~Karım!~

15.9K 1K 368
                                    

Selamlar efemmmm 😊
Rötarlı gelişlerim var benimmmm farkettiğiniz gibi 🙈 Gecikme için özür diliyorum canlar.. Allah'a şükür sağlığm yerinde..  Bugün itibariyle işlerimde yoluna girdi.. Artık aksatmadan bölümler gelecek..

Oy ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen ❤

Bu arada Cihan ve Barış için evlenme teklifi istiyorum fikirleriniz varsa benimle paylaşır mısınız rica etsemmm 😄😄 En cok aklıma yatanı yazıp bölümü size hediye ediciğiiiimmmmm 🙄❤❤

Seviliyorsunuz.. Keyifli okumalar😊


“Anne gerçekten yorulduk! Artık bizi azat etseniz!”

Seda, yorgunluktan çatallaşan sesiyle önünden bütün mağazaları teftiş eden annesi ve teyzelerine seslendi. Narin, Yaren ve Gülsüm yaşlarına rağmen alışveriş temposunu kaybetmeden kızları peşlerinde sürüklüyor beğendikleri, gözlerine kestirdikleri her şeyi alıyordu. Gülsüm gözlerini kısıp peşinden homurdanan gelinciğine döndü.

“Daha bir saat oldu ve yoruldunuz mu küçükhanım?”

Seda korkuyla gözlerini büyütüp, acı bir şekilde yutkunurken, genç kıza destek kader ortağı olan Gülüm’den gecikmeden geldi.

“Aslında öyle demek istemedi teyze ama o bir saat dediğin bence daha uzun bir süre olmalı! Saat öğleni geçti ve biz sabahın onundan beri yollardayız!”

Seda Gülümün dediklerine ellerindeki yüklü poşetlerle kafasını sallayarak onayladı. Kadınlar birbirlerine bakıp munzurca gülümsedi. O sıra Yaren’in çalan telefonu konuyu bir süre kadar dağıttı.

“Efendim Sevim.”

“Bebişim bitmedi mi daha alışveriş?”

“Yok canım biter mi? Ama prensesler çok yorulmuş. Bir de genç olacaklar. Ayol biz hiç böyle değildik!”

Seda ve Gülüm gözlerini devirirken Narin Sedanın kolunu çimdirince genç kız diline gelenleri susmak zorunda kalmıştı.

“Yasemin geldi sizde acele edin. Akşama hazırlanalım. Buradan geçeceğiz biliyorsun.”

“Tamam canım eksikleri tamamlayıp geleceğiz!”

Yaren, telefonu kapatıp çantasına sokuşturdu. Akşam özel bir açılışa davetlilerdi. Gençler bu durumda aile büyüklerini devreye sokarak hiç sevmedikleri ortamdan sıyrılmışlardı. Kızların gözleri ışıl ışıl parladı. Bu eziyet birazdan son bulacaktı. Evlerine gidip güzelce dinlenebilirlerdi. Birbirlerine bakıp sinsice gülümseyen iki kız anne tavukların peşinden civciv edasıyla yürürken Gülüm’ün sabahtan beri susmayan telefonu otuz beşinci kez çaldı. Arayan her zamanki gibi kocasıydı! Annelerin bir mağazaya girdiğini görünce Sedaya başıyla sende gir dercesine işaret etti. Kendisi köşeye çekildi ve sinirle aramayı cevapladı.

“Ay ne var Yakup Efe? Ben seni arayana kadar beni arama demedim mi?”

Yakup Efe aniden açılan telefondan yükselen sesle telefonu kulağından hızla çekti. Bu kızın ses ayarını kısmanın bir yolunu acilinden bulmalıydı. Yoksa bu genç yaşında sağır olacaktı!

“Ne kızıyorsun yavrum ben şey demeyi unuttum!”

“Hayır Yakup Efe! İpli don falan alamam!”

Genç adamın duyduklarıyla nefesi aniden kesildi.

İpli don!

İp!

SEVDA VURGUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin