‘’Ne? Onu mahvedicem.’’Dedim
‘’Mill.Boşver geçekten uğraşma.’’Dedi
‘’Yeter ya! Umrumda değil sana nasıl ondan uzak durcaksın der o! Ne hakla? Kendi sevgilisine karışsın ya o kardeşiyim sanki.Bıktım yeter bu kadarı.’’Dedim ve onun odasına doğru yöneldim.Direk içeri daldım.Bunun çok kötü bir fikir olduğunu anladığımda çok geçti çünkü o giyiniyordu!
‘’Giyince seslen!’’Dedim sinirlice.
‘’Gel.’’Dedi sakin bir biçimde.Yine direk içeriye daldım.Ona bakınca bir acaip oldum.5 aydır ona yaklaşmamış,konuşmamıştım.Onu özlemiştim.
‘’Ee? Seni dinliyorum’’Dedi.
‘’Sen kim olduğunu zanlediyosun?’’Dedim
‘’Biri falan olduğumu zanletmiyorum neyi ima etmeye çalışıyosun?’’Dedi yatağının ucuna otururken.
‘’Bence ne dediğimi çok iyi biliyosun.’’Dedim ona yaklaşıpkollarımı iki yanına koyup gözlerine bakerken…
‘’Anlamıyorum.’’Dedi.
‘’Bence gayet iyi anlıyo…’’Sözümü bitirmeden dudaklarıma yapışmıştı.Karşılık verdim ne olcağına aldırmadan.En az iki dakikadır öpüşüyorduk.Ayrıldığımızda gözlerimizi birbirimize sabitledik.O pozisyonu değiştirerek kapının önüne gittim.
‘’Seni çok özlemişim.’’Dedi.
‘’Yanlıştı.Sevgilin var o kız iyi biri bunları ona yaşatmaya seninde benimde hakkım yok.’’Dedim
‘’O sevgilim değil.O,çocukluk arkadaşım.’’Dedi
‘’Yinede yan-lış.’’Dedim yanlış derken hecelemiştim.
‘’Neden? Gerçek kardeşmiyiz.’’
‘’Anlamamazlıktan gelme ya.’’Dedim
‘’Acaba neyi anlamıyorum?’’
‘’Neyse asıl konumuza geri dönelim.’’
‘’Ne konusu?’’
‘’Nick’i dövmen konusu.’’Dedim kaşımın tekini kaldırıp kollarımı göğsümün üstünde birleştirirken.
‘’Off.Mill o çocuğu araştırdım.Eskiden senin sevgilinmiş?’’Dedi.
‘’Seninde dediğin gibi eski.’’Dedim
‘’Hiç öyle gözükmüyo ama? Su savaşları,yüzmeler,buluşmalar…’’Dedi
‘’O benim arkadaşım kankam hatta.’’
‘’Öyle olsun bakalım.’’Dedi.
‘’Bu bi saniye ya.Sen niye ve ne hakla onu döversin!’’
‘’Sana yakındı anlıyomusun? Benim seninle geçiremediğim vakitleri o seninle geçiriyodu.Siz bunları yaparken ben burda ağlıyodum haberin varmı senin ya? Seni seviyorum anla artık.O hilary konusunuda biliyosun 5 ay benim ölümümde o 5 ay varya çok garip geliyo.Sen yoktunya o süreyi zamandan saymadım ben.’’Dedi
‘’Bana gelip söyleyebilirdin!Benimle konuşmak yerine benden uzaklaştın.Yüzüme bile bakmadın!’’Dedim
‘’Bakamazdım.Hem konuşsam ne diycektim? Karşımda öyle durduğunda kitlenip kalırdım.’’
‘’Pekala.’’Dedim.
‘’Bak bitanem onları hayatımızdan çıkarıp eski hayatımıza devam edelim.’’Dedi ellerimi tutarak.
‘’Bilemiyorum.’’Dedim.
‘’Mill hadi ama.’’Dedi.
‘’Pekala.Diyelimki ben seni affettim.Beni yine üzmiyceğin ne malum?’’Dedim
‘’Unut bunu öyle bişey olmayacak.’’Dedi.
‘’Tamam o zaman.Geçmişe ışınla.’’Dedim.
‘’Hayır sürpriz bir yere ışınlıycam.Gelecekte ama orası.’’Dedi.
‘’Ne? Bari ne zaana ışınlıycan onu söyle.’’Dedim
‘’Hmm.4 yıl sonrası.’’Dedi
‘’Hmm.Pekala.’’Dedim
4 Yıl Sonra...
Bir sahildeydik sanki… Kumların üstünde kırmızı gül yaprakları vardı yol gibilerdi.Onları takip ettim.Tam güllerin üstünden yürüdüm.Bir süre sonra yine güllerin üstünde bir sepet vardı.Eğilip içini açtım.İçinde bir gül ile waffle vardı.Hemen notu açıp okumaya başladım.
Bu waffle en sevdiğin tatlı.Bu sepeti al,güllerin üzerinde yürümeye devam et içindekilerin hepsini ye.Birlikte hayatta’da tatlı anılara bitanem… Yazılıydı.Sepetide alıp güllerin üstünde yürümeye devam ettim.Bir yandanda waffle’mi yiyordum.Bu muhteşemdi.Uzun bir yürüyüşten sonra bir yemek masası belirdi.Bir garson yanıma geldi.
‘’Hanfendi afedersiniz.’’Dedi
‘’Evet buyrun.’’Dedim gülümseyerek.
‘’Miley Bieber sizmisiniz acaba?’’Dedi
