21.BÖLÜM: TESLİM

1.5K 149 196
                                    

-

Gözlerini, buluştuğu mavi gözlerden alamadı Alyssa. Yanılıyor olabilirdi. Bu öylesine bir göz göze gelme de olabilirdi. Ancak içinden bir ses tam tersini söylüyordu. 

Şeytanın gözlerinin içine bakmıştı. Kendinden son derece emindi. İçindeki kıpırtı, kendisinin doğruyu söylediğini doğruluyordu. "Katili gördüm," diye mırıldandı ekip arkadaşlarına. "İçimden bir ses onun olduğunu söylüyor."

"Burada birçok insan var," dedi Owen. "Kimin katil olduğunu anlamamız imkansız."

"Ama öyle hissediyorum!" Hisleri yüzünden bir katili belirlemek saçmaydı; bunu biliyordu ancak kendini bundan alıkoyamıyordu. "Elimizde bir kanıt olmadan kimseye hiçbir şey yapamayız, Alyssa. Gözlerini dört aç ki katilin açığını yakalayalım."

"İyi," dedi Alyssa ters ters. Kadın, parmak ucuyla o tarafı göstermişti. Ne yazık ki gösterdiği kişi tam olarak belli olmuyordu. Belki de paranoya yapıyorum, dedi Alyssa. Dikkatlice etrafı izlemeye koyuldu; özellikle de az önce şüphelendiği kişilere bakarak.

Tüm bunlar olurken Cyrus ve Olivia kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. "Bu bir savaştır," dedi Olivia. "Bizi korkutmaya çalışıyorlar. Renklerin Katili'nin sen olduğunu biliyorlar, Cyrus. Akıllarınca bizi geri çekecekler."

"Beni polise söyleyemezler." Cyrus kendinden emin bir şekilde konuştu. "Sana bile söylemedim; sırf kimse bilmesin diye ancak örgütte çalışan ve öldürdüğümüz herkesin anlattığı her şeyi ses kaydına aldım. Artık Angelica'nın da yaşadığını biliyoruz. Geriye üç kişi kaldı."

"Dave, Nathan ve Hadrian." diye tamamladı Keaton. "Neden onları direkt öldürmüyoruz?"

"Uyandılar bir kere. İlk ve son uyarılarını da yapmış oldular. Eğer geri çekilmezsek daha kötüleri olacak."

"Desteğe ihtiyacımız var. Üç kişi bütün örgüte karşı mücadele edemeyiz." Cyrus kendi kendine düşünüyordu. Bu sırada Angelica, kürsüde sanat eserlerini övüyordu. Sanat eserleri, adamın kurbanlarıydı. Kendisiyle bir kez daha gurur duydu.

"Polis desteğine de ihtiyacımız var. Bu nedenle onlara bir bilgi vereceğiz. Örgütün peşine düşecekler; hatta belki de yapması bize kalmadan onlar yakalayacak örgüttekileri." Cyrus konuşmaya devam etti. "Alyssa ile tekrar samimi olabilirim."

"Onlara boyun eğmeyeceğiz. Bu gece, onlara karşı geleceğiz."

"Ama nasıl?" diye sordu Olivia Keaton'a.

"İçlerinden birini alacağız. İçlerden biri bu gece ölecek."  

"Şimdi etrafa dağılın. Önemli bir bilgi bulduğunuzda en köşede toplanacağız..." Cyrus yanlarından ayrıldı ve kalabalık ortamda gezinmeye başladı. Burası oldukça kalabalık bir sergiydi; çok kişinin davet edildiği ancak birçoğunun sıkıldığı belliydi. 

Yine de sıkılmayan kısmını konuya dahil eden tek şey kendi eserleriydi. Bir ressamdı adam. Doktordu aynı zamanda ancak ressamlığı ağır basıyordu. Ne ara bu hale gelmişti? Ne ara insanların ölümünden hoşlanır hale gelmişti? Tıp fakültesi yıllarını hatırladı. Öyle kötülükler görmüştü ki zamanında; sırf bu yüzden doktor olmak istemişti. İnsanları iyileştirmek, yardım edebilmek için. 

Fakat işler düşündüğü gibi gitmedi. Tıp eğitimi aldığı yıllarda üzerinde çalıştığı kadavralar fazlasıyla ilgi çekiciydi. Bir ceset üzerinde oynamak, cesedin donuk yüz ifadesi ona çok ilgi çekici geliyordu. Bir gün kadavrayı çaldı ve evine götürdü. Dilediği gibi kesti; yüzüne şekiller verdi. Ardından bu anı ölümsüzleştirmek istedi ve resmini çizdi...

Renklerin KatiliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin