Begüm. Nasıl anlatsam bilemiyorum. Gerçekten güzel yüzü ve mükemmel fiziğiyle ilgi çeken bir kızdı. Tamamıyla masum görünmesine aldanıp içindeki karakteri umursamayanlardan biri olarak ben de onun kurbanı sayılabilirim. Etrafındaki herkesi masum görünüşüyle kendine çekiyordu. Her yerde onun gerçek yüzünü görenler tarafından (aralarında benim de olduğum) söylenen kötü sözler nasıl oluyorsa onun arkadaş edinmesini azıcık bile önlemiyordu. Onu ilk defa gören birine karşı aşırı iyi, yumuşak ve sıcak davranması , kişinin söylentilere şaşırıp onun yanında olmasını sağlıyordu.Bundan tam 1 sene öncesine kadar bende aynı şekilde onun yanında olmuştum ve bana diğer arkadaşlarının yanında daha yakın davranması kendimi onun yakın arkadaşı gibi hissetmeme neden olmuştu ve ona çoğu sırrımı söylemiştim ancak bu olay sadece 2 ay sürdü ve sonradan benden uzaklaşıp daha çok benim diğer arkadaşlarımla, sevgilimle ve sevgilimin arkadaşlarıyla ilgilenmeye başlaması beni sinir etmişti ve ona kısa ve öz tehdit içerikli bir konuşmayla kendimden ve diğerlerinden uzaklaştırmıştım. Ancak bunun işe yaramadığını gördüğümde daha fazla üzerine gitmiştim ve en sonunda onunla zorla da olsa kısa bir anlaşma yapmıştım. O benden ve çevremdekilerden uzak duracaktı bense bir daha onunla uğraşmayacaktım.
Anlaşılan o ki anlaşmayı fes etmem gerekecekti çünkü o kendi kurallarına sadık kalmamıştı.
Yine yalnız kalmıştım. Yanımda sadece 4 kişi kalmıştı. Ancak bu durum bir kaç güne değişecekti ve bu sefer kimse ben istemedikçe beni durduramayacaktı.
Eve giderken yoldaki bir kırtasiyeden sade bir defter ve birkaç kalem aldım. Yeni defterimi günlük olarak kullanacaktım ve şimdiden anlaşılan üzere harika bir hikayeye tanık olacaktı bu defter.
*****
Bu hafta okula gitmeyecektim zaten 2 gün kalmıştı şunun şurasında. Telefonumu çıkartıp gerekli yerlerden randevu aldım. Fazla sıkıntı olmadı çünkü bütün işlerimi önümüzdeki 4 güne dağıtmıştım. Eve gider gitmez gardırobumun içinden sevimli mickey mouse pijamalarımı çıkarttım. Bu gün kesinlikle bunları son giyişim olacaktı.
*****
Erkenden uyuyakalmanın erkenden uyanmanızı sağlayacağını düşünmek saçmalık. Tabii ki erken uyanmadığım düşünülünce gerçekten faydalı olduğuna kanaat getirdim çünkü normalde uyuduğum 7 saatin aksine 11 saat uyumuş ve tamamen ayılmıştım. Kendime gelmek amacıyla mutfağa giderken geçtiğim aynada yansımamı görünce sırıttım. Elimde tuttuğum bardağı dikkatlice odama götürdüm ve üstümdekileri çıkarmaya başladım. Aklıma kızlar gelince Beren'i aradım ve telefonu hoparlöre alıp üstüme giyecek bir şeyler bulma amacıyla yatağıma oturarak gardırobu incelemeye başladım. Bu sırada Beren telefonu açtı.
-" naber alya?"
-"hiç ya aynı asıl sizden naber?"
-"bizde de bir değişiklik yok ama sana bir şey anlatmaya karar verdik buluşabilir miyiz?"
-"peki, bugün alışverişe gidecektim siz de gelin isterseniz."
-" iyi olur ama ben tek geleceğim diğerleri Ada'nın yanına kalmalı-"
-"ned..-"
-"gelince anlatacağım zaten hiç soru sorma."
-"peki o zaman ben sana konumu atıyım zaten yarım saate çıkıyorum evden bütün gün orada olacağım sen ne zaman istersen gel."
-"tamamdır. Hadi görüşürüz."Üzerime bol ve uzun bir kazak altıma da deri taytımı giydim. Makyaj yapmakla şimdi uğraşmak istemediğimden çantamın içine birkaç makyaj malzemesi attım. Sabahları kahvaltı yapmayı sevmediğimden onu es geçip kapıya yöneldim. Kenarda duran deri botlarımı giyerek kapıyı kapıyı kilitledim. Ah! Taksi çağırmayı unutmuştum. Telefonumda kayıtlı numarayı arayarak bulunduğum konuma bir taksi göndermelerini söyledim. Bir ara babamı arayıp araba göndermesini söylemeliydim. Her gün taksi zor oluyordu.
(içine giydiği beyaz sweatshirt olmadan düşünün)
Sonunda avm'ye geldiğimde telefonumdan saati kontrol ettim. Beren mesaj atmıştı ve bir saate geleceğini söylemişti, ben de ona konum gönderdikten sonra içeri girdim. Ayarladığım stiliste bir saate burada olmasını söyleyen bir mesaj attıktan sonra gezinmeye başladım. İlgimi çeken bir kaç aksesuarcıya girdikten sonra sıkılıp yemek katına çıkıp oturacak bir yer aradım. Şansıma fazla kalabalık değildi. Tam kafamı masaya koymuşken telefonumun çalmasıyla ofladım. Arayan Beren'di.
-"hangi kattasın ?"
-"yemek katında oturuyorum."
-"tamam geliyorum." deyip kapattı telefonu. Fazlasıyla hızlı gelmişti ama iyi olmuştu. Çok sıkılmıştım çünkü. Bir anda karşımdaki sandalyenin çekilmesiyle kendime geldim ancak karşımdaki kişiyle kaşlarımı çattım. Hiç tanımadığım bir çocuktu. Çocuk sırıtarak elini uzattı;
-"ben Enes sen de Alya olmalısın."
-"evet." diyerek elini ittirdim.Beni nereden tanıdığını sormamı bekliyorsa çok bekler.
-"anlaşılan sen başka birini bekliyordun ama olsun seninle tanıştığıma memnun oldum Alya" derken sandalyesini ittirerek ayağa kalktı ve göz kırparak uzaklaştı. Bense onun arkasından gözlerimi devirerek önüme döndüm. İleride etrafına bakınan Beren'e el salladım ve yanıma gelmesini bekledim.
Oturduğunda hemen konuya girdi.
-"bak Alya, Ada bu konuda çok hassas o yüzden ona karşı bu konuyu fazla açma."
-"tamam"
-"Ada'nın babası yıllardır kanserle savaşıyor ve son günlerde durumu ağırlaştı. Ada'nın dediğine göre annesi onları terk ettikten sonra hastalanmış. O yüzden Ada annesine nefret besliyor."
-"çok zor bir durum biliyorum birkaç yıl önce benim de baba olarak gördüğüm kişi aynı duruma düşmüştü ama çok ilerlemiş o yüzden bir kaç içinde daha savaşamadan vefat etti."
-"başın sağ olsun."
-"teşekkür ederim elimden bir şey gelebilirse çok sevinirim."
-" sadece Ada bunu kimsenin bilmesini istemiyor sen de gizli tutabilirsen iyi olur."
-" tabi tabi."
Daha sonrasında ise bana aç olup olmadığımı sordu ikimiz de aç olmadığımız ayağa kalktık ve en aşağı kata indik. Planımız sırayla bütün katları dolaşmaktı. Girişin hemen yanındaki dükkanın vitrini hoşumuza gittiğinde içeri girdik. O sırada stilistim Ebru geldiğini belirten bir mesaj atınca girdiğimiz mağazanın adını ona yolladım. Köşede eline ne geçerse alan Beren'in yanına giderek;
-"bunların hepsini deneyecek misin?" diyerek şaşkınlığımı dile getirdim. O ise bana dönüp gülümseyerek elindekileri gösterdi ve,
-"bu daha hiçbir şey." dedi
Yanımıza gelen Ebru'ysa konuşmamızın sonunu duymuştu. Bana dönerek ;
-"en azından bugün için sen de alışmalısın buna."dedi
Beren önce Ebru'ya sonrasında bana sorarcasına baktı. Bense sırıtarak ikisine baktım.
-"bugün çok eğleneceğiz."
gençler kitabı hikayesine ekleyen ya da merak eden var mı bilmiyorum ama bir süre yazamamıştım. bundan sonra yapabilirsem her hafta veya 2 haftada bir bölüm yayınlamaya çalışıcam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Jugendliteratur" Yaralar sahiden kapanır mı bir gün ?" Ona söylediğim bu laf boşa atılmış ve umutsuzca cevaplanmayı bekleyen sorudan ziyade bir yakarıştı. Sustu. Sustum. "Anlatmak ister misin?" dedi usulca. "Neden anlatayım ki." "Doğru, ben kimim ki bana anlatac...