Satin*

375 55 69
                                    




Yumuşak saten elbisesi vücuduyla bütünleşmiş, kuzgun rengi saçları esmer teninden su misali dökülüyordu. İnce parmaklarıyla kavradığı ladin ağacının telleriyle herkesi büyülüyordu.

Etrafa sızan loş ışık onun güzelliği yanında sönük kalmıştı.. Bütün bir salonu sadece o aydınlatıyordu. Salonun her bir locasında oturan bayanlar onun güzelliğine mest olup , imreniyorlardı. Ama onun tek yaptığı sanatını konuşturmaktı. Her zaman böyle yapıyordu. Nadiren sahneye çıkar, insanlarla konuşmaktansa notalarıyla dans etmeyi yeğlerdi.

Parmakları ile kavradığı sanatına son verdi ve çenesinin altından çıkarttı. Kara gözleri salonu süzdü. Her bir locada oturan zarif ve soylu insanlara bakmaktan kendini alamamıştı ama aslında ona mest olan onlardı.

Salon bir anda alkış tufanının içine girmişti. Locada ki beyefendilerin hepsi ayağa kalmış onun karşısında şapka çıkartmışlardı. Bayanlar ise ona hem kıskanan hem de tebessüm ile bakarken alkışlamaya devam ediyorlardı.

Kafasını öne eğip kızaran yüzünü saklamaya çalışırken bir yandan da selam verdi. Salon ikinci bir tufan yaşatırken suratını daha fazla gizleyemediğinden bir an önce sahneden inmeyi düşünmüştü. Kafasını yavaşça kaldırıp kalabalığa son bir bakış atmıştı. Ancak gecenin masumuyetinde ve loş ışığında parlayan bir çift zümrütü görene kadar sahneden inmekten vazgeçmişti. Kızarmış olan yüzü eski haline dönmüş, vücudu kasılmıştı. Hafif bir meltem üzerinden geçmiş ve onu titretmişti.

Ona bakan zümrütleri hatırlıyordu. İçindeki sevgiyi, özlemi ve hayal kırıklığını canlandırmıştı. Ya onu beklemekten karşısındaymış gibi görüyordu ya da gerçekten gelmişti.

Gözlerini ondan ayırmayarak tanımaya çalışıyordu. Her bir hareketini inceliyor, eski hafızasıyla birleştirmeye çalışıyordu. Viskisi ile oynayan parmaklarını , locadan bile hissedilebilen sert bakışlarını , çıkık elmacık kemiklerini, çatık kaşlarını tanımlamaya çalışıyordu.

Kalbinde hissetiği sızıya göz yumup bakışlarını yeniden salona çevirmişti. Ona saatler gibi gelen zaman aslında saniyelerini almıştı. Her şey devam ediyordu. Ne seyircilerin ıslıkları ne de alkışları bitmişti. Gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra derin bir nefes aldı. Karşısında ki kalabalığa son bir kez gülümsedi ve sahneden indi. Uzun ve dar olan taş yoldan yürüyüp kendisini sonbaharın rüzgarına attı. Rüzgar onu salonda ki gibi titretmişti fakat içi kaynıyordu.

Elindeki soluk ladin ağacını tutmuş yürümeye başlamıştı. Sokağa serpiştirilmiş lambaların ışığı ile gölgesi arkasından geliyordu. Hemen önlerinden geçtiği iki katlı Latin evlerinin soyulmaya yüz tutmuş boyaları sokağa nostaljik bir hava katıyordu. Akustik ortamı olan dar sokakta onun yürüme sesleri yankılanıyordu. Öcünü alırcasına taşları dövüyordu. Nefesleri sıklaşmış,kalbi sızlamaya devam ediyordu.

Dar sokakta ki eski yerine yürüyüp oturmuştu. Esmer bacaklarını altında toplamış, dalgalı saçlarını tek omuzuna atmıştı. Ellerini kucağına koyup derince soluklanıyordu.

Hızla inip kalkan çıkıntılı göğüsü yavaşlamış eski haline dönmüştü. Sırtını arkasındaki duvara vermişti. Kafasını da yaslayıp gözlerini kapattı. Küçükken geldikleri ve onu hep beklediği yerdi burası. Ne yaparsa yapsın burayı terk edemiyordu. Beraber koştukları, saklandıkları, küçük yaşta kazandıkları paralarıyla ayakta durmalarını , birbirlerini canı pahasına korumaları ve derin aşkı hissetikleri yeri bırakamamıştı. Onu gelip beklemeyi de bırakmamıştı. Geride kalan her şeyi yaşatıyordu.

Kapalı olan gözlerini açtı ve ladin ağacını kucağından kaldırıp, çenesinin altına yerleştirdi. Soluk ağacın üzerindeki telleri konuşturmaya başlamıştı. Dakikalar önce ayakkabılarının hırsla çıkarttığı sesin yerine duyguları yankılanmaya başlamıştı. Ruhu ne istiyorsa onu çalıyordu. Elinde tuttuğu çubuğu tellerde gezindirerek duygularına esir oluyordu.

Bu gece asillerin oturduğu o salonda onu görmediğini biliyordu ama bir gün göreceğini biliyordu.

*********

Multideki müzik sadece duygusallaştırıyor ve o şarkıya bağımlıyım biraz da o yüzden koydum sksksklksdj.


Umarım beğenmişsinizdir.

E.

Violinist // h.s.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin