Düşünmek. Sanırım ilk önce bunu söylemeliyim. Olanları düşünmemek,kendi hislerimi düşünmemek, o nasıldır diye düşünmemek için kendimi tüm gün boyunca meşgul etmeye çalıştım. Çalışmam gereken sınava ve sunuma çalışamadım herşey yarın kaldı kısacası.
Yalan. Yalan söylememeliydim. "Aptallık ettim,tam bir aptalım ben,aptal." Demek istemiyorum. Beni ben yapan bu. Ama aynen ona söylediğim gibi. Ben bana hep doğru şu yanlış bu,öyle yapma dediği,ilk sevdiği insan gibi olucam.
Ona bulaşmayacağım. Uzak durucam.
Şuan da ne birine dokunmak istiyorum ne de konuşmak. Kimsenin bana sarılmasını istemiyorum.En son sağ elimin avuç içiyle ona dokundu. Yarın kına yakıcam oraya. Ne kadar beklerim yine bilemem. Belki yine beni sınamak istiyor diye düşünüyorum. Bilemiyorum emin değilim.
Sadece aklıma şu cümle geliyor,sanki kulaklarımda yankılanıyor. "Hiçbir şey sizin hayatınızdan daha kıymetli değil"
Sonra annemin 'hayatımda pişmanlık duyduğum şey şu' diye hikayesinden bahsetmesi.
En kötüsü ise. Cevabımı bilmiyorum. Cevabımı bilmiyorum. Cevabımı bilmiyorum.
Eskiden bilirdim. 'Sana gelirdim'
Şimdi sen yoksun ve ben sorumun cevabını bilmiyorum. Artık cevap 'hiçbir şey ' ve bu yanlış. Ben olmam için yanlış.
"Eğer yarın hayatta olmayacağını bilsen ne yapardın?"
-MP
YOU ARE READING
t u k î y î
Short StorySadece beni kimsenin duyamayacağı ama benim anlatmam gereken şeylerin olduğu saçma bir yazı dizisi