"Haftayaki derdimizde Stoacılarda mantık konusundan devam edeceğiz gençler. Her halde bana sorunuz yok.
Toparlandığınıza göre. .
Sessizce dersinizi uyuyup gidiyorsunuz.
Yoklama almıyorum bugünden sonra.
Dinlemek istemeyen, uykusu olan gelmeyebilir.
Ve en azından haftaya derse gelirken konuyu biraz okursanız ders daha eğlenceli olabilir...""Bir susmadı hee.. Jongin hep senin yüzünden çekiyoruz bu kadar azarı."
Gözlerini güçlükle aralarken sızlayan şakaklarını ovdu.
"Sayemde artık Stoacılar dersinden yoklama alınmıyor. Bana teşekkür için yemek ısmarlaman gerekirken Profesör Yoojae gibi söyleniyorsun."
Kalabalıkla birlikte derslikten koridora çıktıklarında hala dağılmayan uykusu ile elindeki kalın felsefe kitabı ile ağzını kapatarak derince esnediğinde
yaşaran gözlerini sildi."Gece vardiyasına mı kaldın yine?"
Bir kez daha esnerken başını salladı.
"Öyle oldu Jaebum."
"Gece vardiyasını bıraktığını sanıyordum."
"Bırakmıştım. Ama arkadaşın işi çıkmış. Onun yerine kaldım dün."
"O zaman o da senin yerine bugün mü çalışacak?"
"Hayır. Haftaya."
"Ne yani? Şimdi işe mi gideceksin?
Bizimle bowlinge gelmeyecek misin?""Mesaim üç saat sonra başlıyor.
Yurda dönüp en azından bir saat uyumayı planlıyorum. Yani sizinle bu defa da gelemeyeceğim dostum.""Çalış çalış nereye kadar be Jongin!
Ömür geçiyor, gençlik bitiyor.
Bazı şeyler gençlikte güzel.""Büyükannem gibi konuştun.
Ama üniversite için çektiğim krediye para biriktirmem lazım.
Daha genciz ve önümüzde uzun günler var. Haftaya gelirim.
Sözüm olsun.""Öyle olsun bakalım. Yarın ekonomi dersinde görüşürüz. Uykunu tam al.
Profesör Yang affetmez.""Tamam tamam. Dikkat ederim."
Arkadaşının aksi yönde, kaldığı yurda adımlarını hzılandırırken bir kez daha esnediğinde aniden yükselen korna sesi ile kendini geri attı.
Önünden hızla geçen araba ile kıl payı ölümden sıyrılınca hızla atan kalbi ile tüm uykusu dağıldı."Neredeyse büyükbabamın yanına gidiyordum iyi mi?
Seni seviyorum büyükbaba ama kavuşmak için henüz erken."Anın korkusu bacaklarının titremesi geçtiğinde üst geçide yöneldi.
"Daha kredimi ödemedim. Aileme borç bırakamam."
Zihninde kaza ihtimallerini alıp verirken bir pastanenin vitrininde gözüne çarpan çöreklerle durdu.
Kazaya dair her şey, oldukça lezzetli görünen hamur işleri ile uçup gitti."Vay canına. Dünyada ne güzel şeyler var."
Hemen pastaneye girip çeşitleri gözden geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Time in Life 《Dörtleme》
Fiksi PenggemarSadece hava almak için çıktığı yurdun çatısında yaslandığı trabzanın aniden yerinden oynaması ile yedinci kattan boşluğa düşerken gözleri karardı. Seul'ün ışıklarını son kez görmek için gözlerini araladığında boşlukta askıda olduğunu ancak kendisi g...