Çocukluğumdan beri insanların haksız yere üzülmesini acı çekmesini hiç istememiştim.Hep insanları iyileştirmek istemiştim belki de bu yüzden doktor olmuştum.Küçük bir çocukken kendime verdiğim sözü yerine getirmiştim.Ben Defne tıp fakültesini bitirdim ve ilk görev yerim olan Mardin e ayak basmış bulunmaktayım.tercih yaparken doğu görevi olarak Mardin i seçmiştim.Benim bu fikrime ailem karşı çıktı lakin benim mesleğimin sadece şehir merkezindeki insanların ihtiyacı olmadığını bilmelilerdi.Benim hedefim buydu.Bugün bu hedefimi gerçekleştireceğim ilk gündü.Gözüme ilk çarpan kişi Eda oldu.Eda benim liseden beri arkadaşım.Üniversitede yollarımız ayrıldı o öğretmenlikten yana kullanmıştı tercihini bende tıp okuyunca o benden önce mezun oldu.Eda da Mardin de öğretmenlik yapıyordu o aslında burayı istemiyordu sans bu buraya tayin edilmişti.Adımlarımı ona doğru yönlendirdim.
"Defne seni ne kadar özlemişim."
O hep böyle cana yakın bir kızdı onun enerjisi hiç bitmezdi.
"Bende seni EDA nasılsın hala lisedeki gibi enerji dolusun"
"Sen geldin ya çok iyiyim çok özlemiştim beraber vakit geçirmeyi.Neyse burada mı konuşacağız arabaya doğru gidelim".
Arabaya doğru yola koyulduk.Yolda yorulmuştum uyuyamamıstımda.Eda ile kalacağım evin önünde durduk.Eda burada yaşadığı için benimde onunla yaşamamı istemişti.Bu benim için iyi olmuştu hem yalnızlık çekmezdim.Eda nın sesiyle kendime geldim.
"Canım senin odan koridorun sağında sen dinlen biraz ben seni yemek saatinde uyandırırım".
"Tamam canım"
Odama gelip hemen üzerimi değiştirip kendimi yatağa attım.Gözlerimi uykuya serbest bıraktım...
"Defne canım yemek hazır".
Eda nın sesi ile gözlerimi açtım.Bu kadar fazla uyuyacağımı hiç düşünmemiştim.Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım.Eda nın yanına gittim.
"Dinlendin mi canım"
Gerçekten dinlenmiştim.
"Evet canım teşekkür ederim her şey için seni de yordum".
"Ne yorması canım sen benim kardeşim gibisin.Ben seni lisede az yormamıs mıydım sanki".
O anlar aklıma gelince gülümsemeden edemedim.
"Güzel günlerdi"
Hem yemek yeyip hem sohbet ediyorduk.
"Aynen Defne.Artık yeni bir hayat başlıyorsun.Buradaki insanlara alışman uzun sürecek ben alıştım umarım sende alışırsın bunlara"
Eda nın dediği ile aklım karışmıstı.
"Neye alışırım Eda"
Eda nın yüzü bir anda mutsuzlukla kaplanmıştı adeta.
"Buradaki insanlar bizim yaşadığımız yerin insanlarına göre çok farklı Defne.Her gördüğün yerde bir çocuğun yıkılmış hayalleri gözyaşları var.Çocukların hayallerini ellerinden alıyorlar.Çocukların psikolojisi çökmüş durumda.İlk geldiğim gün okulda hiç kız öğrenci yoktu.Kız çocuklarını okutmak istemiyorlarmış.Üstelik bazı aileler okula gitmek istediğini söyleyen çocuklarını dövmüşler.Vicdansız insanlar var Defne.Her evi teker teker dolaştım.Bazı aileleri ikna ettim.O çocukların her öğretmenin deyişindeki o heyecanı o gözlerindeki ışıltıyı hiç unutmuyorum.Her şeye rağmen iyiki buraya gelmişim bu güzel kalpli çocukları tanımışım diyorum.Diyeceğim o ki buranın insanlarında pek fazla merhamet bulamazsın.
Eda bunları anlatırken gözünden akan yaşlara engel olamıyordu.
"Aslında buraya gelirken böyle olayların olacağını tahmin etmiştim.Ama eğer biz onlara bu iyiliği bu şevkati göstermezsek olmaz Eda o insanlar sevgiye açsa sevgi vermeliyiz onlara.O vicdansız babalara eşlere vicdanı göstermeliyiz.Ben buraya sadece doktor olarak gelmedim.Bunları da öğretmeye geldim.Umarım bunları yapabilim yapabiliriz o zaman mutlu olurum."
Eda bu dediklerimi onaylar şekilde başını sallayıp
"Umarım canım umarım"
Ardından devam etti
"Neyse canım hadi sofrayı toplayalım da çay içelim"
Sofrayı toplayıp bulaşıkları halledince terasa çıkıp çayımızı içmeye başladık.Manzara o kadar güzeldi ki sanırsın bu kadar güzel bir yerde öyle kötü şeyler hiç yaşanmıyor."
"Defne sevdin galiba manzarayı"
Eda nın sesiyle gözlerimi ona çevirdim.
"Evet çok güzel"
Çaylarımızı içtikten sonra içeriye geçtik hava biraz esmeye başlamıştı.
"Ee Defne
"Annenler ne yapıyor onlar da üzülmüşlerdir seni uzak bir yere göndermeye"
"Üniversiteyi de ayrı geçirdik bari yakın yere atansaydın deyip durdular.Babam annem kadar değildi annemi o bile mutlu edemedi".
Annem bana düşkündü babam da düşkündü ama annem böyle ayrılıklara dayanamazdı.
"Çiğdem Teyze hep öyleydi alışır zamanla annemi de arayıp demiş annem biraz konuşup rahatlatmış artık"
Son aradığındaki sakinlik demek bundan kaynaklanıyordu.
"Son aradığında sakindi demek bu yüzdenmiş"
Biraz daha sohbet ettikten sonra saat epey geç olmuştu.
"Neyse yatalım artık Defne saat iyice geç oldu.Yarın sana buraları gezdiririm.
Buraları biraz gezip görsem iyi olurdu.
"Tamam canım iyi geceler"
Üzerimi değiştirip yatağa yattım.Yarından sonra göreve başlıyordum.Umarım her şey yolunda giderdi.Tek temmelim şu an buydu.Gözlerim daha fazla düşünceye dayanamayıp kendini karanlığa teslim etti.
^^^^^^^^^^ ^^^^^^^^^^ ^^^^^^^^^^ ^^^^^^^^^^ ^^^^^^^^^^^^ ^^^^^^^^^^^
OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.
OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜRLER!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAZAN ŞEHRİ
General FictionBurası bir Hazan Şehri. Mardin! Hayatlarının baharında yasamlarından koparılmaya çalışan kızlar. Karılarını adeta bir köle olarak kullanan insanlar. Aşiret korkusu ile onların her istediğini yapanlar. Burası MARDİN. Bunların olmasına izin vermeyece...