5. Bölüm •

2.2K 191 9
                                    


Videoyu dinleyerek okumanızı tavsiye ederim çok sakinleştirici ve okurken duyguyu hissettiren bir müzik. Okuduktan sonra klibi de izleyebilirsiniz çünkü klip oldukça farklı ve anlamlı. Beğendiğim için sizlerle de paylaşmak istedim :) İyi okumalar...

hatırlatma...

O kadar mutluydum ki, yerimde duramıyordum. Banktan kalkacakken kolumdan tutulup kalktığım yere hızla geri oturtuldum.

"Sözümü bitirmedim."

Kaşlarını çatarak, sert bir şekilde konuşması beni ürkütmüştü. Belki de biraz terbiyesizlik yapmıştım. Sözünü bitirmeden kalkıp gitmem kötü bir durumdu. O yüzden karşılık vermedim.

yeni bölüm... 

"Bunun karşılığında senden bir şey istiyorum...benimle evlenmeni istiyorum."

Çok büyük bir şey değil- NE! Nasıl bir şey istediğinin farkında mıydı bu adam? Daha adını bile bilmiyorum ve gelip benden onunla evlenmemi istiyor. Adını bilsem bile böyle saçma bir şeyi kabul edemezdim.

"Ne istediğinin farkında mısın sen?" dedim sesimi biraz yükselterek.

Akli dengesinin yerinde olup olmadığını anlamak için sorduğum soruya karşılık sert bir nefes vermişti.

"Ne istediğimin gayet farkındayım ben."

Sesini yükselterek konuşmasını beklemediğim için irkilmiştim. Aramızdaki mesafeyi biraz daha açmak için bankın en uç köşesine kaydım.

"Kardeşinin kurtulması için bu iliğe ihtiyacı olduğunu sende biliyorsun. Zamanı da kalmadı. Kardeşinin hayatına karşılık benimle evlenmeni istiyorum."

"Söylediklerini gayet iyi anladım. Zaten karşılığında bir şey istemeyeceğini nasıl düşünebildim. Bunca zamandır bu yüzden peşimizdeydin değil mi? Sürekli her yerde karşıma çıkmalar, Akın ile bir arada olman. Böylesine saçma bir teklifi nasıl sunabiliyorsun!"

Neden bu şekilde gelişmek zorunda ki? Kardeşimin hayatı için, kendi hayatımı vermek ne kadar doğru olurdu? Peki ya Hakan, ona bunu yapabilir miydim? Kafamdaki sorular kendimi kaybetmeme sebep oluyordu. Çıldırıcaktım. Çığlık atmak istiyordum, köşeye sıkışmıştım. Tam kurtulduğumu, çıkışa ulaştığımı düşündüğüm nokta da karşıma yeni bir duvar örülüyordu.

Hâla adını bilmediğim adamı umursamadan hızla bantan kalktım. Şu an ne diyeceğimi bilmiyordum. Aklım karmakarışıktı. Çıkmazdan çıkıcağımı düşünürken, yeniden ortasında kalmıştım. Onca zamandır bütün acılarıma şahit olan güzel ağaç, bu sefer çıkmazda kaldığım ana şahit olmuştu. Her ne kadar güzel ve göz kamaştırıcı bir ağaç olsada, yanına geldiğim hiç bir anım onun güzelliğinin bir yaprak tanesi dahi etmiyordu. Kendimi güçsüz göstermemeliydim o adama karşı. Yanında güçlü durmam gerekiyordu. Beni her yıkıldığım anımda gördüğünde bu teklifin bir parçası canlanmıştı aklında. Kardeşime karşı kendimi ne kadar güçlü göstersemde onun yanından ayrıldığımda yıkılıyordum ve bu ona yetmişti.

Hastaneye yeniden giriş yaptığımda gitmem gereken yolu biliyordum. Ne kadar gitmek istemesemde lanet yoğun bakım ünitesine doğru ilerledim. Camdan içeri baktığımda minicik bedeni her daim solgun olmasına rağmen bu sefer daha solgundu. Kocaman yatağın ortasında kalan minik bedeni ne kadar da savunmasızdı.

Onu kaybedemezdim, o olmadan yok olurdum. Yaşama sebebimi kaybedersem dayanamazdım. Çalan telefonum ile camın önünden ayrılıp sandalyelerden birine oturdum.

Mor SalkımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin