-1-

49 5 1
                                    



                        Kış mevsimi yaklaşmıştı ... ama sadece dört mevsim soğuk ve yağmurlu geçen bir  şehir için hiçbir  şey  ifade etmiyordu. Bazı turistlere göre  hava gibi insanlarda soğuktu  ama yüksek kesimde yaşayan insanların belkide tüm şehrin en soğuk ve kibirli bir o kadarda  en   gizemli insanı aynı kişiydi. Çoğu kişi onunla konuşmamış hatta belki  görmemişti belki bu yüzden insanlara soğuk , kibirli ve gizemli geliyordu. Onunla konuşanlar ya önemli iş adamlarıydı ya da evinde veya holdinginde çalışanlarıydı. Kendileri  biraz (!) işkolikti. Sanılanın aksine genç ve güzel  bir bayandı . Adı  Deniz ...

                         Sabahın ilk ışıklarıyla her zaman ki gibi  kuşkusuz aynı saatte uyanırdı ve direkt banyoya yönelirdi ve hazırlanırdı . Uzun ve kıvrımlı merdivenlerden sesiz koridorlara tek ses ritimli inişinin çıkardığı ayakkabı topuğunun sesi olurdu. Merdivenin son basamağında bu ses ahengini bozan yardımcısı Elif' in , '' Günaydın Deniz Hanım .'' diyerek elindeki taze sıkılmış meyve suyunu uzatmasıydı. Deniz uzattığı bardağı alır ve kapıya doğru yürürdü. Kapıyı evin kahyası Ayşe Hanım açar ve buyurun dercesine kafasını sallardı. Bahçeye çıktığında bahçivan Hasan Efendi ve güvenlikçi hep bir ağızdan ''Günaydın. '' derdi. Deniz hiçbirini umursamadan arabasına  biner ve doğanın asfalrt  yolla birleştiği manzara arasında kaybolurdu . Evdeki çalışanlar  Deniz 'in bu tutumuna alışmıştı . Deniz  gittikten sonra rutin işlerine devam ederlerdi.

                             Holdingde de işler farklı değildi . Günaydın diyen çalışanlarına karşı tek yaptığı  yolda gelirken hemen hemen içmiş olduğu meyve suyu şişesini asistanı Gamze ' ye vermekti. Odasına geldikten sonra zaten Gamze gelir rutin toplantılar , çizimler , kontroller  programından bahsederdi. Belliydi sıkılıyordu ama taviz vermek istemez, belli etmezdi.

                             Evine geldiğinde yine her şey aynı olurdu. . Bazen aklına farklı biri olmak  veya en basiti tatil yapmak geliyordu sonra kendini  sarsıp sorumlulukları ve kariyeri olduğu aklına getiriyordu. O da biliyordu sıkılmıştı ama kendine itiraf edemiyordu . Onun tek dostu işiydi.

*****************

Belki ben onun kendinden daha iyi tanıyordum .  Belki onun dileğini gerçekleştirebilirdim. O beni görmese de , bilmese de  , duymasa da ben onun her hareketini her mimiğini ezberlemiştim . Yardım ederdim , özüyle buluşturup onu mutlu ederdim . Yıllardır kapattığım gizemli bir kapının açılma vakti gelmiştir belki de.




KAR TANELERİ ALTINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin