Gözlerime gelen güneş ışıkları uyanmamı isterken, kendimi açılmaya çalışan gözlerime karşı açmamak için zorluyordum.
Güneş ışığı en sonunda göz kapaklarımı delip geçince sıkkın bir şekilde gözlerimi araladım. Hemen yanımda bulunan, komidinin üzerinde ki saate baktığımda erkenden uyandığımı fark ettim.
Lanet olsun ki hala uyumak için iki dakikam vardı.
Yatağa tekrar uzandım ve gözlerimi kapattım. Az önce beni uyandıran inatçı güneş ışığı gelmeye devam edince, üzerinde yattığım battaniyemi hafif üzerinden kalkıp aldım ve vücuduma siper ettim. Sadece burnum ve ağzım açıkta idi. Güneş ışığı gelmiyordu artık. Hafif uykulu bir biçim de sırıttım ve battaniyenin altından güneşe bağırdım.
"Noldu güneş? Senin yüzünden erken kalktım diye tekrar uyuyamayacağımı mı düşündün?" Zaferle yeniden sırıttım ve hatırlamadığım rüyama geri dönmek için gözlerimi kapattım.
Aradan bir dakika geçmeden kapım beni korkutmaya yetecek kadar hızlı bir şekilde yumuruklanmaya başladı. Bunun sonucunda yataktan zıpladım ve gözlerimi ters ters kapıya çevirdim.
Aklıma küçükken yaptığım yaramazlıklarım gelmişti. Marketten iki tane sakız alır, bir tane almış gibi gösterip bir sakız parası verirdim market amcalara. Ne haklar yemişim be! Yine olsa yine yapmamazlık etmem tabi ki. Sakız sakızdır sonuçta.
Bunun aklıma gelme sebebi acaba birisi beni gördü de bu yaşıma kadar takip edip ardından kapıma dayanmış olduğunu düşünmemdi. Gerçekten uykulu iken kendi kendi mi bile çekemiyordum.
" Kızım kapıyı niye kilitledin? Açsana!" sesin Mira'ya ait olması düşündüğüm saçma şeylerden kurtarmıştı.
Kapıya doğru, "Beş dakika daha" diye bağırdım. Mira'nın sabır dilemesinden sonra gelen ayak sesleri onun gittiğini gösteriyordu.
Az önce yaşadığım anlık krizden sonra tekrar uyuyacağımı sanmıyordum. Demeyeceğim tabiki de. Hemen yattım ve az önce bulunduğum hale geri döndüm. İki fakika uyuyacaktım.
Alarm çalmaya başlayınca onu kapattım ve yataktan yavaş yavaş kalktım. Yatağımın yanında bulunan köpüşlü terliklerimi bir çırpı da ayağıma geçirdim.
Ayaklarımı sürüye sürüye dün Mira odama dalıp üzerime atlamasın diye kilitlediğim kapıya doğru ilerledim. Kapıya yaklaşıp kilidi açtım ve kendimi odamın dışına attım. Mira ile aramda kalan sağda ki banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdim ve kapıyı ardımdan kilitledim. Duş kabinine girmeden içindeki sıcak ve soğuğu aynı dereceye getirdim ve küvetin dolmasına izin verdim.
Bir süre küvetin dolmasını izledikten sonra küvetin dolmasına az kalmış iken üzerimde ki pjamalardan kurtuldum. Ardından da iç çamaşırlarımı çıkardım ve hepsini birleştirdim. Ağzı açık olan kirli sepetine fırlattım. Veee basket!
" Huhuuu Gece'nin yaptığı muhteşem atışla seyirciler çıldırıyordu adeta. Hakem şoka girdi, seyirciler ise bime." kendi çapımda, komik bulduğum espirime kıkırdarken birden kapı çalmaya başladı.
" Kendi kendine konuşmayı ve saçma sapan espriler yapmayı bırak ve on dakika içerisinde aşağıda ol! Kahvaltı hazır. " dedi Mira. O görmese de ona en gıcık göz devirmemi gönderdim ve küvete girdim. Hızla duş aldıktan sonra bornozumu üzerime geçirdim ve saçlarımıda küçük bir havlu ile sardım. Banyodan çıktım fakat aklıma gelen düşünce ile olduğum yerde bir kaç saniye durdum.
Kendime temiz iç çamaşırı çıkarmamış, balkonda asılı bir şekilde duran okul kıyafetlerimi mi de almamıştım. Üzerimde göz gezdirdikten sonra bunlarla kahvaltı yapsam da sorun olmayacağını düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA' NIN LANETİ °
Novela JuvenilKendi ayakları üstünde durmaya çalışan, zor günler atlatsalarda birbirlerinden ayrılmayan ve asla pes etmek istemeyen iki şapşal kız. Her zaman ki gibi gittikleri, insanlar arasında pek tercih edilmeyen bir sahildi. İnsanların tercih etmeme sebebi...