Selam canlar😊😊
Yeni bir bölümle yine karşınızdayım. Bu bölüm de farklı olaylarla karşılaşacaksınız. Adlandırılamayan olayların olduğu bir bölüm oldu, inşallah beğenirsiniz.
Bölümü okuduktan sonra oy ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.
Keyifli okumalar canlarım😊🤗
6. BÖLÜM
"Berfee, Berfee!" Berfe ona seslenen birisini duyduğunda yavaşça gözlerini açmıştı. Ilk önce bulanık olan görüntünün gittikçe netleşmesiyle karşısında ki kişinin kim olduğunu görmüştü."Günaydın anne!" annesi bu söze gülümseyip konuşmaya başladı.
"Ne günaydını kızım, akşam oldu. Hadi elini yüzũnü yıka da aşağı gel, yemek hazır!" annesinin söylediklerini başıyla onaylayıp yan tarafında duran koltuk değneğini koltuğunun altına alıp kalkmış ve kendi odasındaki banyoya ilerlemişti.
Elini yüzünü yıkadıktan sonra yavaş adımlarla tekrar odasına girdiğinde annesini görememişti içeride. Ne çabuk odadan gitmişti, hem bu ayakla aşağı tek başına nasıl inecekti ki? Hiç düşünmüyordu annesi...
Odasından çıkıp koridorda ilerledikten sonra merdivenlerin başına gelmişti. Buradan nasıl ineceğini düşünüyordu şimdi. Yavaş ve temkinli adımlarla merdivenlerin korkuluğundan tutunarak inmeye başlamıştı. Her basamağı yavaşça ve önüne bakarak iniyordu ki sondan üçüncü basamakta sağlam olan ayağının burkulması sonucu dengesini kaybetmiş ve düşüşe geçmişti. Korkudan kapattığı gözleriyle birlikte yere düşmeyi bekliyordu ki beline dolanan güçlü kollar buna engel olmuştu.
Berfe birkaç saniye korkudan gözlerini kapalı tutmuş daha sonra düşmediğini anladığında göz kapaklarını yavaşça aralamıştı. Karşısında ona ifadesiz bir yüzle bakan Hazar'dan başkası değildi. Aralarındaki mesafe çok fazla yakındı ve Berfe ister istemez bundan rahatsız olmuştu.
"Dikkatli ol!" Hazar uyarısıyla birlikte kızın doğrulmasını sağlayarak dengede durduğunu anladığında kızın belindeki ellerini çekmişti.
"Şey...ben teşekkür ederim." Hazar'ın gözlerine bakarak ettiği teşekkürden sonra abisinin sesini duydu.
"Ne bu gürültü? Bir şey mi oldu miniğim?" Bertan ağabeyi anlaşılan tutamadığı için merdivenlerden düşen koltuk değneğinin sesini duyup da gelmişti. Berfe ona hala kırgındı ve sert bir ifadeyle cevap verdi.
"Önemli bir şey yok! Sadece ayağım burkuldu, tökezledim o kadar!" dediğinde Bertan kaşlarını çattı.
"Sen tek başına mı indin buradan Berfe?" dediğinde Berfe abisinin fazlasıyla sinirlendiğini fark etse de umursamadı.
"Evet!" dediğinde Bertan Berfe'ye bir adım daha yaklaşıp hiddetle konuşmaya başladı.
"Ne diye tek başına inmeye çalışıyorsun? Ya düşseydin, daha kötü şeyler olsaydı ne olacaktı? Bizim seni indirmemizi neden beklemiyorsun?" dediğinde Berfe de hiddetlenmişti. Zaten bacağı ağrı kesicilerin etkisi geçtiği için sancıyordu bir de abisiyle uğraşıp daha da sinirleniyordu.
"Her hareketimde size haber verecek değilim!" Hazar iki kardeşin arasında kaldığı için gergindi fakat bir anda çekip de gidemezdi.
"Vereceksin, gerekirse her hareketinde bize haber vereceksin!" dediğinde Berfe'nin gözleri dolmuştu. Bu kadar üstüne gelmeyen ağabeyi şu bir kaç gün içinde esip gürlüyordu, hem de Berfe'ye...
"Peki!" bu peki bir kabulleniş göstergesiydi. Ama kırgın bir kabullenişti. Içinde barındırdığı duyguları dışarı yansıtmamak için söylediği tek onay cümlesiydi, peki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR'li MASKE (Askıda)
Fantasy"Kendisini güçlü zanneden bir insan gūçsüz olduğunu ne zaman anlar biliyor musun?" "Ne zaman?" Berfe'nin meraklı çıkan sesine karşılık ruhsuzca gülümsemişti. "Karşısına kendisinden daha acımasız ve kötü bir insan çıktığında..." Berfe kaşlarını çata...