Bir Mucize Olsun

12 6 1
                                    

"Bir mucize olsun, bir mucize olsun" diye söyleniyordum gözlerim dünyaya kapalı, sırılsıklam saçlarım yüzüme yapışmış gözyaşlarım yağmurla harmanlanmış ki ağlayıp ağlamadığımı bile hissedemiyor farkedemiyorum...Soğuk da bana karşı direncini kaybetmış olacak ki onu bile hissetmiyorum... Ahh hissizlik beni sıfırla çarpan hain kasırga... Daha ne kadar burda böyle kalacağımı bilmiyorum dahası ne kadar zamandır burada olduğumu bile bilmiyorum ama kalkacak da mecalim yok burda ölümümün gelişini bekleyebilirim... Nasılsa alışığım beklemelere...Ciğerlerime çektim o  havayla karışmış masumane kokuyu elimde olsada beni huzura sürükleyen bu kokuyu zuloya hapseder  gibi ciğerlerime hapsederim... Son kez sanki ölümüne saniyeler kalmış bir insanın havayı son kez çekişi gibi havaya hasret gibi öyle içten ve derin bir nefes aldım ki...Bu da burada kalışımın son hamlesiydi ayağa kalkmaya yeltenmiştim ki bir kıpırtı gördüm ve irktim tereddüt ederek ayağa kalktım ve temkinli olarak ilerlemeye başladım...Ve aklıma ilk gelen düşünceyle yerde bir taş arayışına geçtim ve gözüme kestirdiğim taşın birini hızlıca elimle kavradım ve yola çıkmak için yavaş yavaş yürüdüm galiba bu sessizlikle beni karınca bile duyamazdı, nefesimi bile alıp vermekte tereddüt ederken çalıların arkasından gelen bir hışırtıyla arkamı döndüğümle güldüğüm bir oldu, taşı yere fırlattım ve "Ya Mayıs biraz önce ölümeyi bile hoş karşılayan sen şu küçücük köpeğin çıkardığı hışırtıdan mı korktun?" gülerek köpeğin yanına çömeldim, tasmasında bir isim vardı fakat bu saatte kimse köpeği heleki bu havada dışarıya çıkarmazdı diye düşünerek köpeği eve götürmeye karar verdim... Galiba benim mucizem bu köpekti bu gece için... "Gel bakalım Ufaklık..."

Mavi PortakalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin