AŞK

66.6K 942 164
                                    

Kitap raflarda olduğu için ön okuma olarak sadece 3 bölüm vardır. Keyifli okumalar...

*****

Biri Sevda

Diğeri Kara Sevda

Öteki AŞK...

Kimini kanatır aşk, kimini yaratır. Kimini ise arafta bırakır

'ama yine de cenneti yaşatır AŞK...'

Kiminin aşkı ailevi, kimin ise ilahi. Kimininde sevgili

'ama her dua da yaşanır AŞK...'

Kiminin canını acıtır aşk , kimine can katar. Kiminin ise canını alır

'ama her nefeste yaşanır AŞK...'

Kimini mutlu, kimini mutsuz eder

'ama yine de her şekilde yaşanır AŞK...'

****

Mardin

"Peki öyle olsun ağam, şimdi ne yapıyoruz? Biliyorsun bir yıl oldu, aramaya devem edecek miyiz? "

Ağasının vazgeçmeyeceğini ve gelecek olan cevabı bildiği halde sorma gereği duydu Turaç. Aslında ağası olduğu halde ağa demezdi Turaç ona, sinirlendiğinde alaya aldığı zamanlar hariç. Yine o zamanlardan birindeydi. Tüm bu olanlar yaşanılanlar artık sinirlenmesine neden oluyordu. Bu kadar güce, bu kadar zenginliğe, itibara karşı ellerinden hiç bir şey gelmiyordu. Mardin' in ağası Demiralp' in can dostu, kardeşi, bu yolda ki tek yoldaşıydı Turaç. Her koşulda sorgusuz sualsiz yanında olmuştu dostunun ve yine en zor zamanlarından biriydi. Zaten uzun zamandır kendi meselesi haline gelmişti bu olay.

Ama bir türlü çözemiyorlardı. Çünkü karşılarındaki adam çok zeki ve kurnazdı. Aslında Turaç ona 'şeytan' diye hitap ediyordu. O adamın yaptıklarını, ömrü hayatında görmemişti. Çok tehlikeli ve önüne çıkan herkesi yok edecek kadar bencil ve acımasız bir adamdı. Şimdi ise bir gece de ortadan kaybolmuştu hemde yanına en kıymetlilerini alarak... Ama biliyordu ki ağasının, can dostunun, canı daha çok sıkılıyor ve yanıyordu. Alttan alıp öfkesini yenmek istesede başaramıyordu Turaç. Artık daha büyük adımlar atmaları gerekiyordu ve bunu Demiralp' e anlatmak istiyordu.

****

İstanbul

"Hımm bir düşüneyim..." derken elini de çenesine koymuş düşünme pozisyonu almıştı genç kız. "En son sana kahvaltı hazırlamaya kalktığımda, elimi yakmıştım ve sen bana bir daha mutfağa girersem, küçük bir çocuk gibi popoma vuracağını söylemiştin" Bunu söylerken suratını kırıştırmıştı. Düşüncesi bile korkunç geliyor, gözünün önüne gelen görüntüyü bir kenara fırlatıyordu. Sonra dudaklarını bükerek, "Ayrıca sen bana yasak koyduğun için Fatma abla bana bir şey öğretemiyor. Yani istesende bir şey hazırlayamıyorum sevgili abiciğicim"

Mustafa ellerini göğsünde birleştirmiş, suratında keyifli bir gülümseme ile karşısındaki güzelliğin oltaya gelip laf anlatmasını dinliyordu. Ama gülümsemesi duyduğu son kelimeyle solmuştu. Yine ona abi demişti ve yine bunun karşısında ki adamın canını ne kadar acıttığının farkında dahi değildi. Ne kadar sakin olmaya çalışsada başaramıyordu bu kelimeyi duyunca. Bir türlü abi kelimesini hazmedemiyor ve Çisem'in bu şekilde kendisine hitap etmesine engel olamıyordu. 'Büyük haksızlık' diye düşündü. Mustafa onu bu kadar severken karşısında ki kızın bunu görememesi çok büyük bir haksızlıktı ona göre.

***

İstanbul

"Neredeler?"

"Merkezde. Bütün gün alışveriş yapmışlar ve şimdi de beraber yemek yiyorlar " Ozan' ın verdiği bilgiyle gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı. Her zaman olduğu gibi yine çok sinirlenmişti. Son zamanlarda sakinleşmesi zor oluyordu. Sebebi belliydi aslında, Mustafa' yı takıntı haline getirmekten korkuyordu. Belki de çoktan takıntı haline getirmişti de farkında değildi. Zihnini onunla çok fazla meşgul ediyordu ve attığı adımı artık biliyordu.

Şirkette odasındaki koltuğunda rahatsızca kıpırdandı, ellerini yüzüne getirip ovuşturdu 'Hiç yalnız bırakmıyor o piç, her an yanı başında' diye düşündü sıkıntıyla.

YÜREĞİMDE SAKLI SEVDAN - BASILI ESER (Ön okuma vardır.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin