◾TANITIM◾

232 27 94
                                    

"Geceee, kalkasana artık ya. Geç kalacağız." Bu ses Mira ' ya aitti. Bugün iş bulmaya gideceğimiz gün.Her zaman ki gibi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. Seneler önce de böyleydi. O kötü günde de böyleydi.

ON İKİ SENE ÖNCE

Beni bekleyen aile masasına oturdum. Hiçbir şey yemeyecektim. Karnımda doğum günü pastama yer ayırıyordum. Dikkatle yemek masasında ki anne, baba ve abimi izliyordum. Annemin gözü bana kayınca dikkatimi ona verdim.

" Neden bir şey yemiyorsun kızım? Yoksa hasta falan mı oldun? "

Annemin o ninni gibi sesi benim onu saatlerce konuşsa da dinleyebileceğimi bir kez daha haklı çıkardı. Annem güzel ve bir o kadarda iyidir. Aksine, babama benzemiyor.

" Ben tokum anneciğim. Sen merak etme hasta felan da olmadım. " dedim.

Söylediklerim onu ikna etmiş olmalı ki susmakla yetindi. Yeme işlevleri tamamlanınca yavaşça masayı terk etmeye başladık. Üzerimde ki elbiseden dolayı zorlanıyordum biraz, fakat doğum günümü berbat etmesine izin veremezdim. Bu yüzden önden dış kapıya giden aileme yetişmek yerine yavaş gitmeyi tercih ettim.

Ailem zengindi. Babamın holding mi? Şirket mi? Ne adını tam olarak bilmediğim bir yeri olduğunu biliyorum sadece. (küçük bir çocuk söylüyor bunları hikayenin devamında mevcut) zenginliğimle övünmedim hiçbir zaman. Aksine hep tutarlı olmaya çalışırdım. Pek tutarlı olamasamda denediğim ve yapamadığım için kendimi suçlayamam ki. Evet biliyorum, yaşım çok küçük ve bu kadar küçük bir çocuğun bu düşünceleri veya konuşmaları sanki çok büyük biriymiş gibi düşünmenize sebep oluyor . Okuma yazmam bile var. Halbu ki okula bile gitmiyorum. Özel dersler alıyorum. Resim dersi, piano dersi, okuma yazma, gibi dersler. Çok küçük olmama rağmen ailemin baskıları üzerine zorla da olsa öğreniyorum. Öğrenmek zorundayım. Yaşımı merak ettiniz biliyorum. Altı yaşındayım. Şuan bu durumun çok saçma olduğunu düşünüyor olmalısınız. Altı yaşında ki diğer çocukların oyun oynarken benim özel ders almam kulağa yatkın gelmiyor tabi.

Araba da beni bekledikleri aklımın ucundan geçince biraz daha hızlandım ve üç basamaklı merdivenlerde sonuncusunu indim. Kapısı açık arabadan içeriye uçarcasına atladım. Annem gülümsemiş, abim ve babam önlerine bakmaya devam etmişti. Sabahın 10.00 ' u olduğu için biraz serindi hava. Ama gittikçe sıcaklıyor. Sanırım.

------

İki saatin ardından ıssız gibi duran bir mahalleye gelmiştik. Doğum günümün olacağı yeri görmek istiyordum. Heyecandan karnımda uçuşan kelebekler bacaklarımın titremesine sebep olurken araba kapılarının açılmasıyla yavaş yavaş indiklerini anlamıştım. Onları taklit ederek ben de yavaşça indim arabadan. Arabadan indiğimde bana bakan bir çift yeşil gözle karşılaştım. Annemin güzel gözleriydi. Gözleri dolmuştu. Sevinç gözyaşı olmalıydı.

Babam, babam da bir tepki yoktu. Sanki acırcasına bakıyordu o minik bedenime. Tek bir tebessüm etse ona olan tüm düşüncelerim değişecek fakat ne bir tepki ne bir tebessüm vardı.

Abimi seviyor. Ama abimi sevdiği kadar da benden nefret ediyor. Nedenini bilmiyorum. Bana davranış şekilleri, hiç konuşmaması beni üzse de yanımda. Babası olmayanlar da var. Hiç konuşmasakta yanımda olduğunu biliyorum. Yanımda bulunması bile kendimi güvende ve huzurda hissetmeme yetiyor.

Gözlerim önüme kayınca bana ağlamaklı bakan annemi gördüm. Ağlıyordu. Neden bu kadar abartıyor? Yoksa yine anne olunca anlarsın mı diyecek? Aramızda olan iki, üç adımlık yeri de kapatıp anneme daha çok yaklaştım. Annem de bu hareketimden esinlenerek boyuma yetişmek amacıyla diz çöktü. Kollarını belime sardı. Bende kollarımı boynuna dolamıştım. Geri çekildim ve yanağından süzülen birkaç damla gözyaşını ellerimle sildim. "Şşşş ağlama annecim. Biliyorum. Anne olunca neden ağladığını öğreneceğim ama ağlama olur mu?" dedim tek solukta. Annem tekrar ellerini belime doladı ve kulağıma fısıldadı. "Bizi burada bekle olur mu güzelim? Biz geleceğiz." dedi." Oluuuur" dedim lafını bitirir bitirmez.

MAFYA' NIN LANETİ °Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin