7.BÖLÜM (7/10)

4.7K 482 1K
                                    


Yazar; blehmeh

Çeviri; SeKaism


İtiraf ediyordu.

Joo-hyung birden çıkıp gelerek tamamlandığını düşündüğü hayatında aniden belirdiğinde korkmuştu.

Joo Hyung ... oradaydı, tam önünde. Joo-hyung ... tüm kalbiyle sevdiği adam. Joo-hyung ...nefret ettiğini sandığı adam.

Joo-hyung ... Joo siktiğimin Sung'u ... aslında ölümüne nefret ettiği şu sikik orospu çocuğu.

Ama şimdi zamanıydı. O şerefsize gününü gösterme zamanı sonunda gelmişti.

O rol yapıyorsa ben de yapabilirim.

Daha iyisini yaparım.

"Baekkie." Sanki Baekhyun'a hiç zarar vermek istemiyormuş gibi adını seslenişi çok nazik, çok ilgiliydi ama Baekhyun daha iyisini biliyordu. İyisini görebilmesi için iyi bir aktör olmalıydı. Birazcık bile korkmuyordu. Joo-Sung'u tanıyordu, bir sebebi vardı. Ve Baekhyun o sebebini gördüğünü düşünüyordu.

"Baekkie." Joo Sung seslense de gözleri tek bir yerdeydi. Chanyeol'ün boynunda.

Bu yüzden Baekhyun onunla konuşmayı kabul etmişti. Yoksa son nefesini vermeye yakın olana kadar sikik şerefsiziği siktiğimin toplarından tekmeler ve sonra onu nihayet geri kalan sikik hayatında çürümeyi hak ettiği yere, lanet olası hapishaneye gönderirdi.

Joo Sung ona çok nazik, çok sevgi dolu bakıyordu ... pfft, siktir etsene. Baekhyun bağışıklık kazanmıştı.

"Sevgilin o mu?" Joo Sung sessizce sordu. "Chanyeol, değil mi?" Chanyeol? Baekhyun neredeyse sırıtarak düşündü ama kalbi onun adına korkuyla atmıştı. Sana onun adını söylediğimi hatırlamıyorum.

"Evet." Baekhyun yanıtladı, büyük olan adamın Chanyeol'e bakmaya devam etmesini izledi.

"Bak, Baekkie ... Buraya özür dilemeye geldim." Joo Sung fısıldadı. "Yaptıklarım için üzgün olduğumu söylemeye geldim."

"Canımı yaktın, Joo-hyung." Dedi Baekhyun uysalca, sesi titriyordu. Doğrudan Joo Sung'un gözlerinin içine bakıyor, yedi yıl önceki masum, saf halinin rolünü yapıyordu. "Canımı çok acıttın." Joo Sung ileriye doğru bir adam attı ve Baekhyun geri çekildi.

Korkak davrandı, Joo-hyung'a henüz güvenmiyormuş gibi davrandı.

Korkak davrandı, kalbinin nasıl tepki vereceğini bilmiyormuş gibi davrandı.

Korkak davrandı, alınmış olmasına rağmen tek düşündüğü önündeki adammış gibi davrandı.

"Biliyorum." Joo Sung fısıldadı. "Hepsi seni korumak içindi." Baekhyun'un kızgınlığı arttı.

"Ne?" Sesinin kısık ve umut dolu çıkmasını sağladı. "Bu ... ne demek?"

"Bu demek ki ..." Joo Sung'un yüzü nazikti. Saç-siktiğimin-malık."Bu demek ki rol yapmak zorundaydım. Hepsi benim hatamdı, Baekkie ama rol yapmam gerekti ... Seni korumam gerekti." Baekhyun sessiz kaldı, nefesi boğazında takılı kalmıştı, kızgınlığın onu kontrol etmesine izin vermemeye çalışıyordu. Onun yerine, derin bir nefes aldı, gözyaşlarını engellemeye çalışıyormuş gibi davrandı.

"Bana inanıyor musun, Baekkie?" Joo Sung'un sesi çok üzgün geliyordu ama yeteri kadar üzgün değildi. "Çok bekledim. Her yerde seni aradım ama bulamadım seni."

The flaws in Park ChanyeolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin