Medya: GECE
Okula geldiğimizden beri kantinde oturmuş konuşuyorduk en geç benim dersim vardı ve yaklaşık on dakika sonra Ece ve Ateş'in dersi başlıyordu. Gece ile yalnız kalırkalmaz kesinlikle Ece konusunu açacaktım. Çok uzatmadan sevgili olsalar iyi olurdu yoksa benden çekecekleri vardı. Arkamdan birinin adımı söylediğini duyunca kafamı sesin geldi yöne doğru çevirdim."Su. Biraz konuşalım mı?" Ahh. Benimle uğraşacağını zaten biliyordum ama bu kadar erken de olmamalıydı...
"Off. Cem laftan anlamıyor musun? Beni öldürmek isteyen biri ile konuşmayacağım."
"Bunu şunların içinde konuşmayalım istersen." Şu derken sadece Ateş'teydi gözleri.
"Gece hadi bizim dersimiz başlıyor. Kalkalım." Derken Cem'e atabilirim en soğuk bakışı attım ve ardından Gece'yi beklemeden uzaklaşmaya başladım o masadan.
Omzumun üstünden geriye bakınca Gece'nin kalkmış geliyor olduğunu fark ettim. Tam önüme dönecekken Ateş'in ayaklandığını fark ettim ve bakışlarım gözlerini buldu. Ancak o sadece Cem'e öldürücü bakışlar atıyordu. Meselenin benimle ilgili olmadığını zaten Ateş'ten öğrenmiştim o yüzden beni ilgilendiren bir durum yoktu.
"Ee anlaşılan masaya tekrar dönmüyoruz. Ders saatine kadar ne yapalım küçük hanım." Gece yanıma gelmişti bile.
"Mmmm. Sanırım ben biliyorum." Dedikten sonra en piç smile'ımdan attım ama beni tanımadığı için amacımı anlamamış olacaktı. Neyse yakında o da tanırdı zaten beni...
****************
"Ahh hadi ama bunun için mi buraya geldik?" Gece'yi kesinlikle okulda en hoşuma giden yere getirmiştim.
Starbucks.
"Bakışlarından bile ondan hoşlandığını anlayabiliyorum. Uzatmada itiraf et. Sonra başka sorum yok."
"İyi tamam hoşlanıyorum ama aşk falan değil bu sadece hoş kız. Güzel, zeki, uzun, insanı içine düşüren gözleri var ve en önemlisi esmer. En sevdiğim." Cümlenin sonunda göz kırmayı da ihmal etmedi tabii.
"Evet yani bende olsam hoşlanırdım." Güzel kızdı sonuç olarak Ece ayrıca hep de erkeklerin gözdesi olmuştu. Bundan rahatsız da değildi hem.
Tabi fırsatı buldu şimdi Gece hemen soracak. "Peki sen söyle Ece benden hoşlanıyor mu?"
"Yani hiç konuşamadık ama ben arkadaşımı tanırım hoşlanmasa bile seni çok yakışıklı bulduğu belli. Ha bu konuşma aramızda yoksa Ece beni on iki yerimden bıçaklar."
Ona döndüğümde gerçekten mutlu hissettiğini gördüm. İleride gerçekten çok mutlu olacaklarını görmek için medyum felan olmaya gerek yoktu. Hak ediyorlardı birbirlerini gerçekten.
Saate baktığımda gerçekten zamanın baya olduğunu gördüm ders başlamak üzereydi. Gece'yi uyardım ve kalkıp dersliğe doğru yola koyulduk.
Sınıfa girer girmez gözlerim yanyana iki kişilik boş yer aradı. En arkanı bir önü boştu. Gece ile oraya geçip çantalarımızı bırakıp kitaplarımızı çıkardık. Cem daha gelmemişti. Sonradan aklıma gelen şey ile dudaklarımı kemirmeye başladım. Cem'de Ateş ve Su ile aynı saatte alıyordu bu dersi. Birbirlerini kesmeseler iyiydi bari.
Ece'den
Dersten çıkmıştık ve Su'ları bekliyorduk. Derste Ateşle en arkaya oturmuştuk ve neredeyse hiç konuşmamıştık. Bütün ders boyunca Cem'e bana biri öyle baksa sınıfı terk edeceğim korkunç bakışlar atmıştı.
Kantine inmiş Gece ve Su'yu bekliyorduk. Hiç konuşmayınca artık kendimi tutamayıp söze ben girdim.
"Cem'le aranızda ne var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ŞEYİ YAK
Teen FictionEce ve Su'nun İstanbul'a taşınmalarıyla Ateş ve Gece ile karşılaşırlar. Bu karşılaşma onlar için önemsiz gözüksede bir kitabı bile doldurabilecek koca bir aşk hikayesi çıkacak. Her kitabın mutlu, mutsuz ve heyecanlı anları olduğu gibi bu gençleri...