Niall

44 1 0
                                    

"Belki sosyalleşir.Ona biraz zaman tanı." babamın bu sözleri anneme söylediği her gün kendimi daha zavallı hissediyorum.

      Bu sabah kalktım,yüzümü yıkadım ve kendime birşeyler hazırlayıp çantama koydum ve okulun yolunu tuttum.Bu sene bir arkadaş edineceğim sözüyle başladığım her yılı yine tanınmayan arka sıra eziği olarak geçirdiğimden,bu yılı böyle başlamamaya karar verdim.

    Okula gidecektim,dersi dinliyormuş gibi yapıp kimsenin katılmadığı okul sonrası sosyal kurslara katılıp başıma bela açmadan eve dönecektim. Ama umduğum gibi olacağını hiç sanmıyordum. Zaten öyle de olmadı.

       Daha okula girer girmez Zayn denen o çocuk ve çetesi yolumu kesti. Benimle uğraşıyorlardı. Birinin beni bu durumdan kurtaracağını umut ederek onları görmezden geldim. Ama kimse bana yardım edecek gibi görünmüyordu.

         Benden cep telefonumu istedi. Veremezdim. Babam bana onu almak için saatlerce çalışmıştı. Vermeyeceğimi söylediğimde kafama bir darbe aldığımı hissettim ve yere düştüm. Bunu fırsat bilip beni defalarca tekmelediler. Ağzım burnum kanlar içinde yerde kıvranıyordum. Kafamı yere defalarca vurup karnımı yumrukluyorlardı. Canım yanıyordu.Kafam karıncalanıyordu.Gözlerim kararmıştı. Ama ben çantamı sıkı sıkı tutup içindekilere dokunmamalarını sağlamaya çalışıyordum. Gözlerimin kapanışını durduramıyordum. Sonunda daha fazla dayanamayıp dayanamadım.

           Gözlerimi zorlukla açtığımda her yerim kanlar içindeydi. Herkes başıma toplanmıştı ve Zayn denen çocukla çetesi müdür veya bir öğretmen olduğunu tahmin ettiğim bir kişinin yanında bana bakıyorlardı. Nefretle.

          Bu durumda bile olsa ilgi görmek hoşuma gitmişti. Saçlarım dağılmış, gözlüğüm kırılmıştı. Ve sanırım kırılan gözlüğümün camları gildimi kesmişti.

        Ayağa kalkmak için debeleniğimde birisi beni kolumdan tuttu ve kalkmama yardım etti. Kim olduğuna bakacak gücüm kalmamıştı. Bacağımın üztüne bastığımda acıyla inledim. Cok yüksek sesle inlemiş olmalıyım ki herkes bana baktı.

        Yanımdakinin kız olduğunu sesinden anlamıştım. "İyi misin?" dediğini duymuştum. İlk kez bir kızla kol kola yürüyordum. Teorik olarak bu pek randevu olmasa da benim için büyük bir adımdı. Evet demek isterdim ama berbat hissediyordum ve samimi bir şekilde ölüyorum dedim.

       Yüzüne baktığımda onun tarih öğretmenim Bayan Jennifer olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım. Yine eziklikten kurtulamamıştım. Bayan Jennifer'da yaşına göre güzel bir bayan diye düşündüm. Daha sonra kendimi aptal gibi hissettim.

         Bayan Jennifer'a bu halde merdivenlerden çıkamayacağımı söyledim ve mosmor olan bacağımı gösterdim. Bayan Jennifer beni okulun bahçesindeki banklardan birine oturttu ve orda duran ve bana acımaklı bakan bir öğrenciye sargı bezi ve bolca yarabandı getirmesini söyledi.          

     Ailemi aramak isteyip istemediğimi sordu. Ailem bunu öğrenmemeliydi. Ama eğer öğrenmezlerse bayan Jennifer beni hastaneye götürecek ve aileme çok masraf olacaktım. Ailem beni almaya geldiğinde ikisinin de bana acıyarak baktığını gördüm ve gözlerimi yere dikerek Bayan Jennifer'dan yanlarına gitmem için yardım istedim.

ON YOUR HEART'S DOOR FOR MEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin