E.İ.A.3. Bölüm

22 4 2
                                    

"Özge"

"Efendim Evra"

"Sence bu saçma değil mi?"

"Hayır değil"

"Ama biz bunları kaybedersekte gene sırdaş olmayacak mıyız?"

"Şey olucağız ama..."

"Bak saçma işte!"

"Amaaa kırma beni lütfen" kıkırdadım.

"Seni hiç kırarmıyım Özgem seni çok seviyorum"

"Hep en yakın arkadaşlar olacağız değil mi?"

"Evet"

"Beni hiç bırakma olur mu?"

"Olur ama onu kaybetmeyeceksin değil mi?"

"Kaybedermiyim hiç" kıkırdadım ben kıkırdayınca o gülmeye başladı ve bütün evi kahkahalarımız sardı.
Tam 15 yıl...
Sonra ne mi oldu Özge öldü tam 15 yılım öldü. Ve ben hala kaybetmedim. Neyi mi 'onu' yani kar küresini minnacık bir kar küresini hep sakladım hiç kaybetmedim. Ona söz vermiştim ve     kaybetmedim,kaybetmeyeceğim...

"Evra..."

"Efendim?"

"Bundan sonra... ne olacak... yani ne yapacağız..."

"Bilmiyorum... Hiç bir şey bilmiyorum Efe"

"Peki eskisi gibi olacak mıyız?"

"Sanmam..."

"Korkuyorum!"

"Emin ol bende korkuyorum! Beni... beni... sende bırakma olur mu Efe!"

"Ben... seni bırakmam bırakamam merak etme."

"Söz ver."

"Söz... söz veriyorum ayrılmayacağız. Hiç ayrılmayacağız canım."

Ve kalkıp Efeye sarıldım. Efe benim canımdı. Eskilerin mirasıydı. Beni anlayabilecek tek kişiydi çünkü Efe benimle aynı acıları yaşamış olan tek kişiydi belkode o yüzdendir doğru düzgün konuştuğum tek kişi olması...

Efe ile tam tamına 2 saat konuştuk sonra ise eve gittim. Ben eve girdikten sonra annem seslendi "Sen mi geldin Evra ?"

"Evet anne" anneme cevap verdikten sonra odama geçtim çantamı yatağımın kenarına attım ve yatağıma uzandım. Yaklaşık kırk dakika boyunca duvara baktım ve yaşadıklarımı düşündüm.

Yatağımdan kalktıktan sonra laptopumu açtım. Sosyal medyada takılırken telefonuma bildirim geldi tam tamına dokuz kere. Ben şaşkın şaşkın telefonuma bakarken ilk önce instagrama girdim.
'eygilizm' sizi takip etmek istiyor.
'mustafaclk' sizi takip etmek istiyor.
'bur¢' sizi takip etmek istiyor.
Şaşkın şaşkın baktıktan sonra twitter hesabıma girdim.
'eygilizm' sizi takip ediyor.
'mustafa' sizi takip ediyor.
'Bur¢syh' sizi takip ediyor.
Ve ben bir süre ekranıma şok olmuş bir vaziyette baktım. Sinra ise Facebook'a girip arkadaş isteklerine baktım.
Eygi Eylül size arkadaşlık isteği gönderdi.
Mustafa Çolak size arkadaşlık isteği gönderdi.
Barış Siyah size arladaşlık isği gönderdi.
Bak işte bunlara şaşırmamıştım hiçbirine bir şey yapmadan telefonumu kapattım ve 13RW* izlemeye başladım...
(13RW'nin açılımı 13 reasons why bilmeyenler için bilgilendirme)
Diziyi bitirdikten sonra ise laptopumu kapattım. Sonra ise mutfağa gidip anneme bakkala gideceğimi ve bana para vermesini söyledim annemin verdiği on Türk Lirasını alıp evden çıktım. Bakkala vardığımda (evimizin karşısında zatrn bakkal) buzluğu açtım ve içinden Dr. Oetker'in sevgililer için ürettiği kapta dondurmalardan bir tanesini aldım dondurma seçen biri  değilim sadece böğürtlen gibi ekşi olanları pek sevmiyorum bu yüzden böğürtlen olmayanından aldım. Eve dönerken birinin bana seslendiğini duydum arkama baktım ve kimi göreyim! Burç görmemiş gibi yapıp yoluma devam ettim eve vardığımda o gerilim dolu dakikalardan kurtulduğum için mutluydum. Evet insanları pek sevmiyorum güvendiklerim hariç. Ve onlar çok gariptiler bu yüzden onlarla görüşmek pek istemiyordum eve gidince üstümü değiştirdim ve çamtamı hazırlamaya başladım çantamın içine bir adet battaniye,aldığım dondurma, iki kaşık, peçete, yazdığım meltupları, yaptığım resimleri,köpek maması ve iki pet şişe su koydum. Onu özlemiştim çünkü onu tam tamına 23 saattir görmüyordum ve ondan sonra yanına uğrayacağım biri daha vardı benim için çok değerli biri...

Mezarlığa girdim mermere oturdum ve sırtımı mezar taşına yasladım battaniyeyi çıkardım ve üstümüze örttüm. Dondurmamı(zı) ve kaşıkları çıkardım. Ve ondan sonra konuşmaya başladım olanları anlattım.

Dondurmam(ız) bittikten sonra kalktım ve diğer önemli kişinin yanına gitmeye başladım. Bu arada arkamda bir çıtırtı duydum ve arkama döndüm ama arkamda kimse yoktu. Gerilmiştim ama sesimi çıkartmadım. Tekrar yürümeye devam ettim sonunda gideceğim yere varmıştım. Ve beni görünce direk havlamaya başlayan bir Pars ile karşılaştım.

Pars'ı yedirdim ve suyunu içirdim bunu her gün yapardım. Pars'ı saatler ce sevdim ve onunla oynadım. Pars'ın sahibi ölmüştü ve bu yüzden bana çok bağlıydı. Onu her gün beslerdim ve onunla oyunlar oynardım. Pars yere yattıktan sonra bende onun karnına uzandım ve öyle yattık kaç saat öyle yattığımızı bilmiyorum ama uyumuşum. Kalktığımda saat saat sabah 10'du. Ve hayır annem veya babam bana kızmadılar. Çünkü onlara yalan söyledim. Onları çok sever miyim bilmiyorum. Ama Pars için değer çünkü pars benim canımın içi ben uyandıktan sonra Pars'ta uyanmıştı. Ben kalktım ve oda kalkım beni yaladıktan sonra mamasını yedi ve mezarlığa doğru yol aldı. Günün yarısını orda geçirirdi.

Bende eve gitmeye başladım. Yoldayken gene takip esilme hissi ile doldum ve arkama baktım. Ama gene kimse yoktu. Eve varınca ilk işim duş almak oldu. Duş aldıktan sonra ise üstümü giyindim ve tekrar mezarlığa doğru yol aldım.

Mezarlığa gitmeden papatya topladım,boncuklar ve lastikler aldım. Mezarlığa varınca:

"Ben geldim ve yanıma bunları getirdim bugün akşama kadar seninleyim etkinlikten etkinliğe koşacağız senin sevdiğin gibi ah birde resim yapacağız. Ben papatya topladım sevdiğim için ah gene çok bencillik yaptım özür dilerim."

Ağladığımı sonradan fark ettim. Ve göz yaşlarımı sildim gülümsedim ve:

"Şimdi geliyorum." deyip çiçekçiye gittim. Özgenin en sevdiği çiçeklerden alıp mezarlığa geri döndüm.

"Hadi gel ben sana ve kendime taç yapayım da takalım eminim çok yakışacaktır." dedim ve taç yapmaya başladım. İlk önce gülden yaptım sonra ise papatyadan. Güllü tacı mezar taşına koydum. Papatyayı ise taktım.

"Şimdi sırada boncuklardan bileklik yapmak var ben harfli boncuk aldım adlarımızı yazarız diye."

Ve boncuklardan bileklik yapmaya başladım.
Yaptığım boncuklar sırasıyla;
-Özge
-Evra
-E Ö Endless
Evrayı onun mezarının bir yerine taktım diğer ikisini ise ben taktım ve sonra resim çizmeye başladım. Akşam üstüne doğru kalktım onla vedalaştım ve eve doğru uzun bir yürüyüş yaptım. Bu sırada Pars'ı besledim. Ve eve gittim.

Yemeğimi yedikten sonra ise laptopumu açtım. Oradan en sevdiğim anime sayfasına girdim ve animelerimin yeni bölümlerini izlemeye başladım. Bütün animelerimin bölümlerini bitirdikten sonra kendime kakaolu süt yaptım ve içtim. Pijamalarımı giyip yattım genelde kabus görmekten uyuyamazdım ama ne kadar uyursam kârdır deyip erken yatardım...

Herkese selam biliyorum bölüm heç geldi. Ve bölümleri az diye belkide okumuyorsunuz ama okuyanlara çok teşekkürler artık yaz tatiline girdiğimiz için her hafta bir bölüm gelebilir genelde üç veya dört günde bir bölüm yazabiliyorum aman herneyse ah unutmadan eğer bölümü beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın.

Nott: Hellöö bu bir uyarılı nottur. Bana küfür ve hakaret etmediğiniz sürece iyi ve kötü eleştiri yapabilirsiniz sizi seviyorum...

Anket:
Kapak kalsın mı?

Yoksa kapağı değiştireyim mi ?


Sonrakı bölümde görüşmek üzere!
Sizi seviyorum, öpüyorum!

EN İYİ ARKADAŞIM #KAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin