Selam canlar...😊
Hikayemin ikinci bölümüyle karşınızdayım.
Arayı biraz uzattığımın farkındayım kusuruma bakmayın.
Sizi daha fazla bekletmek istemiyorum ve okuduktan sonra yorumlarınızı bekliyorum.
Keyifli okumalar canlarım😊😊
2. BÖLÜM
Gözleri SİMSİYAHTI!
Bu adam KARANLIĞIN TA KENDİSİYDİ..!
"Gidiyoruz Cebrail!" Zehir, gözlerini Berfe'nin gözlerinden ayırmamış ve kucağındaki Berfe ile birlikte yürümeye başlamıştı. Cebrail de arkalarında onları takip ediyordu. Berfe sonunda kendine gelip bağırmaya başlamıştı.
"Bırak beni! Hem nereye götürüyorsunuz siz beni ya? Yoksa öldürecek misiniz? Beni öldüremezsiniz anlıyor musunuz? Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz bir kere? Abim sizin bu yaptığınızı duyarsa sizi öldürür. Gerçi ona kalmadan ben öldüreceğim sizi! Elimden kurtulamayacaksınız, mahkemelerde sürüm sürüm süründüreceğim sizi!" demesiyle Cebrail'den güçlü bir kahkaha kopmuştu. Karnını tutarak gülmesiyle Zehir konuşmaya başladı.
"Cebrail, yeter artık sus!" Zehir uyarısını yapmıştı ama Cebrail kendini durduramıyordu. Sonunda nefessiz bir şekilde ve hala gülmeye devam ederek konuşmaya başladı.
"Abi....mahkeme...mahkeme...hahaha...diyor ya...hahaha nasıl gülmeyeyim." Bu Cebrail nasıl bir adamdı çözememişti Berfe. Fakat dengesizin önde gideni olduğu belliydi. Az önce adam öldüren insan şimdi saçma bir olaya kahkahalarla gülüyordu. Korkması gerektiği yerde...
Zehir hala gülmeye devam eden Cebrail'e kafasını döndürüp ters bir bakış atarak tekrar önüne dönmüş ve yürümeye başlamıştı.
Berfe nereye gittiklerini bilmemenin huzursuzluğuyla öylece Zehir'in kucağında duruyordu. Az önce olanlardan dolayı hala şoktan çıkamamıştı. Zaten bacağının acısına da daha fazla dayanabileceğini sanmıyordu. Kimse kanı durdurmak için uğraşmamıştı ve birazdan kan kaybından öleceğini düşünüyordu. Kafasını Zehir'in omzuna yasladı.
Zaten ÖLECEKTİ.
Bir KATİLİN OMZUNDA ÖLSE NE OLURDU Kİ...
"Uyuma!" bu adam ne çok emrediyordu böyle. Berfe hiç sevmezdi kendisine karşı bu tarzda konuşan insanları. Ama sesini çıkaramadı. Çünkü hali yoktu, konuşmaya dahi hali kalmamıştı.
"Kafanı kaldır!" bir rahat bırakmıyordu bu adam onu. Ölmesine bile yardımcı olmuyordu.
"Küçük bir yaradan ölmezsin merak etme." Ahh az önceki söylediklerini dışından söylemişti sanırım. Yoksa arkada ki Cebrail'in, onun içini okuyacak hali yoktu ya.
"Sana kafanı kaldır dedim." bu sefer tane tane söylemişti sözlerini Zehir, uyarır gibi... Onun böyle konuşmasıyla Berfe de bitkin bir halde konuşmaya başlamıştı.
"Yoruldum." dediğinde Zehir sert bir şekilde cevap vermişti.
"Yorulmak ölmekten iyidir." Berfe söylenenleri kavradığında hızla başını kaldırmıştı. Bu adam onu alenen tehdit ediyordu, ama korkmuştu. O ölmekten korkuyordu. Bu kadar genç yaşta ölmeyi düşünmüyordu. Kimse düşünemezdi ki zaten. Bacağındaki yaradan dolayı olan kan kaybından birazdan ruhunu teslim edecekti.
.........................................
Bir süre karanlık sokaklarda ilerledikten sonra yanında çantasının olmadığını fark etti Berfe ama pek fazla takmadı. Çünkü çantasının içinde pek önem verdiği bir eşyası yoktu. Tabi ki telefonu ve kimliği hariç...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR'li MASKE (Askıda)
Fantastik"Kendisini güçlü zanneden bir insan gūçsüz olduğunu ne zaman anlar biliyor musun?" "Ne zaman?" Berfe'nin meraklı çıkan sesine karşılık ruhsuzca gülümsemişti. "Karşısına kendisinden daha acımasız ve kötü bir insan çıktığında..." Berfe kaşlarını çata...