Oynaşık? Oynaşık.

39 3 2
                                    


" Onları da çağıralım. Hyuuuung! Gel gel!"

Yüzümdeki üzgün ifadeyi gizlemeye çalışarak onayladım. Teklifi geri çevirip başka bir masaya hatta başka bir kafeye gitmeleri için bildiğim bütün tanrılara dua ettim ama tanrılar bugün fazla meşguldü. 

"Bomby, bugün de harika görünüyorsun." dedi Dasom. " Geçen günkü yanlış anlaşılma için senden de özür dilemeliyim."

"Adımı yanlış söylediğin için de özür dilemelisin," Bacağımda tam karşıdan gelen bir darbe hissedip devam ettim. "sunbae.."

Az önce beni tekmelememiş gibi özgüven patlaması yaşayan Jin beklenmedik zekice bir fikir sundu. Birlikte eğlenmeye gitmek.

Aynı zeka seviyesinde bir başka harika fikir de V'den geldi. 

"Futbol oynamaya gidelim!"

12:30

Yurda uğrayıp kıyafetlerimizi değiştirdikten sonra -tabi ki kızı gidip evinden aldık- şirkete yakın bir halı sahaya gittik. 

"Hadi takımlara ayrılalım." dedi Jin.

Ayakkabısının tekinin bağcığını bağlamaya çalışırken bir anda elini havaya kaldırıp "Ben Bambi'yle olurum!" dedi V.

"Daaang! Yanlış seçim, ben sporda berbatım." Yanına gidip bağcıklar konusunda yardımcı oldum. Kaybedeceğimizden emin olmama rağmen çok mutlu görünüyordu.

Ben ve Dasom kendi kalelerimizi koruyorduk. Jin ve V ise aynı topun peşinde kırk beş dakikadır koşuyorlardı. Oyunun bir yere varmayacağını fark ettikten sonra ilk golü atanın kazanmasına karar verdik ve herkesin sırayla üçer atış hakkı olacaktı. 

İlk vuruş için taş kağıt makas yoluyla Jin seçildi. Tam karşımda geniş omuzları ve uzun bacaklarını gevşetiyor ve büyük ihtimalle kafama top toslatmayı amaçlıyordu. Bu sefer büyüleyici görüntüsüne kendimi kaptırmamak konusunda kararlıydım. Sadece topa odaklandım. Gözüm sürekli kaysa da ona bakmamak için kendimi zorladım ama o, o değişiyordu. Boyu kısalıyor, saçları uzuyor, kıyafetleri değişiyordu. Onunla birlikte üzerine bastığım çimler yok oluyor yerini eskiden anımsadığım kavlamış asfalta bırakıyordu. Yeniden ona baktığımda küçük bir çocuk gördüm. 

"Jane! Topu tut tamam mı?"  diye seslendi çocuk. 

"Ona artık Jane demiyoruz." dedi annesi olduğunu düşündüğüm kadın. "Onun yeni bir ismi var. İsmini söyle tatlım." Yüzünü bana çevirdi. 

"Benim adım..."

...

"Bambi! Harikasın!"

Topu tutamamıştım. V kollarımdan tutup saha boyunca bağırarak koştu. Yorulup yere uzandığımızda anlattığına göre Jin topa vurduktan sonra 30 saniye boyunca hareketsiz beklemiştim. 

Jin de yanımıza uzandı. "Sanırım sporda pek iyi değiliz." Bir süre kıkırdadık. Jin'e her baktığımda düşümdeki çocuğu görüyordum. 

Dasom Jin'e yaklaştı ve onu yerden kaldırmak için elini uzattı. "Sinemaya gidelim." 

"Bambi! Biz de karaokeye gidelim!"

----------------------------------------------------------

Yol boyunca V'ye sormamam gerektiğini düşündüm. Yani rüyamı. Bazen böyle rüyalar görüyordum. Karakterleri tanıdığım insanlarla bağdaştırmış olabileceğimi düşündüm.

"En yüksek skoru yapanın bir dilek hakkı olması gerek değil mi?!" dedi V karaoke odasına girdiğimiz sırada.

" Tabi ki, ama Kore'ye geldiğimden beri sürekli karaoke yaparım ben! Bu sefer seni yeneceğime eminim." 

"O kadar iyi misin? Doğru ya sen Homme ekibindeydin. O halde şarkıyı benim seçmeme izin ver!"

Pekala, bu biraz korkutucuydu. Çok zor bir şarkı seçebilirdi ya da bilmediğim bir şey ama Taehyung'dan bahsediyoruz...

"Ben var ya buna bayılıyorum!" dedi ve çığlığı bastı. "Banggya banggya banggya"

82'ye 94 yenmiştim. Övünmek falan istemiyorum ama karaokede cidden iyiyimdir ben.

"Vay be. Bunu beklemiyordum." dedi ve güldü V. 

"Piknik?" dedim. ""Güveç istiyorum."

"Dileğin bu mu? Hehe çok ucuz çıktın Bambi." yavaşça kafamı itekledi.

19:45

Hava yeni kararmıştı. Sıcak güveç ve içeceklerimiz vardı. V'nin izlediği son filmin ayrıntılı özetini dinliyordum. Aklımda yine tuhaf rüya vardı. Rüyayı düşünmeye başladıkça Jin'i de düşünüyordum ve oynaşık Dasom'la sinema gününün ayrıntılı özetini öğrenmek için can atıyordum.

"Aslında hala bir dilek hakkım var!" dedim sözü henüz bitmemişken.

"Ne? Piknik yapıyoruz ama."

"Bu sadece güzel vakit geçirelim diye bir fikirdi. Dileğim olduğunu söylememiştim." deyip sırıttım.

"Bu oyunbozanlık ama yakın arkadaş olduğumuz için zekice olduğunu da kabul edeceğim." dedi. " ah, telefonun çalıyor."

Bilmediğim bir numara JaeNam Ahjussi'nin verdiği telefondan arıyordu. 

"Efendim?" telefonu açtım.

"Alo. Dışarıdayım gel." Jin?

"Aslında ben de yurtta değilim sunbaenim."

"Tamam, yarım saat içinde gelirsin sanırım." dedi ve kapattı.

V'den özür dileyip pikniği erkenden kesmek zorunda kaldım ve V'den farklı şekilde metroyla yurda gittim. Jin kapıya yakın bir yerde bekliyordu.

" Sana hediye aldım." elindeki kravatı bana uzattı.

"Teşekkür ederim." dedim. Pek yeni bir kravat değildi. Satın alınmış gibi de durmuyordu. Ağır şekilde içki ve sigara kokuyordu. 

Jin'in yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı. Net duyamadığım şekilde "kurtul bundan" dedi ve arkasında babamı bırakıp gitti. Göz bebeklerimin titrediğini hissedebiliyordum. Bu sevgi mi, nefret mi bilemiyordum. Gerçekten gelmiş miydi bu da bir rüya mıydı emin olamıyordum.

"Yakışıklı görünüyorsun." dedi ve yanımızdaki arabayı işaret etti. Karşı gelemeyecek durumda olduğumu bilerek arabaya bindim.

Babam genelde düz bir insandı. Söylediği şeylerin şaka olup olmadığını anlamak zorlayıcı olabiliyordu. Gergin bir ortam yoktu. V'den mesaj bile gelmişti.

"Güvenlice ulaştın  mı?"

Ona babamın geldiğini ne kadar mutlu olduğumu anlatmak istiyordum ama babam telefonu kullanmama izin vermiyordu ve kapatmamı istedi. 

Daha önce Jin'le geldiğimiz yere benzer bir yere gelmiştik. Biraz daha ürkütcüydü. Garaj gibi bir yerdi.

"İz bırakmamaya çalış." dedi babam ve kapıyı açtı. İçerisi göründüğünden daha büyüktü hatta alt katı bile vardı. İçeride tanımadığım birkaç insan daha vardı. Çoğu erkek ve babamın yaşlarındalardı. 

MaRi ve JaeNam da oradaydı.

 İki gün babam ve arkadaşlarıyla orada konakladım. Garajın içinde ve yakınlarında telefon kullanmak yasaktı. Hala V'ye babamla olduğumu söyleyememiştim. Bu yüzden ikinci gün öğleden sonra etrafı gezme bahanesiyle garajı terk edip telefonumu açtım.

V kişisinden 4 arama 7 mesaj

"İyi misin?"

"Merhaba? Bambi yaşıyor musun?"

"Önemli bir şey söylemem gerekiyor."

"Seni özledim."

"Yanlış olduğunun farkındayım."

"Hata yapmamaya çalışıyorum."

"Bambi, sanırım senden hoşlanıyorum."




Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 09, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

My Name Is...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin