Düşünüyordum...
O kadar derin düşünüyordum ki annemin beni çağırışını duyamıyordum. Zenginliği fakirliğin içindeyken düşünüyordum. Belki de bu durum aptallıktır . Fakat böyle düşünmeyi seviyorum. Elimde olmayan, avucumda kokusunu alamadığım konuları iyi irdeleyebilirim diye düşünürüm. Kısacası zenginliği düşünüyordum. Düşüncesi bile mükemmeldi.
Annem beni dürtünce gerçek dünyaya geldim. İnsanının piç olmayı meslek edindiği yere. Anneme bakarken ne dediğini anlamaya çalışıyordum.
"... Bulamamışlar" dedi yorgun argın sesiyle.
"Anlamadım anne" dedim. Cümleyi söyledikten sonra kim, neyi bulamamış anladım. Cüzdanımı çaldırtmıştım. Tam bir yüz karasıyım. İçinde ben vardım o cüzdanın.
"Özür dilerim" dedim gırtlağımdan çıkan bir sesle.
Annemde bilecek olsa ki yapacak herhangi bir şey yok. Aslında annemin cüzdanımı çaldırtığımı öğrenince bana ne yapar korkusundan intihar etmeyi bile düşünmüştüm. Okunmayı bekleyen kitaptan okumuştu biri "Allah hiçbir nefse gücünün yeteceğinden öte yük yüklemez."
Sanırım şu sıralar görmeye de başlıyorum. Birçok kişinin göremediğini. O yüzden belki de intihar etmedim. Bilemem...
"Senin suçun yok" dedi annem. "Bizde bu ay ilaç parasını kesip öyle yeriz" dedi yaşlanmış tebessümüyle.
"Ama o ilaçlar senin için çok önemli anne" dedim yeniden hatırladığım için bir kez daha kendimden nefret ederek.
"Ben o ilaçları almak için yaşamıyorum oğlum. Ben yaşamak için ilaç alıyorum. Ve ben senin için yaşıyorum. Benim görevim bitiyor" dediğinde gözündeki yaşı görmezlikten geldim.
Anlamıyorum sevgili duvar, anlamıyorum. Ölmesi gerekenler varken neden iyiler göçüyor. Neden bir yaşlı kadının ilaç parasını çalan ölmüyor da, benim masum annem ölüyor...
Anneme hiç bir şey diyemedim. Doktorun söylediklerini de düşününce onsuzluğa alışmam gerektiğini düşünüyorum. Sevgili duvar, affına sığınıyorum ama düşüncelerimi sikeyim.
Sigaramla çatı katına çıkıyorum izinsiz. Apartman yöneticisinin bir ara bana çatı katındaki izmaritlerin sebebinin sen mi olduğunu sorduğunu hatırlıyorum. Gülerek verdiğim cevabı anımsayınca yeniden gülümsüyorum,
"Sizlersiniz" dedim. "Siz insanlar"
Çıkardım sigaramı en sevdiğim manzaraya karşı başka arkadaşımla konuşuyorum.
"Eee sevgili duvar ne yaptın ben yokken?" diyorum. Sol elimin işaret ve orta parmağımın arasında sigara ve sessiz duvarın mükemmel sohbetiyle bitmek bilmeyen akşamım...
"Yine oturup kadınları izledin değil mi ha?" diye espiri yapıyorum ve çatıyı kahkahalar kaplıyor. Benim kahkahamın yansıması, bana duvarında güldüğü yönünde hayaller kurdutuyor.
"Ben ne yaptım anlatayım mı Puslu duvar? Sabah kalktım. İşe geç kaldığımı daha yataktayken fark ettim. Annem işe gitmeden önce kahvaltı hazırlamış ve ben bir lokma dahi almamıştım. Bilsem be duvar, Bilsem dışarı adımımı atar mıyım? İnsanlara sebepsiz mal mal bakarken cüzdanımı çaldırttım. Hak ettim. Ama ben ettim be sevgili duvar. Annemin hiç bir suçu yok. Ne dedi biliyor musun annem? Sen dedi artık bastonsuz kalacaksın. Artık yaslanacak kimsen olmayacak."
Biten sigaramın izmaritini yönetici görsün diye yine yere atıyorum. Yeni bir tane yakıyorum.
"Bir de sevgili duvar, benden duymuş olma ama bu gün salıncakta sallanan için güzel aşık için ateşli inşaatçı için sıradan ve benim, benim doğum günüm sevgili duvar. Fark ettinmi bilmiyorum ama çok sıradanmış gibi söyledim. Bu sıradanlığın sebebi ile şu görmüş olduğun izmaritlerin sebebi aynı. Sevgili duvar, ne kadar da basit bir günmüş gibi yaşadılar bu günü biliyor musun? Düşünsene çalıştığın iş yerinde bu gün bir doğum günü kutlaması oluyor ama muma üfleyen sen değilsin. İlginç değil mi sevgili duvar? Sanki... Yani ne bileyim, Sanki tanrı benimle eğleniyor gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Saçan Yıldız
DiversosBir galaksi düşünün, içinde güneş sistemine benzeyen bir sistem... Güneş oydu, dünya da ben. Merkür ve Venüs kavuşmak için yakınlaştılar. Gözleri karanlığa mahkum olmuştu o ana kadar , çok sevdikleri için yaklaşmayı denediler... Yandılar. ...