Burning Cigarettes 💏 zm

ı know what ı want for the rest of my life

Heeeeellloooooooooo

iiiiitttsss miiiiiii

yorrr littllee bırrravvnnn görrll isss hiyırrrr

annddd byeeee

"Zayn!" evin içini, koca bir futbol sahasına çevirmiş olan iki küçük çocuktan sadece daha büyük olduğuna inandığımın ismini sinirle bağırmamın hemen ardından, bir kırılma sesi duyduğumda domates doğramayı kesip, elimdeki bıçakla birlikte salona ilerlemeye başladım. İki kenara itilmiş koltukların orta yerinde duran iki küçük sincap, beni gördüklerinde elinde ki topla birlikte sırıttılar.

"Eyvah!" Javie, domates suyuna bulanmış elimde ki bıçağı işaret ederek salonun içinde çığlık atarak koşuşturmaya başladığında gözlerimi devirerek Zayn'e baktım. "Bu kaçıncı?" başımı eğip hala elinde ki topla birlikte oyuncu bir şekilde bana bakan Zayn'i incelediğimde, Jo bir oyun olduğunu düşündüğü için salyalarını akıtarak Javie'nin peşinde dolanıyordu.

"Sadeceee oynuyoruz." omuzlarını havaya kaldırıp indirdikten sonra ayaklanıp, bana doğru ilerlediğinde derin bir nefes aldım. "Evet, bunu daha iyi yapabilmeniz için etrafta parklar ve dışarıda da bir bahçe var." bıçak olan elimle dışarıyı işaret ettiğimde gülümseyerek bana yaklaştı. "Sinirlenince çok ateşli oluyorsun." topu bırakıp, bana doğru ilerlemeye başladığında bıçağı ona doğrulttum. "Öyle mi dersin?"

"Kesinlikle." bu onu hiç etkilememiş gibi elimdeki bıçağı alıp, yanımızdaki yemek masasına bıraktığında, aynı zamanda mutfağa girmem için beni geri geri yürütüyordu. "Akşam yemeği yapmam gerekiyor."

"Dışarıdan pizza söylerim." mutfağın kapısını kapatıp, belimi kavradıktan sonra beni tezgaha oturttu. "Olmaz, oğlumun artık gerçekten besin değerine sahip olan şeyler yemesi gerekiyor." ellerini belime yerleştirip bacaklarımın arasına girerken dudaklarını boynuma bastırdı. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımda dudaklarını yavaşça dudaklarıma yaklaştırdı. "Seninde ihtiyacın olduğunu biliyorum..." sesini her zamankinden daha da boğuklaştırıp aksanını daha da belirgin bir hale getirdiğinde ellerimi omuzlarına yerleştirip hafifçe sıktım. "Ben dayanabilirim." onu kendimden uzaklaştırdığımda başını iki yana sallayarak beni yeniden sıkıştırdı. "Hem, Javie ve ben sanırım daha fazla ortalıkta patlamaya hazır bir bomba gibi gezmene dayanamayız. Gevşemen gerekiyor." elini bacağımın iç tarafında gezdirdikten sonra, gömleğimin birkaç düğmesini araladı.

"Bunun tek yolunun seninle sevişmeyi kabul etmem olduğunu sanmıyorum, Zayn Malik. Sadece evde daha fazla bir şeyleri kırıp dökmemeniz beni sakinleştirmeye yetecektir." söylediklerimi sanki duymuyormuş gibi, dudaklarını dudaklarıma bastırdığında tüm vücudum bir anda gerilse de daha sonrasında yanağıma yasladığı eliyle az da olsa gevşemeyi başarabilmiştim.

"Javie salonda," sıcak ve ısrarcı öpücüğünden sıyrılmayı başarıp, nefes nefese bir şekilde konuşmaya çalıştığımda beni onayladıktan sonra aceleyle konuştu. "Jo'yla oynuyor. Nereye kaybolduğumuzu bile fark etmeyecektir." dudaklarını yeniden benimkilere bastırırken, elleriyle bacaklarımı kavradı ve belini bana doğru ittirip, üzerime daha fazla eğilirken kalçamın tezgahın üzerinde bir yere sürtmesine sebep oldu. Eli şortumun üzerinden bana baskı yapmaya başladığında inleyerek ona tutundum. "Zayn..." kendimi ona ittirip boynuma bastırdığı dudaklarının etkisiyle kendimi ona sürttüğümde inleyerek daha çok üzerime kapandı.

"Zayn."

"Hmm," bir kedi gibi mırıldandığında ismini yeniden fısıldadım. "Zayn, yanıyorum."

"Ah," dedi. " Biliyorum güzelim, bende." Dedi ama oturduğum tezgaha yakın ocaktan ateşleme sesi geldiğinde beni hızla indirerek ne zaman açtığımı bilmediğim ocağı hızla söndürdü. "Siktir, siktir iyi misin?" şortumun açıkta bıraktığı bacağıma, dolaptan ne ara aldığını fark etmediğim buz poşetini bastırdığında başımı iki yana sallayarak gülmeye başladım. "Neye gülüyorsun?" beni azarlar gibi konuştuğunda telefonuma gelen mesaj sesini önemsemeden dudaklarına bir öpücük bıraktım.