neighbour

3.2K 206 20
                                    

"Yorgun hissediyorum." çökmüş göz altlarıyla bana yalvarırcasına bakıyorken onu pek fazla zorlamak istemiyordum ancak, bize vakit ayırması gerekiyordu. Minik Javie'mizin ona her şeyden çok ihtiyacı vardı ama o tüm bunları görmezden gelip yatakta kalmayı tercih ediyordu.

"Belki de toplantılara ayırdığın zamanı biraz da oğlumuzla geçirmelisin." 

"Tekrar başlamayalım." diyerek inledi kafasını yastığın altına gömerken. Elimin birini omzuna koyarak yavaşça okşadım. Ona bu şekilde davranmak istemiyordum, bir kaç ay öncesine yeniden dönmek istiyordum ancak içimde taşıdığım kuşku buna bir türlü izin vermiyordu. 

"Yatakta geçireceğin sadece son yarım saatin var." dudaklarımı çıplak omzuna bastırdıktan sonra kalkarak aşağıya indiğimde Jav'in topla evin içinde oynadığını gördüm ama beni görünce yaptığı şeyi gizlemek adına büyükçe sırıttı. Kurnaz bir beyni olması babasına çektiği konusunda beni biraz endişelendirse de bunu sevimli bir şekilde yapıyor oluşu ona sinirlenmeme engel oluyordu.

"Hava harika, neden gidip biraz bahçede oynamıyorsun?"

"Tek başıma sıkılıyorum ve burada hiç arkadaşım yok." alt dudağını aşağıya sarkıtarak bana baktığında onu kucaklayıp yanağını öptüm. "İstersen arkadaşlarından birkaçını ararız ve eğer onlar içinde uygunsa burada oynayabilirsiniz."

Başını iki yana salladı. "Babam nerede? Ben onunla oynamak istiyorum."

"Biraz yorgun hissediyormuş." yerdeki topu alarak onunla birlikte bahçeye çıktım. "Benimle oynamak ister misin?" gözlerinde ki ışıltı ve heyecanla bana baktığında kıkırdadım. "Evet!" topu yere bırakıp karşımda bana meydan okurcasına dikildikten sonra ellerini beline yerleştirerek bir ayağını topun üzerine koydu.

"Mızıkçılık yapmayacağına söz veriyor musun?" 

"Elbette, anneler mızıkçılık yapmaz ufaklık. Bunu bilmiyor muydun?"

Bir süre düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra kafasını iki yana salladı. Gülerek alnına bir öpücük bıraktıktan sonra bir hamleyle ayağında ki topu aldığımda heyecanla peşimden koştu. "Mızıkçılık yok demiştik, anne!" 

Ben topu ileri doğru sürmeye devam ederken bluzuma asılıp beni yavaşlatarak topu benden aldığında itiraz ederek ona bağırdım ama bu sadece kahkaha atmasına sebep oldu.

Onu mutlu görmek keyfimin yerine gelmesini ve hayatımda olumsuz giden şeyleri unutmamı sağlamıştı. Yaşından olgun düşünüp, bir yetişkin gibi davranıyor olmasına rağmen bu hoşuma gidiyordu. Evde aklı başında birinin olmasına ihtiyacımız olduğu zamanlarda bunun küçük oğlumuz olacağı aklımın ucuna dahi gelmezdi ancak Rod'la kavga etmeye başladığımız zamanlarda bile bize engel olan bazen o oluyordu.

Bu duruma başta şaşırmış olsak da, zamanla alışmamız bizi normal ebeveynler yapar mıydı bilmiyordum ama durum böyleydi. 

Birbirimizin peşinden top kovalamaktan sıkılıp onu çimlerin üzerine yatırıp gıdıklamaya başladığımda çığlıklar atarak beni itmeye çalıştı. "Anne, yapma." ellerini yüzüme koyarak beni itmeye çalıştığında ikimizin kahkahalarını bastıran başka bir ses aramıza girdi. 

Bunun ilk başta Rodger olduğunu düşünsem de ortalıkta gözükmeyince, bahçenin diğer tarafına, çitlerin oraya baktım. Gördüğüm yüz beni fazlasıyla şaşırtmıştı.

"Muhteşem bir pazar sabahı ve fazla gürültücü bir aile." gülümseyen yüzü ve uykudan yeni uyandığını belli eden sesiyle mırıldandığında Jav ellerimden kurtulup oraya doğru koşmaya başladı.

"Zayn!" Zayn mi? Tanrım. Bir haftada bu adamı ne kadarda benimsemişti böyle?

"O senin öğretmenin Javie. Saygılı ol." dedim çitlere tırmanıp kendini Zayn'in, yani şey, Bay Malik'in kollarına bırakan oğluma.

"Merhaba, küçük adam." onun saçlarını karıştırarak yanağına bir öpücük bıraktığında, hem komşumuz olmasının hem de öğrencisiyle bu kadar yakın ilişki kurmasının şaşkınlığı içerisindeydim. Oturduğum yerden kalkıp bluzumu düzeltirken gözleri bana kayan oğlumun sevgili öğretmenin minik, zorunlu bir gülümseme göndererek yanlarına ilerledim.

"Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın, genellikle burada öğlen 12'ye kadar uyuyan kimse olmuyor." diyerek gözlerine baktığımda gördüğüm parıltı tüylerimi diken diken yaptı. "Benim için yorucu ve fazla hareketli bir akşamdı, diyelim." yaptığı ima yanaklarımın kızarmasına sebep olurken bakışlarımı gözlerinden kaçırdım.

Utanmaz biri olduğu görüntüsünden bile belli olan bu adamın nasıl anaokulu öğretmeni olabildiği hakkında bir fikrim yoktu.

Okulda çok fazla dikkatimi çekmemişti ancak şimdi bakınca kolsuz tişörtünden omuzlarında kadar uzanan dövmelerini görebiliyordum. "Onun kollarına bak anne! Vay canına. Çok havalı." Javier kafasını Bay Malik'in boynunun arkasına doğru uzattıktan sonra hayranlıkla birkaç nida daha çıkardı.

"Bana da yapar mısın?!" büyük bir hevesle öğretmeninin yüzüne baktığında gözlerimi irileştirdim. "Tabii ki hayır! Tanrım. Büyüyene kadar vücuduna nokta bile yapamazsın ufaklık bunu aklından çıkar."

Oflayarak bakışlarını yüzüme çevirirken sordu. "Ne kadar büyüyünce?"

"Benim yeterli gördüğüm kadar, tamam mı? Bu konuyu kapat, orada gördüklerin özenmen gereken şeyler değil." 

"Ama sende de var." ona uzattığım elimin bileğine baktığında Zayn gülmeye başladı. "Konumuz bu değil." elimi kendime çekerek kaşlarımı çatarak Zayn'e baktım. Gülünecek bir şey mi vardı?

"Her yerde seni arıyordum." Rod, kolunun birini belime dolayarak şakağımı öptüğünde gülümseyerek derin bir nefes aldım ama bu Zayn'in kaşlarını çatmasına sebep oldu. "Jav sıkılmıştı ve bizde eğlenmek için bahçeye çıkmıştık ama komşularımızdan biri bu konuda rahatsız olmuş."

"Ah," rahatsız bakışlarla Zayn'i süzerek Jav'i ondan aldığında konuşmaya devam etmişti. "Bazen fazla gürültücü olabiliyorlar, kusura bakma." Zayn oldukça sakin ve kontrollü bir ifadeyle başını salladığında küçük oğlumuz konuşmaya başladı.

"Baba biliyor musun, Zayn benim yeni okul öğretmenim." Rodger kaşlarını havaya kaldırıp dikkatle Zayn'i süzdü. "Yeni öğretmenin mi?" Zayn'e olan bakışları daha yumuşak bir hale geldiğinde gözlerimi devirerek kollarımı göğsümde birleştirdim. 

Zayn'in bakışları bir anlığına bana doğru kaysa da daha sonrasında boğazını temizleyerek Rod'un elini sıktı. "Öyleyse, bizle kahvaltı etmek ister misin? Bir özür olarak."

"Evet, çok isterim." dedi ve gözlerime bakarak bana söylediği kelimeler bende şok etkisi yarattı. Ne yapmaya çalışıyordu bu adam? Çitin üzerinden kolayca atlayıp bu tarafa geçtiğinde altında giydiği bol basketbol şortu kaşlarımı kaldırarak oldukça, hatta gerektiğinden fazla bir dikkatle onu süzmemi sağladı.

Eğer bu adamı tanımıyor olsaydım, aklıma gelen en son seçenek bile bir anaokulu öğretmeni olduğu hakkında olmazdı. 

Daha çok bir serseri tipi ve davranışları vardı ama bir şekilde okulda bu kimliğini saklamayı başarıyordu ve Rodger'ın onu kahvaltıya davet ederek ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Burning Cigarettes 💏 zmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin