“Çalışsana lanet olası!”
Benzinliğin yaklaşık 90 kilometre kuzeyinde,küçük bir kasabada durmak zorunda kalmışlardı.Arabanın aküsü bitmiş olmalıydı ki çalışmıyordu.
“Sakin ol kardeşim.”
Jeremy her zaman olduğu gibi çok sakindi,Onun bu hali nedense Thoması daha çok sinirlendiriyordu.Bu çocuk ne olursa olsun hiç sinirlenmiyordu,bu durum ne anneleri öldüğünde,ne de Crownsbury’de ki barda ölümüne dayak yediğinde değişmişti.Tanrı aşkına bu çocuk ne zaman her şeyi alttan almayı kesecekti?Duygularını açığa vurmak yerine ağzından az bir şey çıktı;
“Peki kardeşim.”
Bir saat boyunca boşuna uğraşmıştı Thomas.Bu hurda aküyü bulsalar bile bitmişti.Hiç istifini bozmadan tabancasını cebine soktu ve kasabaya yöneldi.Kardeşi onu fark ettiyse bile bir şey diyememişti.
*******************
Henüz inşaat aşamasında olan bir eve yöneldi Thomas,yavaş yavaş içeriye girdi.Pek bir şey bulmayı ummuyordu tabii ki,inşaat halinde kalmış b*k gibi bir yerden ne kadar şey çıkabilirse o kadar çıksa yeterliydi.
Gelecekte banyo olacak odaya girdi,içerisi çürük et kokuyordu ancak Thomas bunu daha fark edememişti.Onun gözü dayanıklı işçi kaskındaydı.Birkaç adım attı ve kaska uzandı,o et kokusunu şimdi hissedebiliyordu ancak çok geçti,aylak kirli küvetten elini uzattı ve Thomasın pantolonunu tuttu,kafasını bacaklarına doğru yaklaştırdı.Artık havayı ısırıyordu.Thomas dehşet içinde kaskı aylağın ağzına soktu ve kafasını ittirdi,aylak bacağını bırakmak zorunda kaldı.Thomas banyodan hızla uzaklaştı ve tepesi bitirilmemiş üst kata çıktı.Aylağın geldiğini biliyordu ancak silahını ateşler ise düzinelerce ısırganın oraya toplanacağının farkındaydı.Isırgan merdivenleri emekleyerek ama hızla çıktı ve Thomasın üstüne atladı,artık elleri ile Thomasın bacaklarını tutuyor ve kendini etine doğru yaklaştırıyordu.Tekmeler bile ısırganı bezdirmiyordu ve yakınlaşmaya devam ediyordu.Thomas başını çevirdi,olacakları izleyemeyecekti.Silahını ateşleyip kardeşinin de hayatını tehlikeye atmayacaktı.Sadece öte tarafa bakacak ve ölümünü bekleyecekti,ardından yeniden doğmasını.
Derken onu gördü.
******************
Thomastan yaklaşık üç metre kadar uzakta,demir bir boruydu.Vebadan önce 1 Dolar bile etmeyecek bu boru şuan belki de en değerli şeydi.
Isırgana hareket etmeye mecali kalmamış bacaklarıyla son bir tekme attı ve kendini olabildiğince ileri ittirdi.Elini boruya uzattığında ısırgan arayı kapamış ve ilk lokmasını almak üzere ağzını açmıştı.Dişleri ile eti arasında milimetreler kala kafasın boru ile sertçe vuruldu.Isırgan yana düşmüş ve kafasından siyah bir sıvı akmaya başlamıştı,hala yemek için arzuyla mücadele etmesine rağmen işi bitmişti.
İkinci darbede kafatası çatladı,son darbede ise tamamen patlayarak etrafı o iğrenç sıvısıyla doldurdu.
“Kaldıramayacağın bir yüke bulaştın dostum.”
Elini her zaman matarasını koyduğu cebine uzattı,şu anda biraz içki ona iyi gelebilirdi.Ancak matara boştu,Tabancayı bulduğu kasaba da kurtulmak için hepsini dökmüştü.Başını 2.kez ölmüş aylağa çevirdi;
"İçkimi istiyorsun dostum?"
Ses gelmedi.
"Üzgünüm benimde bitmiş." diye mırıldandı.