Pişmanlık

300 41 3
                                    

       Uyuduğunda anlamıştı o masum yüzün ardındaki ihmal edilmişliği ; yıllardır birliktelerdi ama hayat izin vermemişti bir arada olmalarına.

       Pervin oğlunu kucağına aldığında 24 yaşındaydı. Kimilerine göre geç bile kalmıştı anne olmaya kimilerine göreyse çok erkendi. Hayatı kaçırıyordu Pervin... Kendini bildi bileli kaçırıyordu. Farkına vardığında her şey için çok geç olacaktı belki.

     Önce hedeflerle başladı hayat. Hedefler; o sonu gelmeyecek hedefler. 17 yaşındaydı ondan öncesi puslu bir gökyüzüydü sanki ne yaşadığını ne anladığını seçemediği...Üniversite  sınavına hazırlanıyor, duraksız çalışıyor arasıra kendine ayırdığı zamanları kar sayıyordu. Arkadaşlarıyla sinemaya gittiğinde, yürüyüş yaptığında ya da gece yatağına uzanıp tatlı bir şarkı dinlediğinde özel hissediyordu kendini. Küçük kağıtlara  notlar yazıyor kendini motive ediyordu...
    Üniversiteyi kazanmış, hayalindeki bölüme yerleşmişti; hayatının belki de en rahat yıllarını yaşayacaktı... Fakat engeller vardı. 2-3 ayda bir gelen geldiğinde ömründen ömür götüren sınavlar... Üniversiteyi 4 yılda bitirememek, uzatmak gibi bir lüksü de yoktu üstelik; elalem ne derdi. Oldu olası başkalarının ne dediğini kafasına takar hatta bazen onlara göre şekillenirdi ruhu.
     1-2-3-4 derken bitti üniversite yılları. Rüzgar gibi geçti. Onun hayattan beklentisi hala gelecekteydi ama... Hayatında biri vardı; aşıktı,mutluydu, inanıyordu çok mutlu olacaktı.
     Evlendi Pervin.Henüz bir işi yoktu ama olacaktı. Bu defa iş için koşturmaya başladı. Yıllarca çeşitli kurslara gitti istediği işe bir türlü yerleşemiyor; hayalini hala gerçekleştirmiyordu. Ya parası az geliyordu ya da çalışma zamanı fazla. Böylelikle evliliğinin ilk yıllarını da kaçırdı. Dışardan bakılınca çok mutlu bir insandı. Kendisi de öyle diyordu. Mutluydu...
     Evliliğinin 2. Yılında hamile kaldı Pervin. Karnında bir can xtaşıyor, doğacağı günü bekliyor bebeğinin hayallerini kuruyordu; bu sırada hala hak ettiğine inandığı işi arıyordu. Hala bekliyordu Pervin, bir gün tam olacaktı her şey!
   Doğum yaptığı gün gerçekten yaşadığı tek andı belki. Bebeğini kucağına aldığı kokusunu doya doya içinde hissettiği, sevdiği, ağladığı,güldüğü,acı çektiği tek bir gündü. Sonra yine koşuşturma başladı ilk aylar uykusuzluktan ve kısıtlanmaktan doğan şikayetler, ev işleri ve nihayet hayallerindeki işinde çektiği sıkıntılar ama hala bir ümidi vardı; rahat edecekti. Çocuğu büyüyecek, o rahat edecekti .Çocuğu 3 yaşına gelmişti Pervin'in. Kreşe başlamıştı sabahları onu kreşe bıraktığında işe gidiyor işten dönüşte onu alıyor eve gelip onu besliyor ve uyuması için dualar ediyordu. Büyüyordu oğlu hem de o fark  etmeden büyüyordu. Böylelikle yavrusunun çocukluğunu da kaçırmıştı.
   Üniversiteyi kazanmış, aşık olmuş, evlenmiş, iş sahibi olmuş, çocuk sahibi olmuştu Pervin ama hala bekliyordu: Mutlu olacaktı. Sonra bir gece oğlunun yanında yatarken fısıldadı oğlunun kulağına : Keşke senle daha çok ilgilenebilseydim!
Oğlu beklenmedik bir cevap verdi : Keşke!
O an anladı ki beklediği an hiçbir zaman gelmeyecek hep ertelenecek hep ileride olacak ve o ana hiç ulaşamayacaktı... Pişmandı bunca yılı boşa geçirdiği için.

Beklentiler sadece hayatı erteletir. Anı yaşa! Bekleme!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 26, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PişmanlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin