Merhba benim adım Miraç buda benim hikayem.
Her zaman sahip olduklarınızın değerini bilmelisiniz. Ben sadece kendime be kıyafetlere sahibim bir ailem yok dayım yengem ve salak kuzenim Cenkle birlikte yaşıyorum. Annem ve babam bir yangın da ölmüşler benide dayımalara emanet ermişler o günden beri bana bakıyorlar nasıl mı?
Sabah her zamanki gibi yengemin kapıyı tekmalemesiyle uyandım. "Kalk hadı seni zilli kalk sana diyorum. Hadi." küçücük odam vardı bir yatak ve bir dolap başka hiçbir şey yoktu. Yataktan kalktım ve dışarı çıktım saçım her zaman ki gibi darmadağındı. Aşağı mutfağa indim. Yengem yemek yapmıştı. Bir sandalye çektim ve oturdum. "Hasan Cenk çok hasta onu hastaneye götürmeliyiz." Dedi telaşla Ayşe yengem. Dayım "Tamam, sen burada kalıyorsun küçük velet eğer bir yaramazlık yaparsan seni mahfederim anlaşıldı mı?" Dedi sanki çok yaramaz bir çocukmuşum gibi davranmalarına sinir oluyorum. Başımı sallayarak onayladım. Onlarda arabaya binip gittiler.
İlk önce kahvaltımı yaptım sonra masayı topladım. Şimdi ise televizyon izliyorum. On yaşındaki bir çocuğa göre hiçbir program yoktu. O sırada kapı çaldı. Dayımlar gelmiştir diye kapının deliğine bakmadan açtım. Ama dayımlar değildi bi kadındı. Boyu uzundu ve başında dallardan yapılmış bir taç vardı.
"Bu-buyrun." Diye kekeledim. "Miraç ah sen misin bu, ne kadar da büyümüşsün gel sana bir sarılayım." Dedi ve bana sımsıkı sarıldı. "Pardon sizi tanıyamadım." Dedim yine korkak bir şekilde. "Tanıyamazsın tabi en son karşılaştığımızda daha iki yaşındaydın." Arkadan araba sesi geldi bunlar dayımlardı. Kadın "Bunlar özelsiz değil mi?" Diye sordu. "Üzgünüm ama anlamıyorum."
"Aa evet bunları tanıyorum." Dedi ve dayımlar yanımıza geldi. Dayım "Sen n-ne arıyorsun burada?" Dedi "Bu senin dayın Hasan olamalı. Hmm bu ise yengen bu da kuzenin olmalı kaç sene geçti ama sizi hatırlıyorum. Siz de hatırlıyorsunuzdur inşallah." Dedi ve ona anlamlı anlamlı baktı. Cenk çok korkmuşa benziyordu. "Neyse kapı da mı konuşacağız içeri geçelim. " dedi ve yanımda geçerek eve girdi ardından dayım ardından yengem ve Cenk girdi. Kapıyı kapattım ve bende içeri geçtim. "Sana o çocuğu vermeyeceğiz!" Diye bağırdı dayım. "Sana verir misin diye sormuyorum vereceksin o buraya ait değil, o özel olanların yanında büyümeli annesi ve babasının isteği üzerine on sene burada kaldı ama artık burada kalamaz." Diye bağırdı. "Hayır efendim bu kız burada kalacak." Benden mi bahsediyorlardı? "Beni sen mi durduracaksın." Dedi ve eliyle birşeyler yaptı ve elinden agaç dallarına benzeyen birşeyler çıktı o dallar büyüyerek dayımın üstüne doğru gitti dayım geri geri gitmeye başladı. En sonunda duvara çarptı. Dallar gitgide büyüyordu. Ağzım açık kalmıştı. Yengem ve Cenkte korkudan ne yapacaklarını şaşırmışlardı. "O çocuk benimle geliyor. Anlaşıldı mı?" Dedi dayım korkudan terlemişti. Başıyla onayladı. Kadın dalları geri çekti. Ve bana döndü. "Gerçek yuvana gitmeye hazır mısın?" Diye sordu."Nereye gidiyoruz."
"Eşyalarını daha sonra almaya başkalarını yollarım. Hadi gel." Dedi beni umursamadan.
"Nereye gidiyoruz?" Diye tekrarladım. "Özel olanların yanına."
"Özel olanların yanına mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL OLANLAR
FantasyKendimi özelsiz zannederken. Adım Miraçtı ama şimdi Sozi. Beni istiyor. Benimle savaşmak istiyor. Ama bu sever ben kazanacağım ben savaşacağım ben intikam olacağım.