Sinir bozucu alarmla sabah zar zor gözlerimi açtım.
Yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım, ardından okul formamı giyip kahvaltıya indim annem, babam ve onur sohbet ederek kahvaltı yapıyordu.
Geçip sandalyelerden birine oturdum tebessüm ederek günaydın dedim. Annem "günaydın kızım" dedi babam onurla ilgilendiğinden beni duymamıştı bile ben kahvaltıma devam ederken ablam neşeyle "günaydın millet" diye bağırdı .
' sabah sabah nasıl bu kadar cazgır olabiliyor ' diye içimden geçirdim.
Sonunda kavhaltımı bitirip babam ve ablamla birlikte arabaya bindik babam bizimle çokta iletişime geçmezdi onun hayatı işlerinden ibaretti.
Cama kafamı koyup yola bakıyordum sonunda okuluma varmıştım arabadan inip sınıfa doğru ilerlerken "melek" diye bir ses işitim arkamı döndüğümde bizim kızları gördüm, koşarak bana yetişmeye çalışıyolardı yanıma geldiklerinde beraber sınıfa çıktık.
Ben en arka sırada perihanla beraber oturuyodum.
Hoca sınıfa girmişti ve ders başlamıştı. Ama ben ders dinlemem ne biliyim ben hiç zengin hayatıma uyum sağlayamıyordum. Ne annem nede ablama benzemiyordum yani tip olarak belki ama ruh olarak asla.
Önümdeki defteri karalarken perinin dürtmesiyle, kendime geldim zil çalmıştı herkez dışarı çıkarken bizde kantine doğru ilerledik.
Kahvelerimizi alıp sohpet ediyorduk hepsi alışverişler, gece kulüpleri,lüks arabalardan bahsederken ben onları dinlemeyi tercih ettim.
Gezmeyi tozmayı severdim ama parayla hava atmak yada parayla övünmek bana göre değildi.
Tekrar zilin çalması ile sınıfa doğru ilerledik. Bu gün sadece üç ders var, veli toplantısından dolayı ve sonunda ikinci dersinde sonuna gelmiştik.
Üçüncü ders geçmek bilmedi kafamı sıraya kaç kere koyup kaldırdığımı hatırlamıyorum artık sıkılmıştım ve zilin çalmasını bekliyordum, ve zilin çalmasıyla yerimden fırlayıp birinci kata indim annemi görür görmez ona doğru koştum "kızım araba bekliyo sen eve git " diyen anneme "tamam anne" diyerek yanağına kondurduğum öpücükle bahçeye indim, arabayı görür görmez atladım arabada yabancı ve hafif bir müzik çalıyordu.
Kenan amca (şöför) arabayı kullanırken milletin istediği zengin hayattan sıkıldığım hergün aynı şeyleri yaşamaktan bıktığımı düşünerek arabanın ani freniyle sarsıldım ve kenan amcanın arabanın kapısını açmasıyla vilaya vardığımı anladım inip içeri girdim.
Onur, nuray abla (yardımcımız) ikisi beraber oyun oynuyordu. Onları rahatsız etmeden odama çıktım üstümü değiştirme gereği duymadan çantamı kenara atıp kendimi yatağa fırlatım. Uyuya kalmışım.
Sonra büyük bir gürültüyle yerimden fırladım. Odanın kapısını açarak aşağıya doğru koştum.
Gördüğüm manzara karşısında şok olmuştum,
Babam kanlar içinde yerde yatarken annemde başında onu uyandırmak için çabalıyodu ablam ise bi kenara geçmiş masum bir çocuk gibi annem ve babama doğru bakıyordu, diğer tarafta ise aynur teyze onura sarılmış içeri götürüyordu ben ise olduğum yerde kalakalmıştım ardından duyduğum siren sesiyle irkildim sedyeyle içeri giren 2 adam ve 1 kadın vardı.
Babamı sedyeye yatırıp götürdüler annem ise aynur teyzeye dönüp ağlayan ses tonuyla "çocuklar sana emanet " dedi telaşlı bir şekilde kapıyı kapatıp evden çıktı ablam ve ben olduğumuz yerde kalakalmıştık birbirimize dolu gözlerle bakıyorduk aynur teyze onuru odasında bırakmış bizi izliyordu onunda gözlerinden üzüntüsü belli oluyordu.
Ağzım halla açıktı gözlerim dolmuştu başıma saplanan ağrı birden başımın dönmesine neden oldu kendimi çok güçsüz hissettim zorla duvara tutundum ve yere yığıldım.
Gözlerimi açtığımda başımda orta yaşlı bir adam vardı. Bana "nasılsın küçük hanım" dedi
Konuşucak halde değildim nerde olduğumu anlamak için kafamı çevirdim, serumu fark edince hastanede olduğumu anlamıştım.
Kafamı çevirdiğimde bana bakan doktara "evet, iyiyim " dedim. Doktor koluma bağlı olan serumu çıkarırken
Kapı sesini duyunca direk kapıya doğru baktım, bu ablamdı gözleri ağlamaktan kızarmıştı ağır adımlarla yanıma geldi.
Doktor "bu küçük hanım taburcu olabilir " dedi ablamda "tamam" anlamında başını salladı. Doktor çıktıktan sonra bende ayakkabılarımı giyindim.
Koridora çıktığımızda ablam ağlamaya başladı. Ne oldu diye sormak isterken aklıma babam geldi, benimde gözlerim dolmuştu kasılmaktan ağlayamıyordum koridorun sonunda annemi gördüm duvarın dibine çökmüş elini başına koymuştu ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Ablam annemin yanına çökmüştü ne olduğunu anlamaya çalıştım kesin kötü bişey olmuştu.
Yanlarına çöküp "babam nasıl" dedim güçlükle ablam kekelemeye başladı "ba..bam ... Onu kaybettik" dediğinde daha fazla ağlamaya başladı.
Dayanamadım, kendimi tutamadım bende ağlamaya başladım.
Bu olanları hiçbir şekilde unutamayacaktım hafızama kazılı kalan acı bir hikaye olarak kalıcaktı. Bi yanım eksik kalıcaktı bana sürekli sevgi göstermiyordu ama varlığını bilmek bile bana huzur veriyordu. Anlamadığım çok şey var ama öğrendiğim tek şey Babam artık yoktu...
Ona veda etmek çok zordu gel desem gelemez dön desem dönemezdi. Geri dönüşü olmayan bu veda canımı yakıyordu...
* * * * *Babamın yokluğuna alışmamıştım bazen hazır sofrada onu bekliyorduk heran kapı çalıcakmış ve gelicekmiş gibi ama gelmiyordu ve gelmicekti. Bizi bırakıp gitmişti. Özlüyordum hemde çok ama bi faydası yoktu.
Okullar 15 tatile girmişti. Erken uyanmıyordum, gözlerimi açtığımda saat 11:25 geçiyordu. Yataktan kalkmıştım elimi yüzümü yıkayıp kıyafet seçiyordum. Siyah pantolonun üstüne beyaz gömlek giyindim saçlarımı düzleştirip hafif bir makyajla aşağı indim.
Annem, ablam ve onur salonda oturuyorlardı. Mutfağa doğru giderken annem "melek" dedi.
"Efendim anne"
"Konuşmamız lazım kızım" diyerek bana baktı.
Yanlarına gidip koltuğa oturdum ve ne olduğunu anlamaya çalıştım. Annem konuşmadan önce aysun teyzeye onuru içeri götürmesini istedi onlar gittikten sonra söze başladı.
"Kızım, babana olanlardan sonra burada kalamayız, bu ev bu şehir bana onu hatırlatıyor izmire teyzenlerin yanına gidiyoruz bunun için okulun tatil olmasını bekliyordum, Birkaç gün içinde gidiceğiz, hazırlansan iyi olur."
Birşey diyemeden tekrar odama gittim annemi haklı buluyordum. Babama olandan sonra bende burda durmak istemiyordum hem acı verici hemde tehlikeliydi. Babama bunu yapanlar annemede aynısı yapabilirlerdi. Aklıma İzmir geldi saat kulesi, konak,alsancak fotorafta görmüştüm güzel yere benziyordu. Umarım öyledir ve bu hem yeni bir hayatın başlangıcı ve değişimiydi herşey farklı olucaktı umarım güzel olurdu.
İzmirde teyzemlerin yanına gidecektik. Teyzem çok iyi biri orada iki tane kuzenim var. Biri benim yaşımda 17 adı pelin çok kafa dengi anlayışlı bide berk var oda 18 yaşında biraz gıcık olabilir ama sert göründüğü kadar komik biri.
Onlarda annesiyle kalıyor annesi ve babası ayrı babasını senelerdir görmüyorlar.
Babasıyla annesi ayrılmadan önce zenginlerdi şuanda öyleler ama sakin ve sade bir hayat sürüyorlar. Benim istediğim ise şu sıkıcı hayattan kurtulup biraz canlı,maceralı,aksiyonlu bir hayat.
Bir kaç gün içinde izmire merhaba diyeceğim ve o günü sabırsızlıkla bekliyorum. İstanbulu bırakıp gitmek oraya alışmak zor olucak ama beni buraya bağlayan kimse yok zaten annem ablam ve kardeşim yanımda.Geride bir hayat bırakıp başka bir hayatta sürükleniyordum. Elimden gelen tek şey izmire gidip oraya alışmaktı bunda sıkıntı yaşayacağımı düşünmüyordum. Tek istediğim ailemin yanında ve mutlu olmak.
Umarım öyle olur ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O TANIDIK SES
Подростковая литература" Hayatımın değiştiği nokta " Sürekli ortaya çıkan o tanıdık ses...