Çocuk tam konuşacakken gelen kişi konuşmasını engelledi. Youngbae'ye bakarak
"Hyung seni gördüğüme sevindim nasılsın?" diyerek gülümsedi
Jiyong gelen adamın gülümesemesini sinir bozucu bulmuştu, daha sinir bozucu olansa arkadaşını onu yanlarına davet etmesiydi. Asıl ve gerçekten sinir bozucu olduğunu düşündüğü-ama öyle hissetmediği- şeyse adamın Seungri'nin yanına oturmasıyla gelen histi. Adamın saçları gereksizce kabarıktı onu kötü gösterdiğinin farkında değil miydi? Kendini Daesung olarak tanıttıktan hemen sonra siyah saçlı çocukla samimi bir şekilde sohbet etmeye başlamıştı. Jiyong adamların az önce tanıştığını görmese onları çok samimi iki arkadaş yada flört dönemini yaşayan aşıklar sanabilirdi. Çocuk neden Jiyonga karşı soğukken simbaya karşı böyleydi. Adam yakışıklı bile değildi. Sonuçta ikisiyle de yeni tanışmıştı.
Youngbae birden gitmeleri gerektiğini söylediğinde adamın kaşları çatıldı.
"Jiyong benim bir işim vardı dostum unutmuşum biz dönsek sorun olmaz değil mi?"
Daesung'un gözleri parlamıştı sanki bu Jiyongu sinir etse de kolundan tutarak onu sürükleyen arkadaşına karşı çıkmadı ta ki dışarı adım atana kadar dışarıya çıktıkları anda hızla kolunu çekerek adama kaşlarını çatarak baktı.
"Bunu neden yapıyorsun?
"Dae ona birini ayarlamamı istemişti Seungri'den daha uygun birini tanımıyorum dostum."
"O çocuğu bu kadar uygun yapan ne?"
"Boşta olması" arkadaşı sırıtarak söylediğinde Jiyong neyin onu bu kadar rahatsız ettiğini bile bilmiyordu ama çocuğu oradan çıkarması gerekiyordu.
Sonrasında dalga konusu olacağını bilerek arkadaşından bir şey istedi. Tabi ki onu kırmayacaktı ve kırmadı. Seungri dosya işleri için aranmıştı bile.
...
Jiyong Seunghyun'un onunla sürekli dalga geçtiği kabus gibi bir günün ardından eve gitmek için sabırsızlanıyordu. Ne yazık ki adamın hala dosya işleri vardı ve onları bitirmezse bu gün dalga geçen Seunghyun yarın onu öldürecekti. Tanrı aşkına neden adam her şeyi üst noktalarda yaşıyordu ki.
...
Jiyong masada uyandığında ne zaman uyuduğunu bilmiyordu. İş ona fazla gelmiş olmalıydı. Dışarıya çıktığında hava oldukça güneşliydi. Adam ne kadar uyumuştu ki? Uzakta Seungriyi gördüğünde çocuk adama gülümsüyordu. Daha önce ona hiç böyle bakmamıştı. Sanki sevgiyle doldurulmuş gibiydi gözleri. Daha Jiyongu dördüncü görüşü falanken adama nasıl böyle bakabilirdi?
Seungri gülümseyerek yaklaşıp adamın koluna girdiğinde adam hala şaşkındı. Ama çocuğa karşı çıkmayı düşünmedi. Çocuk "Hadi dondurma yemeye gidelim hyung." Dedikten sonda adamın cevap vermesini beklemeden adamı kolundan sürüklemeye başladı. Adamın bu konuda bir şikayeti yoktu. Jiyong etrafına dikkat ettiğinde bu yolları bilmediğini fark etti. Sanki hiç tanımadığı bir yerdeydi. Adam nasıl iş yerinin yolunu karıştırabilirdi ki. Bunu çocuğun onu ara bir sokağa sokmuş olma ihtimaline yordu adam.
Jiyong mutlu ve garip hissediyordu Seunri onu ismi dışında tanımamasına rağmen ona aşkla bakıyordu. Jiyong tekrar şaşırdığında bu sefer şaşkınlığına farklı bir duygu eşlik etti. Çocuk kendi için çilekli dondurma isterken onu için vanilyalı dondurma istedi. Youngbe'ye falan sormuş olmalıydı ve bu açıklanamayan biçimde çok tatlıydı.
Çocuk Jiyonga gülümsediğinde sevdiği dondurmayı yada yolları boş verdi adam. Tanrım çocuğun ona hep böyle gülümsemesini sağlamalıydı. Dondurmalarını aldıklarında çocuk konuşmaya başladı.
"Hyung bu gün neler yaptın?" "Sanırım genellikle uyudum ama dosya işlerini halletmem gerekiyordu." Çocuğun gülümsemesi bulaşıcı olmalıydı adam da gülümsüyordu.
"Yardım etmemi ister misin?" bu tatlı sesiyle sorduğunda kim red edebilirdi ki?
"Neden olamasın? Youngbae sayesinde bu işte ustalaşmış olmalısın." Çocuk bir anda afalladı. Jiyong yanlış bir şey söyleyip söylemediğinden emin olamıyordu. Acaba çocuk Youngbae yüzünden dosya işi yapmaktan nefret mi ediyordu?
"Yungbae kim hyung?" afallayan bu sefer Jiyong olmuştu.
"Ne demek kim? Altında çalıştığın doktoru tanımıyor olamazsın değil mi?"
"Hyung ben gazeteciyim unutmuş olamazsın değil mi?" Adamın yüzündeki 'ben bunu yeni öğrendim' ifadesi Seungriyi korkuttu biricik hyungu onu unutmuş olamazdı değil mi? Unutmamalıydı.
"Seungri dalga geçmeyi bırak doktor olduğunu ve Youngbae'nin stajyeri olduğunu biliyorum." Seungri gittikçe geriliyordu.
"Hyung ben bir gazetede çalışıyorum ve üstüm de Daesung hyung." İşte şimdi mantıklı olsun yada olmasın Jiyong bir şey dışında her şeyi boş vermişti.
"O adamın stajyeri olamazsın Seungri sana karşı ilgisi var!" "Ne saçmalıyorsun hyung Dae ile Seunghyun hyung birlikteler bilmiyor musun?" Jiyong buna şaşırmıştı Daesung denilen adam daha iki gün önce Seungri ile ilgilenmiyor muydu? Adam tabi ki Seungri ile ilgilenmesini istemiyordu sadece garipsemişti. Seungri ortamı daha da garipleştirmemek için sustu. Jiyongun kafası konuşmaya devam edemeyecek kadar karışıktı.
Seungri dondurmasını bitirdiğinde işe dönmesi gerektiğini söyleyene kadar ikisi de konuşmadı.
Seungri gülümseyerek "İşim bittikten sonra dosya işlerin için yardıma gelirim." Dedikten sonra ilerlemeye başladı. Jiyong tüm garipliklere rağmen iyi hissediyor ve gülümsüyordu. Bu çocuk garipti. Fazlasıyla hemde.
Seungrinin gidişini izlerken gülümsemesi yüzünde dondu adamın. Hayır hayır Seungriye araba çarmış olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not First Love\Nyongtory
FanfictionJiyong ilk defa mı aşık oluyordu emin değildi. Peki aynı kişiye tekrar tekrar aşık olursanız ilk aşkınızı aldatmış mı olurdunuz?