1

7 2 0
                                    




Homurdamaya başlamıştım bile '' Kızım! Biraz yavaş olsana saçımı yoldun.''

''Allah aşkına sus, daha yeni başladım bir dur''  Kafama indirdiği tarağa bakıp sinirlendim, beni anlamıyordu sanırım, saç köklerimi ağlatmıştı.  Elindeki saçlarımı tuttum sızlanmaya devam ettim;'' Yapma kulun köpeğin oluyum, ne istersen yaparım ama yalvarırım saçımı bırak kardeşim''

Benim yakarışlarıma karşı gelememiş olsa gerek saçlarımı bıraktı ''Aman be hanım evladı, seni bir tek Çağrı adam eder bekle!'' Saçlarımı bıraktığı için 0.3 saniyeliğine dünyanın en mutlu insanı olmuştum  ama bu mutluluk Çağrı'nın saçımı yapacak olmasına karşın uçtu gitti. Çağrı ne anlardı saç yapmaktan?

''O eksik kalsın ben kendim düzleştiririm saçımı size ihtiyacım yok''  diyerek düzleştiriciyi elime aldım.  Ashley yani Ash benim en yakın arkadaşım, üç yıl önce Bodrum'da  tatilde tanışmıştık tabi o zamanlar türkçesi daha kötüydü. Şuanda dili biraz peltek olmasına rağmen akıcı türkçesi var; bunu da bana borçlu.

Çoktan ısınan düzleştiriciyi gelişi güzel saçıma yapıştırdım, Ash her seferinde saçımı yapmak istiyor ben de her seferinde engelliyordum. Her günümüz böyle geçiyordu yani Çağrı gelene kadar; o bizim hayatımızı bir çırpıda değiştirmişti.İkinci sınıftayken yurtta kalmak çile gibi geliyordu bu yüzden Ash ile birlikte eve çıkmak istiyorduk ama İzmir'de ne ucuz ev bulmak kolaydı ne de extra bir oda arkadaşı. Sınıfımızdaki kızlardan hayır yoktu hepsi ya ailesi ile yaşıyor ya da yurtta kalıyordu,  bize de ev arkadaşı aramak düştü ve Kübra'nın önerisiyle Çağrı'yla tanıştık. Tabiki ilk karşılaşmada içimiz ısınmış değildi ama el mecbur diye düşünerek hatta erkek olmasını bile kafaya takmamaya çalışarak ona güvendik. Tam olarak 3 aydır onunla yaşıyoruz buna rağmen ailem hala bir erkekle yaşadığımı bilmiyor.

''Tomris, ne yapıyorsun?'' demesiyle yerimde sıçradım. Çağrı gelmişti gelmesine ama bana da bir yanık izi kazandırmıştı. Düzleştiriciyi fırlatıp parmağımı dilime -çok saçma biliyorum- değdirdim.  Çağrı da üstüme atılıp elimi dilimden uzaklaştırdı '' Mal mal ne yalanıyorsun? Gel şuraya suya tutalım''

''Bırak sen bırak hallederim ben'' diyerek elimi elinden kurtardım. Yeniden elimi kavramasıyla yerimde durmamın daha iyi olacağına kanaat getirdim ve sürüklediği lavaboya geldik. Elimi değen soğuk suyla yanan parmağımda bir rahatlama olduğundan nefesimi hafifçe dışarıya verdim. Kafamı kaldırdığımda aynada kendimi görmeyi bekliyordum elbette ama Çağrı'nın da yanımda olması bana çok farklı bir his vermişti, sanki yanımda çok farklı biriydi, birlikte çok farklıydık. O çok bakımlı ve yakışıklı bir erkekti ama ona arkadaştan öte bir gözle baktığım için kendimden utanmıştım. Kafasını kaldırdığında yüzünü ekşitti '' İyi misin?'' demesiyle kendime gelmem gerektiğini kavradım "Evet evet iyiyim '' gülümsedim ''Teşekkürler''

''Bundan sonra daha dikkatli olmalısın, küçük bir yanık olabilir ama sen bu sakarlıkla evi bile yakarsın.'' Gülümseyişimi durduramıyordum.
"Çok biliyorsun sen" Elimi hızla elinden çektim."Sen bana mı sulanıyorsun?" Lavabodan uzaklaştım ve kafamı aşağı eğip saçlarımı bir araya getirdim, bileğimdeki tokayla da güzelce bağladım. O da arkamdan gülerek geliyordu.
" Saçmalıyorsun, sen benim küçük kardeşim gibisin" Oldukça haklıydı.
" Biliyorum sadece şakaydı. Bu arada süt bitmiş almayı unutma olur mu?" Konuyu değiştirmeliydim "Biliyorsun Ash son günlerde çok fazla spora gidiyor ve yorgun dönüyor benim de hazırlamam gereken bir ödevim var lütfen lütfen" diyerek eline yapıştım. Eline dokunmamla yine garip duygu bacaklarımı titretti.
"Tabiki alabilirim Tomris, 10 dakikaya gelirim" gülümsedi, gözleri öylesine yeşildi ki bana asıl bunu hissettirenim gözleri olduğunu düşündüm ama bu kısa süreliydi. Bence bunu bana yaşatan hormonlarım veya öylesine bir etkilenmeydi sonuçta aynı evde kalıyoruz belki de bunu Ash bile hissetmiştir. Çağrı hiç bir kızla ilgilenmez hep kendi halinde bir çocuktu hiç olmazsa 3 aydır. Farklı biri olsaydı çeşitli şeyler yapabilir bizi kapı deliğinden dikizleyebilirdi ya da odama kamera yerleştirirdi ya hiç olmazsa bir dokunmaya çalışırdı, biliyorum çok aşırı düşünüyor olabilirim ama yıl 2017 ve bu kadar iyimser birini tanımamıştım, günümüz şartlarında bu tür şeyler çok normal karşılanıyor. Ülkemizin durumu git gide kötüleşiyor. Ama o çok farklı bir kere bize karşı çok kibar ve sahiplenici. Belki de bunlardır beni etkileyen.
"Şey, düşündüm de ben de gelsem iyi olucak biraz gezmek iyi olucak gibi" yeşil gözlerinin içine baktım bir duygu kırıntısı ararcasına.
"İstersen gelebilirsin bekle de hazırlanıyım hem sen de üstünü değiştirmek istersin" diyerek gözlerini bacaklarıma çevirdi. Ben de kafamı indirdiğimde şirinler olan mavi şortumu gördüm. "Ağda vaktin mi geldi senin?" Sırıtmaya başladı. Ne dediğini kavrayamadan uzaklaşmıştı. Ağzım beş karış açıldı, ne demek ağda vaktin geldi? Koşarak odama geçtim ve yatağa oturup bacaklarımı uzattım.
"Anlamıyorum ne var ki bacaklarımda tertemiz işte" Allah Allah. Durup dururken sinirlenmiştim, yataktan kalkıp bir kot pantolonumu aldım direk üstüme geçirdim.
"O kadar uyardı çocuk kısa bir şey giyip rezil olamam en iyisi budur"
"Bir dakika! Ben neden kendi kendime konuşuyorum?"
"Aman neyse ne"
Kapıdan dışarı adımımı atar atmaz Çağrı'yla göz göze geldim. Acaba beni duymuş mudur diye düşünüyordum ama bunun mümkün olmayacağını kapıyı kapatmış olduğumu kendime hatırlattım, o da bu sırada kafasını aynaya çevirdi. Ben hazırlanmıştım ama o hâlâ saçlarını yapmakla meşguldü. Neden bu kadar süs anlamıyorum ki alt tarafı bir bakkala gidiyorduk.
"Beyfendi hazırlanamamış" diyerek ofladım.
Gözlerini devirerek bakışlarını tekrar aynaya yöneltti, sanırım kendini beğeniyordu yoksa bu süs niye?
"Hazırsan çıkalım hadi" demesiyle hızlanıp kapıya yöneldim ev terliklerimi odaya doğru fırlattım Çağrı sinirli bakışlarını yeniden bana yöneltti "Sen nasıl kızsın anlamıyorum ki ben bile senden daha kızım!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İRŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin