Yatağımın üzerinde kulaklarımdaki kulaklıkla Berk i düşünüyordum ama üzerine oturmayan taşlar vardı.
Berk niye sürekli beni takip ediyor ve kurtarıyordu?
Annem aşağıdan seslendi
-Bu akşam Tuğralarla birlikte dışarıda yemek yiyeceğiz. O yüzden hemen hazırlan.Dedi ve odadan çıktı.
Dolabımı karıştırarak kıyafet bakmaya başladım. Gözüme ilişkin elbiseyi elime aldım.
Bu elbise kırmızı askılı gövde kısmı beyaz eteği kırmızı bir elbiseydi. Eteğinin üzerinde beyaz dantelleri olan bir elbiseydi.
Hızla duşa girip yıkandıktan sonra kurulandım. Elbisemi üzerime giydim. Saçlarıma napmalıydım?
Popoma kadar olan saçlarımı maşa yardımıyla bukle bukle yaptım. Saçlarıma kırmızı saç bandanamı taktım. Kırmızı topuklularımı giydim.
Yukarıdaki salonda bekliyordum. Annem
- Oooooo yine yakıyosun. Hadi arabaya. Dedi.Güzel bir et salonuna gelmiştik. Annemlerin Tuğralarla nereden tanıştıklarını anlamaya çalışıyordum.
Sonunda annem lafa girdi.
-Buse hanım ve Cevher bey benim butiğimin daimi müşterilerinden. Bizde istedikki birbirimizin aileleriyle tanışalım. Sonrada işte böyle bi yemek hazırladık. Daha sonra da Ceren ve Tuğra nın sınıf arkadaşı olmasına sevindik. Ve artık böyle çok yakın bir dost olucaz.-Doğru. Artık böyle buluşuruz.
Yemek sessiz geçmiş babam ve Cevher amca annemlede Buse teyze konuşuyordu. Bense Tuğra yı inceliyordum.
Üzerinde mavi bacaklarını saran bi kot pantolon vardı. Üstündeyse siyah beyaz Beşiktaş forması vardı. Sarı saçları mavi gözleri adeta beni benden almıştı.
Bir anda Tuğra nın sesiyle irkildim.
-Hey biraz dışarı çıkmaya ne dersin?Ses yok.
-Hey sana diyorum.
-He?
-Dışarıda biraz gezip hava almaya ne dersin?
-O o olur farketmez yani. Dedim.
Masadan kalkıp kapıya doğru yöneldik. Sessizce geziyordum ki sesiyle irkildim.
-Bak bana karşı olan duygularını biliyorum.
Ne bumu ona kim söylemişti. Kim bilir aklında ne tür şeyler oluşmuştu. Bunu bilen tek kişi vardı oda Hira. Bunu Hira söylemişti. KESİN.
-Bunu sana kim söyledi? Dedim tıslayarak. Ayrıcada ölümcül bakışlar atıyordum ona.
-Bak zaten çok belli oluyor. Yani söylemesine gerek yoktu içimde öyle bir kuşku vardı.
Tekrar tıslayarak
-Bunu sana kim söyledi? Dedim.-Tamam. Tamam. Hira söyledi. Dedi.
O an kan beynime sıçradı. Hızlı adımlarla arabama doğru ilerledim. Buraya benim arabamla gelmiştik şuan annemler umrumda değildi.
Arkamdan gelen adım sesleri Tuğra nın ta kendisine aitti. Yanıma gelip bileğimi kavradı. Çok sıkmıştı. Canım acıyordu. Tuğra beni kendine çevirdi. Ve uzun bir süre mavi gözlerine baktım. Daha sonra dudaklarımdaki baskıyla bir anda irkildim. Tuğra beni öpmüştü. Hemde dudağımdan.Sıcak dudaklarını dudaklarımdan ayırıp konuştu. Ne yalan söyleyim bi an öpmeyi bıraktı diye üzülmüştüm.-Herkes kendini överken ben seni övmek isterim. Senle mutlu anımı üzgün zamanımı her şeyimi paylaşmak isterim. Şimdi her şeyinle bana karışmaya biz olmaya var mısın?
Dediğinde bir anda ellerim benden izinsiz olarak boynuna dolanırken cevabım hazır konuşmaya hazırlanıyordum ki
Bir el hızla ondan ayrılmamı sağladı. Ses tanıdıktı.
-Hayır sen ve o aniden bir cık sesi
siz, biz, onlar bence olmaz size yakışmaz. Dedi ve zaten hiç bırakmadığı elimi çekeleyerek beni bir siyah Range Rover in ön sürücü koltuğuna fırlattı.Uzun bi yolculuktan sonra bi dağ evine gelmiştik. Kapıyı anahtarla açıp içeri girdik. Ardından tekrar kapıyı kilitledi. Girişte öylece duruyordum.
Bana dönüp
-Sen naptığını sanıyorsun. Her seni öpene götüreyim veren bi sürtük olmakmı istiyorsun? Kim olduğunu bilmediğin birisi seni öpüyo ve sen en ufak bi tepki vermeden hayranlıkla onu izliyosın.Bende altta kalmadan
-Ya sanane benim hayatımdan ya istediğimi öperim istediğimi severim seni alakadar etmez. Anlıyomusun. O balkabağının içindeki ceviz algılıyabildimi? Dediğimde bana ölümcül bakışlar atıyodu.-Hemen şimdi yat zıbar mümkünsede bidaha uzun bi süre uyanma.
Bana odamı gösterdi. Çok büyük bi yer değildi ev zaten. Mutfak girişle bitişikti. Ocak, fırın, çeşme Vb. burdaydı. Dümdüz gidince bir iki adım sonra önüne bi kapı çıkıyordu. Burda mutfak araç gereçleri bardaklar tabaklar Vb. vardı.
Gene bi adım daha gidince bi oda çıkıyordu burda o yatıcakmış. Girişte sola dönünce büyük bi salonları karşılaşıyosunuz. Burdan sağa dönünce benim odam sola dönünce banyo vardı.Odama doğru adımladım.Bi anda kolumu yakaladığını anlamıştım. Durdu. Ve
-Odada giyebileceğin bir iki şey vardır mutlaka böyle yatma. Dedi-Tamam. Dedim.
Artık o cesareti nerden bulduysam zaten kısa olan elbisemi eğilerek iyice kısaltıp topuklu ayakkabılarımı çıkartıyordum. Omzumun üstünden baktığımda tahriş olmuş gibi görünüyordu.
Tam odaya adımımı attığımda tekrar kolumu yakaladı.
Göz devirerek
-Gene ne var? Dedim.-Elbisen onun fermuarını açabilecek misin? Dediğinde omzumun üstünden ona
-Emin ol düşündüğünden daha becerikliyim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER ALDIĞIM NEFES SEN OL
RomanceBir mafyaya aşık olmak nasıl bişey? Eğer merak ediyorsanız mutlaka okumalısınız.