Evet yeni bölüm ile karşınızdayız lafı daha fazla uzatmayacağız ama şunu eklemek istiyoruz. O okuma sayısı ve oy sayısı ne öyle?!?!??! Bizi çok mutlu ettiniz!! Biz hiç böyle tahmin etmiyorduk!! Gerçekten çok ama çok teşekkür ederiz iyiki varsınız. Sizi çooooook seviyoruz <3 İyi okumalar!
-Nazlı&Sena
Hatırlatma~
Kurulanıp üzerime pareomu geçirerek mini bara yöneldim. Barmenden bir bira isteyerek taburelere oturdum. Henüz biramı yudumluyordum ki yanıma birkaç –taş- çocuk gelmişti.
''Hey güzelim.''
''Hey.'' Dediğimde biraz flörtleşmenin kimseye bir zararı dokunmaz diye düşünüyordum.
Kendilerine birer bira aldıklarında konuşmaya başladık. Tatil eğlencelerimi buldum. En azından Zayn'den kaçmak için..
''Ben de seni nerden tanıyorum diyecektim, demek Victoria's Secret meleklerinden birisin.''
''Hı-hı''
''Bunun seni ilgilendirdiğini pek sanmıyorum.''
Zayn. Gerçekten mi? Burda da mı?
''Nedenmiş o?''
Evet, nedenmiş o?
Sessiz kaldığında gözlerimi devirdim ve biramın son yudumunu da kafamı dikledim.
''Sende kimsin?''
Bunu da verecek bir cevabı olduğunu sanmıyordum.
''Ben onun sevgilisiyim.''
Se- sevgilim mi?
*******
Tanrım, az önce ne dedi o öyle? Sevgilim? Sevgilim mi?!
Yok canım, ben yanlış duydum.
Ah hayır, yanlış duymamıştım.
"Dostum, bir sevgilisi olduğunu bilmiyordum."
''Zaten yo-'' diyecektim ki Zayn'in birden öksürmeye başlamasıyla sustum.
Hala şoktaydım. Tanrım! Neden öyle demişti ki sanki? Neden her zaman hayatımın içine ediyordu?
Çocuklar işlerinin olduğunu söyleyip yavaşça uzaklaşırken, Zayn kaşlarını çatarak bana dönmüştü.
"Ne halt ediyorsun sen?"
Hah, bir de bana hesap soruyor.
"Asıl sen ne halt ediyorsun Zayn? Neden her zaman hayatımın içine ediyorsun? Neden beni rahat bırakmıyorsun?"
Birkaç saniye gözlerimin içine bakıp, tekrar bakışlarını yere çevirdiğinde alayla güldüm.
''Derdin ne Zayn?''
"Tanrım, neden böylesin? Neden her zaman dik başlı ve vurdumduymaz olmak zorundasın?"
Ben? Dikbaşlı? Vurdumduymaz? Biri miydim?
Sinirlendiğimi ve ellerimin titrediğini hissediyordum. Gözlerimi kapatıp, birkaç saniye sakinleşmeye çalıştım.
"Sen, ne hakla bana karışabiliyorsun? Tanrım! Ben senin hiçbir şeyinim. Unuttun mu?'' Her kelimemde ona daha çok yaklaşıyordum. ''Artık senin bir nişanlın var Zayn. Beni bırakıp, birazda onunla ilgilenmeye ne dersin? Senden nefret ediyorum Zayn. Anladın mı beni? Senden nefret ediyorum!'' Aramızda santimler kalmıştı. ''Şimdi beni rahat bırak ve bana, bir daha asla, karışma!"