Multide HAZAR var.
Selam canlar😊😊
Yeni bir bölümle yine yeniden karşınızdayım.
Hikayemin dördüncü bölümündeyim, çok yeni bir hikaye ve oy ve yorum durumunda en azından şimdilik biraz daha yükselme bekliyorum. Okuduktan sonra oy verir ve yorum yaparsanız size çok minnettar kalacağım.
Keyifli okumalar canlarım😊🤗
4. BÖLÜM
"Ha bu arada, BAR YALANI İYİYDİ..."
Çıkarken ne demişti o? Abisine söylediği yalanı nereden biliyordu? Yoksa eve bir şey mi yerleştirmişti? Bunu bir an önce öğrenmeliydi. Bu iş hiç iyi yerlere gitmiyordu. Hem madem Berat'la ne konuştuklarını biliyordu da neden gelip de soruyordu? Berfe bu sorularının hiçbirinin cevabını bilmediğini fark etti. Bir yerlerden öğrenmeliydi.
O böyle düşüncelere dalmışken odanın kapısının açılmasıyla yerinde sıçramıştı. İçeri giren Bertan abisini gördüğünde gülümseyerek ona bakmaya başladı.
"Korkuttum mu miniğim?" dediğinde geçiştirircesine kafasını sağa sola sallamıştı.
"Dalmışım." dediğinde Bertan kardeşinin yanına gelip yatağın kenarına oturmuş ve kızın küçük ellerini kendi büyük avuçlarının içine alarak gözlerinin içine bakmaya başlamıştı.
"Ne oldu Berfe?" dediğinde abisinin bir şeyler sezmeye başladığını anlamıştı fakat belli etmemeye çalışarak yüzüne gülümseyen mutlu maskesini takmayı başararak konuşmaya başladı.
"Bir şey yok ağabeycim!" dediğinde Bertan yüzündeki gülüşün sahte olduğunu fark edebiliyordu.
"Eve geldiğinden beri bir durgunsun, bunu fark edebiliyorum. Derdin neyse söyle kardeşim!" dediğinde Berfe abisine sarılıp geri çekilmişti.
"Gerçekten bir şeyim yok abi. Hem senin işlerin yok mu, onlarla uğraşsana sen!" dediğinde yalancı bir kızgınlıkla kaşlarını çatmıştı Bertan.
"İlgilenmem gereken bir ailem varken işlerim sonraya da kalabilir." dediğinde Berfe gerçek bir gülüş sergilemişti.
"Abi, gerçekten bir şeyim yok. Bak ben gayet mutluyum." dediğinde Bertan inanmamıştı ama daha fazla üstelememek için kafasını tamam anlamında sallayıp ayağa kalkmıştı.
"Hadi aşağı inip kahvaltımızı yapalım." dediğinde Bertan kızın sarılı ayağına bakıp konuşmasına devam etmişti.
"Inebilecek misin, yoksa indirebilirim." dediğinde Berfe hayır anlamında kafasını sallayıp nereden geldiğini bilmediği koltuk değneğini, dayalı olduğu yatağın başlığından alıp hızlı bir şekilde kalkmıştı. Düne nazaran ayağı gayet iyiydi ve ağrımıyordu. Az önce Zehir geldiğinde de fark etmişti bunu fakat söylememişti. Yine de koltuk değneğiyle inmeyi düşünüyordu. Sonuçta kurşun yarası şakaya gelmezdi.
"Onu nereden buldun?" abisinin kaşları çatık bir şekilde koltuk değneğine merakla bakmasının ardından Berfe bunu abisinin getirmediğini anlamıştı.
"Bilmiyorum ki! Ben de az önce gördüm, buradaymış." dediğinde aklına gelenlerle kendisine lanet etmişti. Bunu Zehir getirmişti ve Berfe şuan büyük bir pot kırmıştı. Gerçi Zehir ona neden böyle bir iyilik yapmış olsun ki? Şuan onu düşünmemeliydi.
"Allah Allah! Hey neyse Berat almıştır o zaman. Hadi aşağı inelim." deyip kızın, koluna girmesi için kolunu uzatmıştı Bertan. Berfe bir eliyle koltuk değneğine gücünü verirken diğer eliyle de abisinin kolundan tutunmuştu. Yavaş yavaş merdivenleri inerek salona doğru adımlarını atıp içeri girdiklerinde yemek masasında onlardan hariç herkes oradaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/89473308-288-k497291.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR'li MASKE (Askıda)
Fantasi"Kendisini güçlü zanneden bir insan gūçsüz olduğunu ne zaman anlar biliyor musun?" "Ne zaman?" Berfe'nin meraklı çıkan sesine karşılık ruhsuzca gülümsemişti. "Karşısına kendisinden daha acımasız ve kötü bir insan çıktığında..." Berfe kaşlarını çata...