•1•

102 18 21
                                    

Medya: Aras Çağan ve Liva Benna

Okumaya başladığınız tarihi lütfen yoruma bırakınız.

Gece gece sokakta dolaşmamın nedeni neydi?

Evde olanlardan sonra ağlayarak dışarı çıkmıştım. Akan makyajım ve dağınık saçlarım ile hoş bir görüntü oluşturmuyordum.

Neyse ne, kimin umrundaydı ki?

Saat 23.57'idi. Akreple yelkovan birbirini kovalarcasına ilerliyorlardı. Adeta bir yarış halindeymiş gibi. Yürüdüğüm yolda yanımdan geçen insanlar bana garip bir bakış atıp yollarına devam ediyorlardı.

Bir süre sonra bir kaç kişi haricinde kimse kalmamıştı. Sağ tarafa kıvrılan yol ayrımına girdim. Girmemle beraber kulaklarım hızlı adım seslerine ilişti. Korkuyla gözlerim etrafı tararken boynumu saran kol ve başıma dayalı metal ile kaskatı kesildim.

"Şş korkma, sana bir şey yapmayacağım sadece kurtulmam gereken bir konu var. Biraz bu şekilde kalman gerekecek."

Kulağıma fısıldayan bir erkekti. Tok erkek sesi kulaklarımı, sigara kokusu ise burnumu doldurmuştu.

Bir süre sonra arkamızdan gelen bir siren sesi yükseldi. Tekerlekler çığlık atarcasına durdu, kapılar açılıp kapandı ve adım sesleri bu olayı takip etti.

"O elindeki kızı bırak. Bari kızı tehlikeye atma be oğlum. Yazık kızcağıza."

Başıma silah dayayan kişi ile yavaşça arkamızı döndük. Karşımızda üç polis vardı. Biri kırklı yaşlarında, diğeri işine yeni başlamış acemi bir genç, diğeri ise bizimle konuşan ellilerinde bir amcaydı. Boynumu saran çocuğa nasıl güvenebilirdim? Polisler boşuna çocuğun peşinde olamazdı herhalde.

"Peşimi bırakmazsanız kızın beynini patlatırım."

Duyduklarım kanımı donduracak şekilde korkutucu kelimelerdi. Kasıldığımı hissetmiş gibi kolunu gevşetti ve silahı biraz uzaklaştırdı.

Ellili yaşlarında olan polis amca bir bana bir de arkamdaki çocuğa baktı.
Kafasıyla diğerlerine 'çekilin' işareti vererek uzaklaştılar.

"Sakin ol... Kızı bırak git." Dedikten sonra ellerinde ki silahları bize doğru fırlattılar. Tepkisiz suratımda tek bir mimik dahi oynamıyordu. Burada beni vursalar yine konuşacak halim olmazdı herhalde.

"Kızda benimle gelecek."

Sesindeki kesinlilik tonu benim bile korkmamı sağladı. Nasılda korkmuyordu?

Polisler bir süre öylece birbirlerine baktılar.  Polisin gözleri beni bulunca yüzümü inceledi. Kaşları yavaşça çatıldı, bakışları garipleşti. Yüzümde korkuya dair bir şey yoktu. Korkmam gereken bir konu yoktu. Bir silah patlaması benim için iyi olabilirdi. Her gün babamdan dayak yiyeceğime, bir silah patlamasıyla ölebilirdim. Acı çekmekten çok daha kolaydı. Dürüst olmak gerekirse içimde az da olsa korku vardı fakat içimdeki ses bu yabancıya güvenmem gerektiğini söylüyordu.

"Peki o zaman..." Dedi polis. Yavaş adımlarla uzaklaştık. Polislerde arabaya binip bulundukları bölgeden ayrılmışlardı. Arkamdaki adam gittiklerine emin olduktan sonra beni bıraktı. Arkamı dönmemle bir çift yeşil göz ile karşılaşmam bir oldu.

Sivri bir çene,hafif çıkmış sakallar,kemikli yüz yapısı, yeşil parıldayan gözler ve siyah saçlar.

Ben öylesine yüzüne bakarken o şapkasını kafasına geçirdi. Gözleri gözlerimi bulunca öylesine baktı.

Sokak Tanrısı (Kaçış)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin