bölüm 1 **3B

69 6 8
                                    

Elimdeki valizin tıkırtı sesleri sokakta yankılanıyordu. Bir yandan bu güzel sokağı inceliyor diğer yandan ise telefondan evimi anlatmaya çalışan annemi dinliyordum. Ankaradan eskişehir'e okumaya gelmiştim. Tabi bu anneme ve aileme söylediğim nedendi. Fakat ben eskişehir'de yaşayan alanında uzman bir öğretmenden el sanatları dersi almak için gelmek istemiş, aileme ise üniversite imkanının daha yüksek olmasını bahane etmiştim. Yürüdüğüm bu sokak şehrin en iyi semtlerinden birine ait gösterişli bir sokaktı. Bu büyük sokakta dikkatimi ilk çeken ayrıntı ; biri turkuğaz diğeri ise koyu mavi olan karşılıklı iki evdi. "hala göremedin mi mavi evi " annemin bir kez daha seslenmesiyle düşüncelerimden ayrıldım. ve düşünceli sesine gülümsedim "bulmazmıyım annem şu anda tam olarak önündeyim" ben anneme keyifle şakırken bir kahkaha sesi daha geldi . Başımı çevirip baktığımda evimin karşısındaki turkuğaz rengi evden birbirini kovalayarak benim yaşlarımda 3 kişi çıktı. Önce beni farketmediklerinden olsa gerek Demir kapıyı da açtılar. en öndeki ile göz göze geldik annemin hatta olduğunu unutmuş olduğumdan olsa gerek annem bana seslenince yerimde sıçradım. "beyza orada mısın kızım " " tabi anne şimdi eve girdim " dedikten sonra karşı komşularımı umursamadan su mavisi renginde olan avlumu aralayacak olan büyük demir kapıyı açtım . Bahçenin iki yanına doğru uzanan ufak tefek çakıl taşlarından oluşan iki patika yol vardı . Bunların biri çok güzel bir üzüm çardağına diğeri ise , oldukça büyük bir hamağa gidiyordu . Normal bir zamanda olsaydı öncelikle bahçeyi incelerdim ama yol beni yorduğu için önce bir duş alıp daha sonra bahçeye çıkacaktım. Eve girmek için anahtarı kilide takacaktım ki kapı açıldı ve beril ve berra'nın üzerine düştüm . "Sizin burada be işiniz var gerizekalılar" kahkahalarla söylemiştim bu cümleyi. Beril benim çocukluk arkadaşımdı berra ise ortaokulda katılmıştı bize . İkisini de birbirinden çok severdim . " hani iki hafta sonra gelecektiniz " dedim ayağa kalktıktan sonra . berra bana onu kaldırmam için elini uzattı ve " daha yola çıkmadan özledik seni " elinden tutup kaldırdım ve o sırada beril devam etti "biz de erken gidip ona sürpriz yapalım dedik" her be kadar şaşırmış olsam da bu süprizi sevinmiştim. Hepimiz bir koltuğa oturduk ve yüzümüzde yine her zaman ki aptal sırıtış vardı . beril o kocaman mavi gözlerini açtı ve konuşmaya başladı. "kanka bu ev şimdi sadece bizim değil mi " o kadar heyecanlıydı ki biraz dalga geçmek istedim.Berra ' ya göz kırptım. " yok ya maalesef .. 4 kız daha gelecek bizimle yaşamaya " beril'in mutlulukla açılan gözleri üzüntü ile kapandı ve konuşmaya başladı " bu küçücük evde 7 kişi mi kalacağız biz oldu olacak bir de yurt tabelası asalım tam olsun " berra ve ben onun bu haline daha fazla dayanamadık ve bastık kahkahayı .

içimizde her zaman bizi güldürmeyi başaran taraf beril olurdu . Sürekli kıpır kıpır bir kızdı . Mavi gözleri açık karamel saçları vardı . Üstelik güzelliğine fazlasıyla düşkündü . berra ise en sessizimiz olup grubu toparlayanımızdı . Koyu kahve bellerine kadar saçları ve acı kahve gözleri vardı. uzun boylu oluşu hem beril'in hem de benim hoşumuza gitmiyordu . biz 1.60 boylarındayken o 1.70 boyundaydı beni sorarsanız ; açık kahverengi saçlarım ve koyu kahve gözlerim var. Ne çok zayıf be de fazla kiloluydum kendime göre ideal olduğumu düşünüyorum. kahkahalarımız kıkırdamalara dönüşürken berra çok önemli birşey hatırlamış gibi birden konuşmaya başladı " kardeşim bu dolap niye boş sen ne yiyeceksin bu evde"Konumuz berra olunca sorduğu soruya şaşırmamıştım. " ben daha evde bi dolap olup olmadığına bakmadan sen bana boş olmasını sorguluyorsun" dedim ve kıkırdadım. şimdi evi gezme vakti gelmişti . Evin girişinde oldukça büyük bir salon vardı. Salonun az ilerisinde simetrik bir şekilde iki tarafa uzanan merdivenler vardı. Merdivenlerin arkasında ise mutfak olduğunu düşündüğüm bir oda. Berra ve beril'e göz kırpıp ayağa kalktım ve merdivenlerin arkasındaki odaya yürümeye başladım. Kapıyı açtığımda siyah ve bordo renkleriyle döşenmiş olan oldukça büyük bir mutfakla buluştum. Berra ve beril mutfağa dolarken ben onlardan önce çıkmak istedim diğer katlara. ve koşarak merdivenlerden çıkmaya başladım. ilk katta 3 tane oda vardı ; en öndeki televizyon ve oyun konsollarından anladığım kadarıyla beril'in isteği ile döşenmişti. Bir sonraki odaya girince iki tane çalışma masası ve büyük bir kitaplık gördüm. büyük bir ihtimalle de yan oda da benim çalışma odamdı. yan odaya geçtiğimde küçük bir şok geçirdim bu oda resim atölyesi şeklinde donatılmıştı masanın üzerinizde ise bir kağıt vardı. Merakla kağıdı almak için masaya koştum. Ve o sırada bizimkiler de odaya girdi. "Şimdi bu kağıdın buraya nasıl geldiğini merak ediyorsun. Senden iki gün önce bıraktım. Bu kağıdı yazmamdaki amaç şu; Eskişehir'e kurs görmek için gittiğini biliyorum. Her ne kadar derslerini yüksek tutman şartıyla seni istediğin üniversiteye yerleştirecek olmama rağmen böyle birşey yapmana kızmış olsam da , senin hayatına yön vermek istemdim. Bu atölye de benim sana hediyem." Annemin bu konuda böyle düşünmesine gerçekten çok şaşırmıştım. O, her zaman benim resim çizmeme karşı bir insandı. Tam teşekkür için annemi arayacaktım ki bu konuda fikir değiştirmesini istemediğim için vazgeçtim. Kızlar tepkimi ölçmek istercesine yüzüme bakıyordu. Onlara gülümsedim ve üst katı gezmek için yukarı çıktım. Üst katta aynı 2. Kattaki gibi 3 tane oda vardı ilk kapıyı açtığımda gördüğüm valizler benim lmadığını gösteriyordu.





Arkadaşlar bu benim ilk hikayem bu yüzdem anonim olarak yazılan eğer okuyucu sayım artarsa ismimi açıklayacağım. Bol miktarda yorum bekliyorum 😉🍂🍁

Serserinin psikopatıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin