Ben Defne yıldırım birkaç ay sonra 18'ime gireceğim. Birçok insan mutlu olur büyüyeceği için çünkü bazılarına göre 18'e girmek demek özgürlük demek. Benim için ise ölüm demek. Neden mi ? Çünkü baba demeye bile dilim varmayan bir insan 18'ime girdiğimde hayatım boyunca görmediğim,tanımadığım biriyle evlendirmek istiyor beni ve ben buna karşı çıkıyorum. Ben hayatım boyunca babamın nefretine maruz kaldım. Ben defne yıldırım tam iki ay sonra 18'ime gireceğim 14 mart benim öldüğüm gün olacak. Ama unuttukları birşey var ki ben annesinin ölümüne bile tanık olmuş bir kızım asla pes etmeyeceğim. Unutmayın ki tek başına mücadele eden insanlar her zaman daha güçlülerdir. Çünkü kaybedebilecekleri hiçbirşeyleri yoktur.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●Sabah uyandığım da saat'in 7'ye geldiğini gördüm sessiz olmaya çalışarak banyoya gidip ihtiyaçlarımı karşıladım ve kıyafetlerimi giydim. Babam olacak şahsiyetin kafası yine bir milyon olmalıydı. Çünkü yine koltukların üzerinde sızmıştı. Bende anahtarımı alıp direk evden çıktım. Tabiki de okula gitmiyorum. Böyle bir babanız varsa gidemezsinizde. Çünkü benim ona para götürmem lazım şerefsiz olan babama bakmam gerek,çünkü ben karaktersiz olan insana bakmakla yükümlü bir kızım. Ama 2 ay sonra ya ölümüm ya da kurtuluşum olacak. Çünkü aşağılık gereksiz ne yaparsa yapsın beni evlendirmeye gücü yetmeyecek.
~2 AY SONRA~
Şuan nemi yapıyorum ? Oturmuş yarın ki düğünümden nasıl kaçacağımı düşünüyorum. Yarın sevgili koca adayım Yaman Denizle düğünüm olacak. Daha doğrusu gereksiz peder öyle düşünsün. Saate baktığımda gecenin 2'siydi ama gereksiz hala gelmemişti susadığım için mutfağa gidip su doldurdum ve içtim. Tam odama geri dönecektim ki dış kapının sesi geldi. Gereksiz peder gelmişti ve kafası yine herzamanki gibi güzeldi.
"Oooo sevgili kızım babasını mi beklemiş ?"
Yaklaşık aramızda 6-7 adımlık mesafe vardı ki üzerime doğru gelmeye başladı. Cevap vermeme bile izin vermeden saçlarıma asıldı.
"Dökül lan bugünkü paraları"diye
Kükredi birden yine yanağımda müthiş bir acı hissettim kesinlikle sol yanımı hissetmiyordum ve her iddiasına girerim ki parmaklarını izi çıkmıştı yanağımda
"Hayırdır lan yarın evleniyorsun diye mi bu tavırların ,lan seni öldürürüm kimse alamaz elimden"
Ve saçlarımdan tutup yere attı hiç durmadan vurmaya başladı. Daha çok tekmeledi. Büyük ihtimalle sevgili kocam olacak insan nedeniyle yüzüme vurmuyordu. Mazallah satamaz beni parasız kalır sonra. Artık neredeyse gözlerim yavaş yavaş kapanacaktı ki birden beni saçlarımdan tutup kaldırdı ve kaldığım odaya götürdü. Eski ve neredeyse kullanılmayacak hale gelen yatağımın üstüne fırlattı beni ve giydiğim kabanımın ceplerine bakıp ne kadar para varsa hepsini aldı ve bana dönüp
"Sevgili kızım yarın kurtuluyorsun benden ben çok üzüldüm şimdi dışarı gidip içeceğim biraz yoksa nasıl dayanırım hasretine"deyip
İğrenç bir kahkaha attı ve kapıyı çarpıp çıktı. 5-10 dk geçmiştiki bende odamdan çıkıp dış kapının kilitli olup olmadığınına baktım. Sanırım şans ilk defa benden yanaydı çünkü kapıyı kitlememisti üzerime ya kafası güzel olduğundan ya da benim de bu düğüne razı olduğumu sandığından gerek duymamıştı gereksiz peder hemen üstüme siyah kabanımı ve botlarımı alıp giydim. Tam çıkacaktım ki almam gereken son birşey olduğunun farkına vardım yatağımın altında annemden bana kalan tek şey olan kolyeyi alıp arkama bile bakmadan uzaklaştım ordan. Saat 4'e geliyordu ve benim nereye gidecek olduğum hakkında bir fikrim yoktu. Yanımda ise babamdan zar zor sakladığım 20 TL den başka para yoktu. Bir pansiyona bile yetmeyecek olan para nedeniyle evimizin 3 Sokak aşağısındaki yıkık dökük depoya gitmeye karar verdim. Aslında hiç tekin bir yer değildi ama elimden başka bir hiçbir şey gelmiyor. En azından hava tam aydınlanana kadar idare edecektim. Tepenin orada bir süre ateş yakılmış başlarında 4-5 kişi her biri bir yere dağalmış. Ellerinde içkiler vardı. Pis pis bana bakıp satıyorlardı. Ben de depoya girmeye kara vermiştim ki büyük bir kahkaha attılar, kahkaha seslerini duyunca birden sıçradım. O kadar iğrenç gülüyorlardı ki pardon resmen anırıyorlardı. Onları takmayıp yıkık dökük depoya girecektim ki arkadan bir ses
-oraya girmemeliydin güzelim diye bağırdı.
Tam bağırıp kendimce kendimi savunacaktım ki diğer ıkiside bağırıp
-güzelim gel sen buraya biz seni tatmin ederiz. Yoksa gecenin bu saatinde ne işin olur burda.
-şşşş yavrum gel buraya.
Arkamdan gelen seslere aldırış etmeden yoluma devam ettim. Aslında şu an korkudan bayıla bilirdim. Ellerimi yumruk şeklinde sıktım ve diğer elimi de duvara sürterek destek almaya çalışarak kendimi ayakta tutmaya çalışıyordum ve rahat rahat geçireceğim 2-3 saatlik zaman dilimi için bir yer baktım. Ama burada rahat bir yer bulamayacağımı anlamam uzun sürmedi. Çünkü az önce laf atan 3 sarhoş bana doğru geliyordu. O an ne yapmam gerektiğini kestiremedim. Sanki beynim durmuştu. Konuşsam bile onları aşamazdım. Çünkü arkamda duvar ve tam 4-5 adım ileride ise o 3 sarhoş vardı. Üstelik birbirlerine bakarak sırıtıp duruyorlardı. Ve üzerindeki kıyafetler o kadar yırtılmıştıki onları bir başkası görse köpek saldırısına uğradıklarını sanardı. Ama onlar ve en öndeki dünya umrunda değilmiş gibi bir elinde bira şişesi ve dengesini sağlamaya çalıştığı bedeniyle üzerime doğru gelmeye başladı. Onun üzerime geldiğini gördüğüm için bende 1-2 adım atmıştım ki sırtım tamamen duvarı dayandı. Ne olduğunu anlamadan kolumu tutup beni kendine doğru çekti. Ama ben hem bağırıyor hem de aramıza ellerimi koyarak ondan kurtulmaya çalışıyordum. Bağırarak arkasındakilerden yardım dinlendim. Belki insafa gelip yardım ederler diye ama ikisi de bize bakıp gülüyorlardı. Adamı tekrar itmeye çabaladım ve tuttuğu kolumu kurtarmaya çalıştım. Tam kolumu kurtardım derken beni saçımdan tutup yavaş sayılmayacak bir şekilde duvara yapıştırdı. O an istemeden ağzımdan boğuk bir çığlık kaçtı. Karşımdaki insan bile diyemeyeceğim şahsın nefesi midemi o kadar çok bulandırmıştı ki her an kusabilirdim. Ben ona tekmeler savurmaya ve yumruklamaya çalışırken kendini iyice bana dayadı ve hareketlerimi kısıtladı. Karşımdaki hayvan direk boynuma gömüldü ve öpmeye çalıştı. Ve arkasındaki diğeri iki insanlıktan nasibini almamışların gülüşleri resmen kahkahaya döndü. Bende beni öpmeye çalışan adamı itmeye çalıştım. Fakat pek bir işe yaramıyordu ve elinin tekini vücudumda dolastirmaya diğeriyle ise beni duvarda sabit tutmaya çalışıyordu. Gözlerim çoktan dolmaya başlamıştı bile. O kadar çok bağırıp çığlık atıyordum ki Sesimin kısılacağını hatta birkaç ses telimin bile zarar görebileceğini biliyordum. Ama umrumda değildi. Tamam Yavaş yavaş umutlanmıştım hayatımda güzel şeyler olacağına ama hayat yine oyununu oynamaya karar vermişti bana anlaşılan. Arkadaki diğer ikisi de fazla zaman harcadıklarını düşünecek olacaklar ki onlar da bize doğru gelmeye başladılar. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı ki arkalarından gelen ayak sesiyle durup o tarafa bakmaya başladılar. Benim resmen üzerimde olan hayvan hemen çekildi ve bir iki adım atarak diğerlerinin yanına geçti. Bacaklarım ağırlığımı daha fazla taşıyamamamış olacak ki yere çöktüm. Ve Kimin geldiğini görmek için kafamı kaldırdım. Karşımdaki kişiyi görünce donup kalmıştım.
ARKADAŞLAR SİZCE KİMİ GÖRMÜŞ OLABİLİR ???
BİRDE İLK BÖLÜM İÇİN DÜŞÜNCELERİNİZİ YAZARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM
YAZIM HATALARI VARSA DA AFFOLA
ŞİMDİDEN HERKESE TESEKÜRLER<3<3<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK UMUTLAR
Teen FictionKaranlık çöküyor yine, gecenin belirtisi olan karanlık, ve ben yine bu karanlık gecede yılmadan tekrardan kuruyorum hayallerimi, umut ederek ve duayla destekleyerek kuruyorum hayallerimi, bir gün gerçekleşmesi dileğiyle. Zaten yaşadığımız her yer um...