"MİHRİŞAH"

20 3 8
                                    

" Hadi bey geç kalmayalım da yer tutalım "

Tamam hatun hazırım ben , murat hadi oğlum sende acele et biraz ,jilet gibi ütülü siyah kumaş pantolon ,üzerine beyaz ipek gömlek ve siyah ceket , gravat tak oğlum dese de babam , inadımla takmamıştım. Çocukken yalın ayak top peşinde koştuğumuz boş arazide olacaktı düğün ,nedense hiç sevmezdim düğünleri, çünkü gülümsemeler genelde sahte oluyordu , oyun havalarında mecburiyetten müziğin ritmine ayak uydurma derdi kaplamışken ,suni tebessümler eşlik ediyor yüzlere.


Tahtadan yapılma altı telli sarı boyalı sandalyelere oturup düğün sahiplerin ,hoş geldiniz demesiyle dahil olduk. Beni  en çok beline bağladığı önlüğün ucunu göbeğine doğru çekip çerez dağıtan teyzelerin gelmesi mutlu ediyordu , öyle ya gelenekti .Orkestra her zamanki gibi insanların içindeki kurtları dışa vuracak şarkıları çalar, ki ne kadar çok oyun o kadar çok yere para atılması demekti.


Gizli aşıklar ise ısrarla dans havası bekler , sevdiceğini kaldırmak için tabi cesareti kendilerinde  bulurlarsa , kızlar oturduğu yerden gözlerinin içine bakar çatık kaşlarla " hadi müzik bitecek ne bekliyorsun kaldırsana dansa" bakışları altında , ulan abi si babası var tüh şarkı bitti diye mırıldanan erkekler. Roller hep aynı yine sıradan bir düğün işte..


Gönül koymasın dügün sahibi , bize kesilen rol orada olmaktı , vakti gelince dağılacak herkes nasılsa .

Mahalle düğünlerinde arka taraflarda olur genelde, büyük abiler ayakta ve sohbetler koyu olur hep.


" pufff bitsede gitsek boğuluyorum artık başında ne ise sonuda o zaten " söylenip durma, hem sağına soluna bak bakalım varmı gözüne kestirdiğin"

Yok ana yok kimse yok....


Bir el uzandı  diz kapaklarım hizasına , incilerle bezenmiş bilezik var kolunda zifir karası bir elbise , ayaklarında ince uzun topuk, alnının sağ ve solundan yanaklarına düşen saçlar , örgünün dışına bırakılmış,

Beyaz tenine adeta fener olmuş kömür gözler ve hercai bir menekşe kondurmuş kulağının ardına sanki emanet gibi duran , Hadi kalk dedi kalk dans edelim .....

İşte dedim işte şimdi şenlensin bu düğün , her gün yolumu gözleyen ve uğruna bir sonraki yaşanmamış günün geçmesi için  zamanı ziyan ettiğim kız .Kalk diyordu da sadece ben duyuyordum .

Arkadan hızlı adımlarla gelen kadını gördüm bir an kızgın ve telaşlı, bu defa izin vermeyecektim ona oturduğum yerden kalkıp uzattığı eli tuttum, oyun pistine doğru yürürken kadın geri çekildi şaşkın bir ifadeyle bana baktı susmuştu , bir şeyler söylüyordu ilkin ama ben duymuyordum , sustu sustu ve gitmek zorunda kaldı.  Güzel bir dans havası çalıyordu iki eli omuzlarımda ben ise belinden tutmuş gözlerine bakıyordum. Müziğin ritmine öylesine uyum sağlıyordukki adımlarımız hiç şaşmıyordu ,oysa hayatı boyunca dans etmemiş biriyken onun kollarında ustaca davranıyordum .


Sadece gözlerimize bakıyorduk etrafta kimse yok karşılıklı iki direğe gerilmiş kabloya bağlı , zayıf aydınlatan o sarı lambanın altında , sadece biz vardık sanki, hiç bitmesin müzik , huzurluydum yıllar sonra ilk defa kalbim yerinden çıkacak gibi atarken tüm dünyevi ihtiraslardan uzak birbirini kaybetmiş fakat yıllarsonra tekrar birleşmiş bir bütünün parçaları gibiydik.

Elleri ensamde birleşti ve başını göğsüme dayadı. "Yoruldun oturalım " dedim " olmaz " dedi.ben de hiç istemiyordum oturmayı tarifsiz bir huzur kaplamışken içimi ve mutluluğun zirvesinde iken oturmakta neymiş.. Ama olmuyordu ,o siyah kolsuz gece elbisesi ince idi üzerinde hırkada yoktu kolları buz kesmiş kıyamazdım ve müzikte bitmiş oyun havasına geçmişti orkestra .


Hadi dedim , hadi gel seni yerine götüreyim elim elinde yürüdük oturduğu sandalyeye kadar " ismin ne dedim " MİHRİŞAH " dedi bende mu..biliyorum dedi "murat" yerine otururken bıraktım elini hiç istemesemde.." kusura bakma evladım "dedi.o gün saçlarından tutan kadın annesiymiş..mahçup bir şekilde siz kusura bakmayın teyze dedim , başım öne eğik üzerine bir hırka al mihrişah üşütme diyerek ayrıldım ..sanki yer çekimi yok gibiydi 10 metre mesafe bitmiyordu bana biran önce yerime oturmalıydım çünkü dizlerim çözülmüş, rotasınından çıkmış gemi misali düşmekten korkuyordum ..annemle göz göze geldik şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu ve sanki etrafımızda oturanlarlala bir olmuş anlamsız , hissiz...


(LÜTFEN OLUMLU YADA OLUMSUZ YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYIN

Kİ ROTAMIZI ONA GÖRE ÇİZEYİM TEŞEKKÜR EDERİM)

BANA BİR İNSAN YAZ.   "MİHRİŞAH"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin