Artık istanbulu bir kenara bırakıp yeni hayatıma başlamıştım.
Teyzemlere ait olan apartmanın 6. Kattına yerleşmiştik herşeyi bir kenara bırakıp buraya alışmaya başlıyordum tabi pelinde bana katkıda bulunucaktı.
Okulun açılmasına 1 hafta vardı yeni şehir, yeni ev, yeni eşyalar, yeni okul, yeni hayat yeni başlangıç ve eski acılar.
Bu değişime ihtiyacım vardı.
Okul olmadığı için tembellik yapıyordum ve kapının pat diye açılması "kahvaltıyı odana mı istersin? Hanım efendi " diye alay eden ablama bakıp gözlerimi devirdim "Buraya getirsen fena olmazdı"dedim alay ederek.
"Başka emriniz varmı? "
"Hayır yok şimdilik bu kadar" ablam tam konuşmak için ağzını açarken, " tamam çıkabilirsin" dedim yine alay ederek.
"Ağzını, burnunu kırmadan çık şurdan" diyip kapıyı kapatı.
Yataktan çıkıp elimi yüzümü yıkadım sonrada yırtık kot pantolon üstüne ince bir kazak giyindim. Saçlarımı tepeden dağınık topuz yapıp makyajımı tamamladım.
Odamdan çıkıp mutfağa gittim kahvaltı hazır ve ben çok açtım sandalyeye oturup yemeğe başladım. Ablam bana bakıp kahkaha attı.
"Ne gülüyon be "
"Bu kadar aç olduğunu bilmiyordum"
"Midemin bekçisi değilsin"
"Obezite olunca o güzel kıyafetlerini elle geçireceğim" dedi hain bir ses tonuyla.
"Parçalarım genede sana kıyafetlerimi vermem"
"Giymeye çalışırsan senin parçalamana gerek kalmaz kendiliğinden parçalanır zaten"diyerek tekrar kahkaha attı .
Sinirlenerek ona baktım annem "yeter yemeğinizi birbirinizin beyni yerine kahvaltınızı yiyin" dedi. Ablam "merak etme anne o hem kahvaltıyı hemde beynimizi yer" dedi. Doymuştum ve masadan kalktım ablamın yanından geçerken "olmayan beynin için neden teşlandın anlamadım" diyerek yanından geçtim yüzünün aldığı şekli zihnimde canlandırıp gülmeye devam ediyordum. Onur, "Abla delirdin mi kendi kendine neden gülüyorsun" dedi.
"Onu Gözde ablana sor" diyerek odama telefonumu almaya çıktım. Şarjda duran telefon ve kredi kartımı cebime atıp ayakkabılarımı giyinmeye indim. Mutfakta annem tekti "anne ben biraz dolaşıcam" dedim "geç kalıcaksan yada bir şey olursa haber ver kızım" dedi yanağından öptüm "görüşürüz anneciğim"Sonunda apartandan çıkmıştım ilerlemeye başladım. Telefonum titreyince cebimden çıkardım. Pelin mesaj atmıştı.
PELOŞUM;
biz kızlarla kafedeyiz istersen gelebilirsin :)Cevap olarak;
Olur konum at :p
Yazdım.
Gözüm telefonda pelinin konum atmasını beklerken, birine çarptım ve yere yapıştım, kafamı kaldırıp baktığımda oldukça yakışıklı ve bir o kadarda sert olan çocukla göz göze geldim.
Ayağa kalkıp "önüne baksana ya" diye çıkıştım."Gözü telefonda olan sensin bence sen önüne bak "
"Gözümün telefonda olduğun gördün kenardan geçseydin"
"Ezip geçmek hoşuma gitti" diyerek pis pis sırıttı.
Duymamazlıktan gelip adım atarken kolumdan tutup çekti.
" cevap verseydin iyi olurdu" dedi 'ne yapmaya çalışıyo bu çocuk' diyen iç sesimle aynı fikirdeydim. Telefonumun titremesini hissedince kolumu ondan kurtarıp elimi cebime attım Pelin konum atmıştı. O hayvana bakmadan yoluma devam ettim tabi arkamdan güldüğünü duydum ama takmadım.Sonunda kafeye varmıştım içeri girip etrafa baktım pelini görünce hemen yanına gittim.
Masada üç tane daha kız vardı. Pelin beni çekip yanına oturtu "kızlar bu bahsettiğim kuzenim melek yeni geldiler ve bizim okulda okuyacak annem müdürle konuşucak belki bizim sınıfta bile olabilir " dedi.
Arasından biri "ben ipek" elini uzattı. "Memnun oldum" diyerek elini sıktım. Diğeri ise aynı şekilde "benim adım didem" "memnun oldum" diyerek elini sıktım. Son alarak "bende cansel" diyen kızın elini sıktım. ' tamam memnun olduk işte'Sohpet ederken birden hepsinin gözü kapıya döndü önce irkildiler ve sonra "ay çok tatlı değil mi? " diyen didemden sonra "aşırı tatlı " diyen cansel onlara katılıp "tatlı ötesi" diyen ipeğin aval aval nereye baktığını anlamak için kafamı çevirdiğimde gördüğüm bana çarpan hayvandı.
Aslında oldukça yakışıklı, tatlı,serti bende böyle düşünüyordum, ama umrumda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O TANIDIK SES
Teen Fiction" Hayatımın değiştiği nokta " Sürekli ortaya çıkan o tanıdık ses...