1. Bölüm; Angel Lighten
19. 04. 2014
İsim: Alexandra Jones
Doğum Tarihi: 05.09.1991
Doğum Yeri: Amerika Birleşik Devletleri/ Seattle
Belirgin Özellik: Nükleer ışımaya dayanıklı olmanın yanı sıra, nükleer ışımaya karşılık verebilme...Alexandra'ya baktığımda yalvaran gözlerle bana baktığını gördüm. Ona üzülüyordum. Ancak yapabileceğim hiç birşey yoktu.
Elimin üzerinde bir el hissettiğimde elin sahibine baktım. Max'ti; "Mrs. Matt seni böyle görürse çok kızar Angel. Yapma bunu.."Haklıydı. Gözlerimi son defa Alexandra'nın buz mavisi gözlerine çevirdiğimde bana hala aynı bakışları atıyordu.
Eğer ona biraz daha bakarsam vicdani açıdan cidden çökmüş olacağım.
Derin bir nefes aldım ve ve bu kız hakkında yazılan raporları okumaya devam ettim.■□■□■□■□■□
21. 02. 2017
Son bir aşama kalmıştı. O da deneme aşaması..
Koluma takmak için hazırladığım kumandanın 'Booom!' yazan simgesine dokundum.
Birden bombanın tüm depoyyu sis ile doldurmasıyla olduğum yerde dans etmeye başladım.
"Lucy! Tanrım! Sonunda başardım!"
Kahkaha eşliğinde Lucy'e seslenmemle Lucy anında yanımda bitti. Depoya doğru bakınca o da kahkahalar eşliğinde dansıma eşlik etmeye başladı.
En sonunda kendi bombamı icad etmeyi başarmıştım.
Diyeceksiniz ki bu bombanın diğerlerinden farkı ne?
Bu bomba üzerine Adını yazdıklarımı varlığı yalnızca patlatan bir bomba. Diğerleri bombayı yalnızca bir sis bulutu olarak görüyor. Tıpkı bizim gibi..□■□■□■□■□■
19. 04. 2014
En sonunda Mrs. Matt'den izin kopararak çıkmayı başarmıştım. Eve gidip uyuma hayallerimi Kevin'dan gelen mesaj sesi bozdu.
"Acil bizim parka gel. Sana söylemem gereken şeyler var -Kevin-"
**********
"Ne demeye çağırıyorsun beni Kevin!"
Kevin zümrüt rengi gözlerini benim koyu mavi gözlerime dikti. "Üzgünüm.."
Suratıma alaylı bir gülümseme yerleştirdim.
"Üzgün.. Üzgün... Biliyormusun? Clara'da aldatıldığını öğrendiğinde çok üzgündü.."
Kevin bir süre etrafta göz gezdirdikten sonra gözü bir yere takıldı. "Angela!"
Daha nereye baktığını anlamadan bana sarılmasıyla neye uğradığımı şaşırdım."Lucy yaşıyor, Angela.."
Lucy? Birden bire gelen silah sesi ile irkildim. Bir kaç saniye içerisinde Kevin üzerime çullandı. "Kevin!"
Çok ağırdı, kalkamıyordum. Kevin'ın suratına bakınca baygın olduğunu gördüm. Aman Tanrım!
Birileri.. Kevin'ı vurmuştu. Çığlık atmamak için ağzımı kapattım ve hızla ayağa kalktım.
Salıncağın arkasında ki çalılıktan sesler gelmesiyle oraya yaklaştım. Tanrım! Ölmek için çok gencim!
Siyah ve mavinin saçlarında karışık olduğu bir adam ile kıvırcık sarı saçlı bir adam öldüresiye dövüşüyordu. Sarışın olan adam üzerine giyindiği pelerin nevi şeyden dolayı her ne kadar komik gözükse de şu an buna gülecek durumda değildim.
Mavi saçlı adam ise... Çok tuhaf bir tipi vardı? Mavi ve siyahın karışık olduğu düz saçları, göz kapağının üzerindeki derin yara ve anlında ki saat sembolü ile çok şey gözüküyordu... Şey.. Korkutucu?
Ve gelen bir silah sesi daha! Göz açıp kapayıncaya kadar sarışın adam yerde, mavi saçlı adam ise.. Bana bakıyor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Candy Goddess; Koyu Beyaz
Science FictionHayat nedir? Belki ölmek isteyen bir insanı ölümle tehtid etmek kadar komik, Sağır bir insanın konsere gelmesi kadar umut dolu, ilk defa dünyada nefes alırken boğazı yanan bir bebek kadar acılı. Belki bir polis; ya da bir hırsız, bir öğretmen; ya da...