Yazar; blehmeh
Çeviri; SeKaism
İtiraf ediyordu.
Joo-hyung birden çıkıp gelerek – tamamlandığını düşündüğü - hayatında aniden belirince korkmuştu.
Joo–hyung ... nefret ettiğini sandığı adam. Joo-hyung ... tüm kalbiyle sevdiği adam. Joo-hyung ... oradaydı, tam önünde.
Ve onun için geri dönmüştü.
"Baekkie." Sanki Baekhyun'a hiç zarar vermek istemiyormuş gibi adını seslenişi çok nazik, çok dikkatliydi. Ama bir daha mutluluğu hak etmediğini düşündürecek kadar ona öylesine zarar veren adam değil miydi bu? Umutlarını ve hayallerini parçalayan adam bu değil miydi?
Ama aynı zamanda ona umudu, mutluluğu, aşkı veren adamdı. Kendine zarar vermesini önleyen, tüm yalnız zamanlarında ona eşlik eden ve ona sonsuzluğu inandıran adamdı.
Baekhyun hiç utanmadan onu izlemişti çünkü geçmişte kalmıştı artık. Joo Sung'un dönüp Chanyeol'e bakışını izledi.
"Sevgilin o mu?" Joo-hyung sessizce sordu. "Chanyeol, değil mi?"
"Evet." Baekhyun yanıtladı, Joo-hyung'un tepkisini kontrol etmek istiyordu. Kıskanıyor muydu? Joo-hyung kaşlarını çattı ve kıskanıyor gibi göründü.
"Bak, Baekkie ... buraya özür dilemeye geldim." Joo-hyung fısıldadı. "Yaptıklarım için üzgün olduğumu söylemeye geldim."
"Canımı yaktın, Joo-hyung." Dedi Baekhyun uysalca, sesi titriyordu. Onca olanlardan sonra bu adam nasıl oluyor hala yakışıklı, mükemmel gözükebiliyordu? "Canımı çok acıttın." Joo-hyung ileri bir adım atarken gözleri üzgün gözüktü. Baekhyun korkarak geri çekildi.
Korkuyordu çünkü Joo-hyung'a henüz güvenmiyordu.
Korkuyordu çünkü kalbinin nasıl tepki verebileceğini bilmek istemiyordu.
Korkuyordu çünkü 'alınmış' (Ç/N: sevgilisi var anlamında) olmalıydı ama tek düşünebildiği önündeki adamdı.
"Biliyorum." Joo-hyung fısıldadı. "Hepsi seni korumak içindi." Baekhyun'un kalbi hızlandı.
"Ne?" Sesi kısık ve umut doluydu. "Bu ... ne demek?"
"Bu demek ki ..." Joo-hyung'un yüzü nazikti. "Bu demek ki rol yapmak zorundaydım. Hepsi benim hatamdı, Baekkie ama rol yapmam gerekti ... Seni korumam gerekti." Baekhyun sessiz kaldı, nefesi boğazında takılı kalmıştı.
"Bana inanıyor musun, Baekkie?" Joo-hyung'un sesi çok üzgün geliyordu. "Çok bekledim. Her yerde seni aradım ama bulamadım seni." Joo-hyung'a inanmaya cesaret edebilir miydi? Kalbini tekrar tehlikeye atmaya cüret edebilir miydi?
"Evet." Baekhyun fısıldadı, Chanyeol'ü aldattığını düşünmemeye çalışıyordu. "Evet, sana inanıyorum."
"Çok olgunlaşmışsın." Joo-hyung'un sesi yumuşaktı, gözleri Baekhyun'un yüzünün her yerinde geziyordu. Sonra eğildi. Baekhyun nefes alamadı. Pahalı kolonya hala oradaydı, eskisi gibi aynıydı.
"Sevgilin kıskanıyor gibi." Joo-hyung kıkırdadı. "İstiyorsan benimle burada gece yarısı buluş." Bununla birlikte Baekhyun'a son kez gülümseyip gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The flaws in Park Chanyeol
FanfictionThe faults in Byun Baekhyun'un ikinci kitabıdır. Yazar; blehmeh Çeviri; SeKaism İzin alınmıştır. Orj link; http://www.asianfanfics.com/story/view/1117616/the-flaws-in-park-chanyeol-action-angst-romance-baekhyun-chanyeol-baekyeol-chanbaek