GÖLGE 1🔱

61 5 1
                                    

Zifiri karanlığına bürünmüş ruhlar , yalnızlığı seven ama yalnız da kalamayan insanlar gibiyim gök yarılsada  korkutucu sesin içine girmek istiyorum. Kelimelerin son cümlesine asmak istiyorum kendimi, ama bir şey beni geri itiyor. Belkide beni seven insanların ruhları dır. Belkide gerçekten  sevmeye ve sevilmeye ihtiyacım vardır. Küçük çocuk gibi saf olmasını istediğim  ruhum ve bedenim. Yalnız bir kraliçenin kızı Derin...


"Yeter Özgür yardım et"bütün sancısıyla konuşabilmişti göz yaşları yanaklarından süzülürken acı içinde kıvranıyordu ."Ambulansı aradım geliyor kraliçem hadi benim meleğim dayan hadi nefes al" ardından ambulans sesleri yükseldi ve kapıyı açmaya koştum. Sedyeye Seray ı yatırdılar. Ve ambulansı arabayla takip ettim.

Hastaneye geldiğimizde serayı ameliyathaneye  aldılar. Zaman  her bir kum tanesine dönüşmüş misali geçmiyordu. 1 saat sonra kapılar açılıp doktor dışarı çıktı.  Yanıma yaklaşıp omzuma vurdu. Geçmiş olsun kızın oldu. Odaya alıcagız. Heyecanla "Seray nasıl iyimi? "Diye sordum.
"Özgür seray yani seray.."
"Seraya bir şeymi oldu söyle seraya ne oldu"
"Serayı kaybettik üzgünüm"
"Ne saçmalıyosun sen seray beni ve kızımı bırakıp gitmez anlıyormusun şakaysa komik degil."sesim bütün hastahaneyi inletirken,
"Seraya bunun olabileceğini söyledik ama o ne olursa olsun doğurmak istedi,ve bu ihtimali kimseye söylememizi istedi"

Gözyaşlarım ,yılar sonra akmıştı gözlerimden ,koşarak ameliyat haneyegirdim ilerledim soğuktu serayın elleri hep soğuk olurdu. Çok üşürdü o..
Girdiğimde bir hemşire üstünü örtüyordu seray gidemezdi değilmi biz onla bunca şeyi yenmiştik. Beraber.

"Çık"soğuk ameliyathanenin duvarları inlemişti. Kaç ölüm görmüştü bu duvarlar. Serayın yanına
İlerledim bakabilecekmiydim yüzüne ezberlediğim yüz ifadelerine yeni birisi eknebilecekmiydi.
Koyu yeşil örtüsü avuçladım, ve yavaşça çektim soluk teni herzamanki soluk ten ,yeşilleri gizleyen deri parçası ve yüzde hiç görmediğim ölümün çaresizliği.
 "Seray meleğim aç gözlerini bak vazgeçmemiştinya benden, hadi yine vazgeçme savaş "gözlerimden akan damlalar onun yüzünde hayat bulmaya çalışıyordu ama damlaları karşılayan soğuk bir duvardan ibaret değildi.
"Serayyyy seray kalk serayy"duvarlar çarpan ses bütün benlikle geri çarpıp geliyordu...
Seray hayatının sınavını bitirmişti ve ondan kalan bir hediye bırakmıştı. Derini..
"Bir istiridyenin incisini sakladığı gibi korumuştum,ben seni çok sevdim seray belki anlamamıştırsın sessizliğimden,ben seni çok sevdim derin derin derinlerinlerimde ellerin. Ben seni hiç böyle sevmemiştim, gideceksin diye korkarak"Kulağına fısıldadığım son sözcükler onla birlikte karanlığa gömüldü. Ve o gün benim çaresizliğimdi.

Derin artık 17 yaşında onyedi yıldır seraysızım derin içine kapanık değil ama çözemediğim bir sır gibi ve bu beni oldukça korkutuyor. Seray ı öldüğünden bahsetmiyoruz Derin artık çocuk degil,17 yıldır sorun çıkarmadı isyanda etmedi. Ama derin doğum gününden nefret eder,serayı o öldürmüş gibi kendisiyle kavga eder. Holding olmasına rağmen çalışır kendisi yapmaya .
Benden birtek birşey istedi annesi gibi bateri çalmayı serayada ben öğretmiştim o zaman seray 17-18 yaşlarındaydı en büyük hayali bateri çalmakmış ama seray melek gibiydi ondan beklenecek şeyler değildi. Ama öğrettim deli gibi gece gündüz çalıştı ve öğrendi.
Fotoğraflarımızı gördüğünde hemen öğrenmek istedi bateri görse dayanamaz gider hemen iki vururdu.

GÖLGELERE SARILANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin