İşe Yaramayan Alarmların Çaldığı O Lanetli Gün

77 7 5
                                    

Dayanamadım😅

İlk hikaye tabi heyecanlıyım.

Sizden tek isteğim beğendiğiniz, beğenmediğiniz yerlerde satır içi yorum yapmak.

^.^.^.^.^.^.^.^.^.^
Sabah yine o bir işe yaramayan alarm sayesinde acısını hissetmeyen birinin bile hissedebileceği şiddette bir baş ağrısı ile uyandım.

Neden ya, neden?!

Ben ki uykusuna aşık bir kızım. Neden karga bokunu yemeden uyanıp okula gidiyorum ki neden?

Annemin 'şu alarmı sustur' diye böğürmesi de üstüne baş ağrıma tuz biber oldu.

Nedense şu yan komşu, sümüklü kızına ilk gün diye ziyafet hazırlarken, ben kantinden aldığım tost ile yetiniyordum.

Alarmı kapatıp yataktan kalkmamla yere düşmem bir oldu.

Düşmeme sebep olan o atkının Eylül ayında odamda ne işi olduğunu düşünmeden edemedim.

Yerin yüzeyinin daha soğuk olduğunu farkederek 5 dakika orada gözlerimi dinlend...

Popomda hissettiğim acıyla yerimden memnuniyetsiz bir şekilde sıçradım.

Sıçradım dedim çünkü hıçkırık tutmuş bir serçe gibi zıplamama sebep olmuştu annemin 39 numara tüylü mor terliği.

Anneme hep sorduğum ve yine soracağım soruyu sordum:

"Anne neden mor ve tüylü terliklerin? Yani ben bu terliklerin acısından bıktım! Neden birazcık da pembe veya mavi terliklerin acısını tatmıyorum?!" Dedim dalgınca.

"Sus kız anneye hesap sorulmaz! Ben istediğim terliği giyerim! Ben terliklerimi seviyorum!"diyerek mutfağa doğru ilerledi ve ben onun gitmesiyle tekrar kafamı yere yasladım ve gözlerimi kapattım.

"Kız ben seni uyandırmaktan bıktım! Sen hiç uyuklamaktan bıkmıyor musun yavrum?!" Diyerek bu sefer kıyafetlerimin üstüne basarak popoma ard arda terliğiyle vurmaya başladı. Ben de bununla beraber anında yerde acıyla kıvranmaya başladım.

"Anne, tamam. Bak uyandım. Anne acı bana."dedim acıyla.

"Ay! Tamam, acıdım. Hadi sen de hazırlan. Ben kahvaltıyı hazırlıyorum."diyip kıvırtarak mutfağa ilerledi. Yani bu sefer gerçekten mutfağa gittiğini umuyorum.
-_- -_- -_- -_-
Otobüsten inip montumun şapkasını biraz daha aşağı çekiştirdim ve okula doğru başım öne eğik bir şekilde ilerledim.

Biraz da olsa heyecanlıydım. Sonuçta onu 3 ay sonra tekrardan görecektim. Doğrusu ben onu takip edeceğim, o da o çok sevdiği okula geldiğimden beri-en başından beri buradaydım zaten-sevgili olduğu Gizem yellozuyla beraber gezecekti. Bu her sene böyleydi ve böyle devam edecekti. Yani sanıyorum.

Okuldan adımımı attığımda nedense bu senenin daha farklı olacağı içime doğdu.

Okulun kapısına doğru giderken aklıma su almadığım geldi ve sınıfa yönelmeden kantine doğru ilerledim.

Kantine geldiğimde gördüğüm manzara bazıları için kötü olsa da benim için bir umuttu.

Sıraya doğru ilerlerken duyduğum kişinin sinirli sesiyle kalbim bir atletin kalp atışları gibi atmaya başladı.

İNTİKAM | Ölü Bir Kızın İntikamıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin