Evet 13. bölümle karşınızdayız! Bu bölümün uzun olmasını istedik çünkü okuldan -ne yazıkki artık açılıyor .ss- bölüm yazmaya zaman kalmayabilirdi ve 12. bölümün telafisi ;) Ayrıca düşündük ki yorum sayımız çok düşük. Lütfen görüşlerinizi kısa da olsa bizden esirgemeyin kendimizi yalnız hissediyoruz. Neyse bu kadar yeterli. İyi okumalar sizi seviyoruz!
-Nazlı&Sena
Hatırlatma-
Sonunda durduğumuzda ikimizde nefes nefese kalmış, alnını alnıma dayamıştı.
''Çok.. çok güzelsin. Melekleri kıskandıracak kadar..'' diye mırıldandığında yanaklarım al al olmuştu.
Kucağından indim ve yanına oturarak başımı omzuna yasladım.
''Biliyor musun?''
Kaşlarımı çattım. ''Neyi?''
''O geceden beri seni aklımdan çıkaramıyorum.''
''Hangi geceden beri?''
''Bardaki o geceden beri. Sevişip sonra seni orada, öylece bıraktığım geceden beri..''
Kendini suçlar gibiydi. Bir o kadar da pişman.
''Özür dilerim.''
Yavaşça kafamı salladım. ''Ben.. binlerce kez özür dilerim.'' diye sayıkladığın da saçlarımın arasına belli belirsiz bir öpücük kondurmuştu.
***
Otel odasında, önümde paketlerce abur cuburla birlikte yatağıma kurulmuş televizyon izliyordum. Çocuklar beni ektiği ve yapacak daha iyi bir şeyim olmadığından odamda kapalı kalmıştım. Sonunda televizyondan sıkıldım ve telefonumu elime alarak Twitter'a girdim. Ancak hala sıkıntıdan patlıyordum. Tanrım, başka gün gidemezler miydi sevgililerinin yanına?
Oflayarak yatakta bir oraya bir buraya dönerken çalan kapıyla ayağa kalkmıştım. Oda servisi olduğunu düşünerek kapıyı açmaya gittiğimde, karşımda yarım ağız sırıtan bir Zayn bularak kaşlarım merakla yukarı kalktı. Giydiği siyah, dar jeaninin üzerine beyaz bir tişört geçirmişti. Bu haliyle bile fazla.. seksi görünüyordu.
Aklıma gelen düşünceyle soğuk bakışlarımı üzerinde gezdirdim.
Perrie'nin yanında olması gerekmiyor muydu bunun?
İçeri geçmesi için bir adım geri çekilerek yol verdim. Biraz tavır koyacaktım. Madem artık gizli sevgililer olmuştuk, benim yanımda olması gerekiyordu. Önce Perrie'nin yanına gidip sonra bana gelmesi değil.
Kapıyı kapattım ve Zayn'e döndüm. 'Ne istiyorsun?' bakışlarımdan birini ona atarken konuşmasını bekliyordum.
''Bir sorun mu var?''
''Hayır.'' Diye cevapladım, tek kaşını kaldırarak sorduğu soruyu.
''Bence var.''
''Hayır, yok.'' Dedim, yokun üzerine bastırarak.
''Pekâlâ, öyle diyorsan.'' Diyerek yatağımın üzerine oturup abur cuburlarımdan atıştırmaya başladığında hala kapının önünde dikiliyordum. Ellerimi göğsümde birleştirdim.
''Tanrım, biraz önce Perrie'nin yanındaydın Zayn! Beni bırakıp ona gittin.''
Ondan 'saçmalama Ally, onun yanına gitmedim' demesini beklerken yavaşça kafasını salladı. Tanrım! Şaşkınlıkla gözlerim irileşirken inanamayarak ona baktım. Bu kadar mı değerim yoktu gözünde?