır."
-Filiz bu sefer olmaz.
-Amanda benim minik kuşum ne yapıyormuş. Yemekler mi hazırlıyormuş civcivlerine.....
-Filiz dedimmm.
- Aman anneee. Bi sevelim dedik ya.
- Tabi yerse.
-Yer annecim yer. Hem de güzel güzel yer.
-Dinliyorum Filiz söyle.
-Annecim şimdik şöyle oluyor. Ben var ya ben.
-Evett, uzatma.
-Şimdi ben hani böyle evde tekim ve sıkılıyorum ya. Şöyle bu akşam bi dışarı çıksam sahile insem, bir yerde bi kahve içsem müzik dinlesem.
-Olur.
-Neee?Olur mu? Nasıl olur? Yani nasıl hemen olur. Daha yılışacaktım.
- Olur Filiz olur. Sadece gidin ben de kafa dinleyeyim. Hepiniz gidin.
"Annem bu sefer gerçekten iyi görünmüyordu. Bana nasıl olur dedi."
     Bir yanım annemi bu akşam yalnız bırakmak istemiyordu. Ama annem kapalı kutu gibiydi. Derdini tasasını zaten anlatmazdı. Bi de Yağız aklıma gelince duyduğum heyecanı da işin içine katarsak hemen hazırlanıp babamla hiç göz göze gelmeden evden çıkmalıydım...
     Kafenin önüne geldiğimde heyecandan bacaklarım titremeye başladı. Sanki gelinlik giyip düğünüme gidiyor gibiydim. Yağız ın ismi bile beni heyecanlandırıyordu. Bu akşam ne yapıp yapmalı onu kendime aşık etmeliydim. O benim olmalıydı......


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 01, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK TECAVÜZÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin